Considerate tradutor Turco
805 parallel translation
I was just trying to considerate of you both.
İki tarafı da düşündüm.
Then... are you saying that you're being considerate, and understanding of Ms. Tae's situation and that's why you're letting her go?
Yani Tae Yang'ın durumunu anlamak için mi uzaklara gönderiyorsun?
I don't understand nor want to be considerate of her wanting to leave me.
Beni terk etmek istemesini anlayabilirim ama gitmesine kibarca göz yumamam.
Even if I understood, I have no intention of being considerate.
Anlayış göstersem de göz yummaya niyetim yok.
Whether he'll be able to be understand and be considerate of her decision... is something that I'm not sure he'll be able to do.
Tae Yang'ın aldığı kararı anlayıp, dikkate alacak ya da kabul edecek mi bilmiyorum.
Well... since you hold such an importance to the order of the matter I'll try to be respectful and considerate, and go along with your decision.
Öncesi ve sonrası önemli dediğin için anlamaya çalışıp umursayacağım.
How very considerate of them.
Ne kadar düşünceliler.
That's very considerate of them.
Çok düşünceliler.
The men I know... and I've known dozens of them... they're so nice... so polished, so considerate.
Tanıdığım erkekler ki düzinelerce erkek tanıdım çok hoşturlar çok cafcaflı, çok düşünceli.
- Considerate.
Pek de düşüncelisin.
Very considerate.
Çok düşüncelisin.
Aren't you sorry for striking such a considerate father?
Böyle düşünceli bir babaya vurduğun için pişman değil misin?
You're always so considerate.
Her zaman böyle düşünceli olmuşundur.
There's nothing wrong in liking a man who's sane and considerate.
Makul ve düşünceli birinden hoşlanmanın ne sakıncası var?
Whoever would have thought my dear brother would be so considerate as to get captured and leave all of England to my tender care?
Sevgili ağabeyimin tutuklanarak İngiltere'yi benim şefkatli kollarıma bırakacak kadar düşünceli olabileceği kimin aklına gelirdi?
He's kind, he's sweet, and he's considerate.
Kibar, tatlı ve düşünceli.
That's very considerate.
Çok düşüncelisin.
You can be considerate of him even now?
Böyle bir zamanda bile onu mu düşünüyorsun?
We must be more considerate of each other.
Birbirimize karşı daha düşünceli olmalıyız.
And sometimes officers are not as considerate as I think they should be.
Ve bazen subaylar yeteri kadar düşünceli değiller.
- Other people may be less considerate.
Ama diğerlerinin konuşmaları daha çirkin olabilir.
- You, considerate of anybody?
- Senin kimseye saygın yok!
Alma, you must learn to be more considerate.
Alma, daha düşünceli olmayı öğrenmelisin.
Thank you. How considerate.
Çok düşünceli bir davranış.
Thank you for your considerate advice Lord Penrose.
Nazik tavsiyeniz için teşekkürler Lord Penrose.
How considerate of him.
Ne kadar nazik bir davranış.
Thank you Colonel Cavanaugh, it's very considerate of you.
Teşekkür ederim, Albay Cavanaugh, çok düşüncelisiniz.
That's very considerate.
Çok anlayışlısınız.
I've tried to be considerate, but you won't let me.
Düşünceli olmaya çalıştım ama bana izin vermedin.
Considerate?
Düşünceli mi?
Very considerate of you.
Çok düşüncelisin.
Well, now, that was considerate of you, Jimmy.
Çok düşüncelisin Jimmy.
You must admit, it was most considerate of me in view of recent events to...
Kabul etmelisin ki, benim açımdan son olayların en önemli noktası...
Considerate, aren't we?
İyi fikir, değil mi?
I want him to be intelligent, considerate, cultured and a gentleman.
Zeki, düşünceli, kültürlü bir centilmen olmasını istiyorum.
You're so considerate.
Çok düşüncelisin.
That was very considerate.
- Çok düşüncelisin.
He was tolerant, even-tempered, considerate and indulgent to his crew, his cast and his writer.
- Ekibine, oyuncularına ve yazarına karşı hoşgörülü soğukkanlı, saygılı ve anlayışlı biri olmuştu
- Too considerate.
- Çok anlayışlıydım.
- lt was very considerate of you.
- Çok düşünceli bir davranış.
Even strangers would have been more considerate.
El bile daha duyarlı davranırdı.
Although you don't know it, you've been a thoughtful and considerate guardian.
- Ne? Senin haberin yok ama düşünceli bir koruyucuydun.
Thats certainly very considerate of you, Mr. Clark.
Çok düşüncelisiniz Bay Clark.
I thought he was so sweet... and kind and considerate.
Onun çok iyi biri olduğunu düşünüyordum nazik ve düşünceli.
You are a considerate man, Captain Wiles.
Düşünceli bir insansınız, Kaptan Wiles.
You're not only beautiful, you're considerate too.
Sadece güzel değil, çok da düşüncelisiniz.
Well, you're very considerate.
Şey, çok düşüncelisiniz.
- That was very considerate of him.
- Çok düşünceliymiş.
Well that's very considerate of you, my dear.
Bu çok düşünceli bir hareket, canım.
Be understanding, and considerate...
Anlayış, ilgi...
- I'm considerate of her good name.
Onun itibarına saygılıyım!