Considering tradutor Turco
6,345 parallel translation
It's asinine that we're even considering this.
- Bunu düşünmemiz bile çok aptalca.
Your case just isn't strong enough to meet my criteria, but thank you so much for considering our firm.
Davan benim kriterlerimi karşılamak için yeterince güçlü değil, ama yine de bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.
And considering your new friendship, I would like for you to help arrange a meeting.
Yeni kurduğun arkadaşlığı göz önüne alırsak görüşme ayarlamanı istiyorum.
Okay... And this might be a stupid question, considering the state of the rugs in our room, but do you have a business centre here?
Bu salakça bir soru olabilir belki, odamız da halı bile olmadığını göz önüne alırsak, ama burada iş merkeziniz var mı?
And he just told me that he could potentially see himself considering saying "I love you"
Bana dedi ki, kendindeki potansiyeli görüyormuş,
Sounds like a smart move. Considering the circumstances.
Koşulları düşünürsek akıllıca bir harekete benziyor.
Considering one thought him dead.
- Özellikle ölü sanılan biri için.
See, our compression is so incredibly powerful that we were able to delete all those files at a rate that until now was unthinkable... if we're considering just raw speed.
Sıkıştırmamız öyle güçlü ki raw hızını hesaba katarsak onca dosyayı şu ana kadar imkansız olarak görülen bir oranda sildik.
See, I find that funny considering that Siggy's children are dead.
Siggy'nin çocuklarının öldüğünü düşününce bu tuhaf geliyor bana.
You're not seriously considering this?
Buna gitmeyi cidden düşünüyor olamazsın.
Considering I was thrown in the back of a fucking trunk.
Siktiğimin bagajına atılmış bir vaziyette olduğumu düşünürsek.
Well, considering it originated in Germanic folklore, the wolf's the natural enemy of the agrarian life,
Şey, Germanik halk edebiyatında yer aldığı varsayılan, tarım hayatının doğal düşmanı olan kurtlar,
Well, thank you for considering the well-being of my tits.
- Memelerimin iyiliğini düşündüğün için sağ ol.
Considering most firms are Ivy League only and you don't even have a degree, the landscape looks very promising.
Çoğunun Ivy League'de yer alan kaliteli şirket olduğunu ve bir diplomanın dahi olmadığını dikkate alırsak, istikbalin çok umut verici görünüyor.
Besides, considering all the pep talks I've had to suffer through lately, it's only fair.
Ayrıca, son zamanlarda çektiklerimden sonra moral konuşmasını da çok görme.
I'm just asking, why aren't we considering our options?
Sadece söylüyorum, opsiyonlarımızı neden dikkate almıyoruz ki?
I'm considering it.
Düşünüyorum.
I don't believe you're adequately considering... faculty reaction.
Fakültenin reaksiyonunu layıkıyla değerlendirdiğine inanmıyorum.
Considering what he's been through, he's doing okay.
- Başından geçenler düşünülürse epey iyi durumda.
And again... thank you very much for this responsibility, - and for considering us.
Ve bir kez daha bize güvenip bu sorumluluğu verdiğin için teşekkürler.
How long have you been considering this?
Bunu ne kadar zamandır düşünüyorsun?
Considering everything he's been through, some disorientation is common.
Yaşadığı şeyleri dikkate alırsak dezoryantasyon olabilir.
And I think it's very difficult considering Mimi-Rose is a very fascinating, very interesting, slim, kind of like a little pinched nose there.
Mimi-Rose'un oldukça büyüleyici, ilginç, zayıf, küçük sıska burunlu biri olduğu düşünülürse oldukça zor.
The prosecution is said to be considering putting an all-points bulletin on Jang, who is already banned from leaving the country.
Savcılıktan yapılan açıklamaya göre ülkeden çıkması yasaklanan Jang Pil Woo için arama bülteni çıkartıldı.
- Oh, that was generous, considering you were lazy, obnoxious, and your coffee drinks tasted like roast dirt.
Bu çok cömertçe, üstelik senin tembel, pis.. ... kahvelerinin tadının da çamur gibi olduğu düşünülürse.
That's odd, you know, considering you picked up your dry cleaning yesterday and your houseplants are fake.
İlginç çünkü kuru temizlemeye dün gitmiştin, ayrıca senin bitkilerin sahtedir.
Are you seriously considering this preposterous truth-telling idiocy?
Cidden bu akla sığmaz sır paylaşma saçmalığını yapmayı mı düşünüyorsun?
