English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Come with you

Come with you tradutor Turco

26,628 parallel translation
Oh. I want to come with you inside me.
Sen içimdeyken gelmek istiyorum.
Yeah, I'm gonna come with you, actually.
Evet, ben de seninle geleceğim.
Maybe I should come with you.
Belki de seninle gelmeliyim?
Do you want me to come with you?
Seninle gelmemi mi istiyorsun?
I'll come with you.
Ben de sizinle geliyorum.
I'll come with you.
Ben seninle gelirim.
Come with you?
Seninle gelmek?
There's gonna come a time when this place isn't filled with people, and you and I are alone.
Buranın insanlarla dolu olmadığı, sadece senin ve benim olduğu bir vakit gelecek.
Why'd you come back with the guard?
- Tabii. Neden gardiyanla geri geldin?
Then, suddenly, he risks everything to come here, to spend time with... you.
Sonra birden bire buraya gelmek için her şeyi riske attı. Seninle vakit geçirebilmek için.
And I thought maybe... you might want to come with us?
Belki sen de bizimle gelmek istersin diye düşündüm.
I would like for you to come get ice cream with us.
Bizimle beraber dondurma yemeye gelirsen sevinirim.
Stanford. I want you to come with me.
Benimle Stanford'a gelmeni istiyorum.
So, you can either tell me what you know... or I'll walk out of here, and I will not come back with wine.
Yani, ya bana ne bildiğini anlatırsın ya da buradan çıkar giderim ve şarapla falan dönmem.
So you did come with a stick after all.
Beni teşvik etmenin yolunu bulmuşsun.
You want to come with us?
- Bizimle gelecek misiniz?
The interface still needs so much work, which is actually why I thought maybe I could send you some stuff and you can come up with some ideas, if you have a chance.
Yine de arayüz üzerinde çalışmam gerek. Bu yüzden şey diyordum, sana birkaç şey göndersem belki yeni fikirler bulursun? Vaktin varsa tabii.
Come with me if you want to live.
Eğer yaşamak istiyorsan benimle gel.
So could you come up with one for me, write it down, but don't tell me what it is?
Sen benim için bir tane bulup, yazıp, bana ne olduğunu söylemesen olur mu?
Would you come with me this afternoon to my fitting?
Öğleden sonraki provamda bana katılır mısın?
I know you're not happy with us, but the mayor called demanding you come to a meeting- -
Biliyorum bize kızgınsın ama belediye başkanı aradı ve bir toplantı yapmamızı...
Eh, why don't you come with us, as part of Justin's Soups?
Iıı, niye sen de gelmiyorsun? Justin Çorbaları'nın bir parçası olarak?
You sure you don't want to maybe come back with us tonight?
Bu gece bizimle dönmek istemediğine emin misin?
You go stay with your mother, and I come here.
Sen git annenle kal, ben de burada kalayım.
These guys, they come down here and they think they're dealing with a bunch of hayseeds, try to lowball you.
Bu adamlar buraya geliyor ve bir demet ahmakla anlaşacaklarını düşünüyorlar. Ucuza kapatmaya çalışacaklar.
No, I'm just being straight with you, Sondra, that that is what is going to happen, not because we're coming after you personally, but because of all the evidence that has come to light since the plea deal.
Hayır, sadece ne olacağı hakkında doğruları söylüyorum Sondra. Kişisel olarak peşinden gelmek için değil itiraf pazarlığından beri tüm kanıtlar aydınlandığı için.
Well, if you decide to stop being weird, you should come with me to a party at USC.
Eğer tuhaf davranmayı bırakırsan benimle birlikte USC'deki partiye gelmelisin.
Hey. You both better come with me.
İkiniz benimle gelseniz iyi olur.
Would you like it if I talked to the school and asked if you can come home with me for a few days?
Birkaç günlüğüne benimle eve gelmeniz için okulla konuşmamı ister misiniz?
You don't want to come home with Mummy?
Anneciğinle eve gelmek istemez misin?
Uh, do you want to come watch a movie with me?
- Gelip benimle film izlemek ister misin?
I want you to come run it with me.
Bu işi benimle birlikte yapmanı istiyorum.
Come on. If you got to put the beers in his hands, why don't you just take them with you?
Birayı alıp onun eline koyana kadar neden sen götürmüyorsun?
I'm wondering if you could come in the other room with me and just, like, real quick, apologize to Sam for kissing me?
Acaba benimle diğer odaya gelip, çabucak Sam'den özür dileyebilir misin beni öptüğün için?
PAULA : He is Josh's best friend, okay, and if you sleep with Josh's best friend, that ruins any possibility for when you finally come to your senses and realize that you are meant for Josh.
Josh'ın en yakın arkadaşı, tamam eğer Josh'ın en yakın arkadaşıyla yatacaksan aklın başına geldiğinde Josh ile olabilecek her şeyi mahvetmiş olursun.
When you arrived at the warehouse, did you come into contact with Ruth Iosava?
Depoya ulaştığınızda, Ruth Iosava'yla temasınız oldu mu?
Did you come into contact with a man named Julian De Vos when you were stationed in North Africa?
Kuzey Afrika'da görevli odluğunuz sürede Julian De Vos adlı biriyle temasınız oldu mu?
Did you come into contact with Ruth Iosava after Clare Itani's death?
Clare Itani'nin ölümünden sonra Ruth Iosava'yla temasınız oldu mu?
You should come with them, Latif.
Sen de onlarla gelmelisin Latif.
I didn't come to argue with you.
Buraya seninle tartışmaya gelmedim.
You're both gonna have to come with us.
İkiniz bizimle gelmelisiniz.
You want me to come with you?
- Hayır, sen orada kal.
What have you come up with?
Siz neler buldunuz?
Because with you here all my daydreams come to life
Çünkü seninle buradayken tüm hayallerim hayat buluyor...
Why don't you come with us?
Neden bizimle gelmiyorsun
Oh, come on. Don't play dumb with me, you dong.
Hadi ama, hiç aptal numarası yapma göt herif.
You should move out, come stay with me.
Taşınmalısın artık, yanıma gel istersen.
The very least you can do is come over here and dance with me for one song.
En azından bir şarkı için, dans pistinde benimle dans edebilirsin.
Because that's the only reason I can come up with for you acting this stupid.
Çünkü yaptığın bu aptallık için seni ancak bu sebeple - anlayabilirim. - Beni dinle.
When you were with your mom. She asked us to come over.
Annenle birlikteyken, bizden gelmemizi istedi.
You're in no condition to come with us.
Bizimle gelecek halin yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]