I'm so thirsty, I'm seriously considering drinking my own pee.
O kadar susadım ki cidden çişimi içmeyi düşünüyorum.
You're not actually considering this, are you?
Gerçekten bu durumu değerlendirmiyorsun, değil mi?
They're considering several facilities at the moment... but I convinced them... that we were worth being on that list.
Başka kurumlarla da görüşüyorlar. Ama bizim de iyi bir seçenek olduğumuza ikna ettim.
You guys got yourself all riled up without really considering what it is you're doing.
Siz ne yaptığınızı gerçekten dikkate almadan kendinizi sinirlendiriyorsunuz.
Dean Sumner said you weren't coming in, considering...
Dekan Sumner gelmeyeceğinizi söylemişti, olanlardan...
It's no surprise, considering it's been Mr. Hobbes'mission to destroy the Lombardo family for more than 15 years.
- Bay Hobbes'un 15 yıldan uzun süredir Lombardo ailesini yok etmeye çalıştığını düşünürsek bu hiç şaşırtıcı değil.
You know, considering you were stoned half the time.
Biliyorsun, bazen zom olduğunu göz önüne alırsak.
But considering my upbringing, I'm pretty fucking low-key!
Ama yetişme tarzım göz önüne alındığında, koyu tonluları baya sikerim!
Considering none of us knew anything about running a car wash, I'd say we kicked ass.
Hiçbirimiz çalışan hakkında bir şey biliyordu göz önüne alındığında Bir oto yıkama, biz eşek başladı söyleyebilirim.
A possibility which should terrify all of you considering it was I who had to prosecute in his stead.
Hepinizi korkutması gereken olasılık onun yerine davalara bakan kişinin ben olduğum.
Sheriff you are not seriously considering handing Mr. Proctor over to that psychopath?
Şerif, cidden Bay Proctor'u o psikopata vermeyi düşündüğünü söyleme.
Which is odd considering the size of the Polish population, especially in Detroit.
Ki biraz ilginç doğrusu, hele de Polonyalı sayısını düşününce, Özellikle de Detroit'te.
You're not seriously considering staying here another second, are you?
Burada bir saniye bile kalabileceğini mi düşünüyorsun?
Sire, considering the surroundings, the best course of action is to lay siege to its people.
Efendim, etrafımızdakileri göz önünde bulundurursak, en iyi hareketimiz, kuşatmayı kendilerine bırakmak olur.
Well, that's both rude and offensive, considering I've been busting my ass for you.
Bu hem kaba hem incitici, senin için deli gibi çalıştığım düşünülürse.
In conclusion, thank you for considering me for this journey of a lifetime.
Sadede gelecek olursam bu ömür boyu süren yolculuğa beni düşündüğünüz için teşekkür ederim.
When I served as Hand of the King, I did quite well with the latter considering the king in question preferred torturing animals to leading his people.
Ben Kralın Eli olarak hizmet ederken bahsi geçen kralın, halkına önderlik etmek yerine hayvanlara işkence ettiği düşünülürse oldukça başarılı oldum.
Well, I was thinking somewhere in the ballpark of the original price, but, uh... considering the circumstances, I'm open to a reasonable discussion.
Piyasa fiyatının altına düşmeyi asla düşünmüyordum ama şartlarım dikkate alındığı takdirde, akla uygun bir pazarlığa açığım.
The agency is considering yanking our funding because of you two.
- Daire, ikiniz yüzünden fonumuzu çekmeyi düşünüyor.
I mean, considering Papa's is open 24 hours with three shifts a day, even if you factor in 70 % costs, it's still a healthy profit for the owners.
Papa's'ın 24 saat açık olduğu ve günde üç mesai değiştiğini düşünürsek, yüzde 70 masrafı bile kattığında, sahipleri iyi kâr yapıyordur.
So listen, um, considering that you're going to be unemployed somewhat soon, I was wondering you'd given any thought to maybe, I don't know, moving back to New York.
Dinle artık işsiz olacağını düşünürsek merak ediyordum hiç düşündün mü, belki bilmiyorum New York'a geri dönmeyi?
Considering what you're asking me to do, I think it's reasonable.
Benden istediğin şeye bakarsak, gayet makul bence.
I was considering searching for another position. Well, you've found it.
- Başka bir işe bakmayı göz önünde bulunduruyordum.
MIKE : She's considering her options.
Seçenekleri değerlendiriyor.