Daughter thing tradutor Turco
492 parallel translation
You guys got, like, a daddy-daughter thing going on?
Baba-kız olayı mı var aranızda yoksa?
What about that father-and-daughter thing of yours?
Ya sizin baba kız ilişkinize ne demeli?
It's a father-daughter thing.
Baba-kız arasında olur böyle şeyler.
He can't do a thing like this to a daughter of mine.
Benim kızıma böyle bir şey yapamaz.
I think The neatest thing to do would be to kidnap Fisher's daughter.
Bu işi en temiz şekilde Fisher'in kızını kaçırarak hallederiz.
When I come back, the first thing I'll do is climb off the train go through the gate and call up Admiral Bowen's daughter and ask her to marry me.
Döndüğüm zaman yapacağım ilk şey trenden inip kapıdan geçmek en yakın telefona gitmek ve Amiral Bowen'ın kızını arayıp evlenme teklif etmek.
It's a fine thing to have you for a daughter, Sara.
Kızım olarak senin böyle olmandan gurur duyuyorum Sara.
It's my younger daughter, poor thing.
Kendisi küçük kızım, zavallı kız.
But one thing I do understand - you're hunting for themes. Your own daughter's mental illness.
ama bir şeyi anlıyorum, bir konu peşinde koşuyorsun o da kızının akıl hastalığı.
If we were at war, and you were to become infatuated with the daughter of a Russian agent, wouldn't you expect me to come to you and object, and beg you to stop the entire thing before it was too late?
Savaşta olsaydık, ve sen bir Rus ajanının kızı tarafından baştan çıkarılmış olsaydın, benim sana gelip karşı çıkmamı ve çok geç olmadan her şeyi bitirmen için yalvarmamı beklemez miydin?
I don't think that's a very nice thing to do to your daughter.
Kızına bu yaptığının hoş birşey olduğunu düşünmüyorum.
If she'd been my natural daughter, I'd have disowned her for this kind of thing.
Eğer gerçek kızım olsaydı, böyle bir şey yapsaydı, onu reddederdim.
The only thing that's keeping you alive right now is you got to be fit enough to go tell that black punk in Harlem that he's got 24 hours to deal or he's got a dead daughter!
Seni öldürmememin tek bir sebebi var. Sağlam kal ki Harlem'deki o pisliğe gidip söyle. Anlaşmak için 24 saati var, yoksa kızı ölecek!
Teresa... The important thing is that your daughter is alive.
Teresa, önemli olan kızının hala hayatta olması.
I'm telling you that that thing upstairs isn't my daughter.
Size söylüyorum, o yukarıdaki şey benim kızım değil.
I got me a daughter, cutest little thing you ever saw.
Bir kızım var, dünya güzeli.
I remember when I was getting ready for our oldest daughter's wedding, and I was upset because something or other wasn't going well, and he called up from Pensacola and he said, "How are thing's going?"
Hatırlıyorum da ben en büyük kızımızın evliliğine hazırlık yaparken birşeyler yolunda gitmiyor diye üzülmüştüm ve o ise Pensacola'dan aradı ve aynen şöyle dedi : "Hazırlıklar nasıl gidiyor?"
And I'm sure of one thing, madam : I love your daughter. Very much.
Ve emin olduğum bir şey var madam : Kızınızı çok seviyorum.
I was your age once. I used to put them away like there was no tomorrow, but one thing I never did it with nobody's daughter.
Bir zamanlar senin yaşındayken, Onlardan uzak ta kalırdım yarını hiç bir zaman düşünmezdim.
There are people who might tell you that on such occasions the wishes of a daughter are no doubt to be considered and that this great disparity of age, of disposition might be the cause of many an unpleasant thing in a married life.
Ama böyle durumlarda kızınızın isteklerini dikkate almanız gerektiğini söyleyenler de var. Bu kadar büyük bir yaş ve nesil farkı bir evliliği hiç de istenmeyen noktalara getirebiliyor.
But he spoke too late and the thing felled his daughter Dani.
Ama geç kalmıştı ve o şey kızı Dani'ye çarptı.
First thing to do is to look for his daughter.
Yapacağın ilk iş kızını aramak olsun.
Your daughter probably would have done the same thing.
Kiziniz da muhtemelen ayni seyi yapardi.
We're all here tonight because of our daughter, Jade, a girl that brings so much light to our life, and as you can tell, if there's one thing we need, it's light.
Kızımız, Jade, sayesinde hepimiz buradayız. O hayatımıza çok fazla ışık getiren bir kız. ve gördüğünüz gibi, ihtiyacımız olan bir şey varsa o da ışık.
Your daughter has a hot thing for the bartender.
Kızınız barmene fena halde aşık.
My daughter is the most precious thing in the world to me.
Kızım benim için bu dünyadaki en değerli şey.
- One more thing we took one worry off our backs but another one showed up our daughter graduated 5 years ago.
Dahası tam sırtımızdan bir yükü attık derken yeni bir yük bindi. Kızımız diş hekimliğinde 5 yıl önce mezun oldu ama şimdi iş bulamıyor.
A daughter's one thing, a heifer's another!
Kızın buzağı değil ki, kurtlar onu ne yapsın!
He could never support us. It's a good thing we had a talented daughter.
Her şeye rağmen yetenekli bir kızımız olduğu için şanslıyız.
The last thing he begged me was to find his daughter someday, in Ohio and tell her the last thing he thought of was her dance recital.
Sonra benden gidip, Ohio'daki kızını bulmamı ve ona dans resitalini hiç unutamayacağını söylememi istedi.
It's a difficult thing to say about your daughter, but...
Bir annenin kızı için bunu söylemesi çok zor bir şey ama evet.
Not only do I get to lose a daughter and a father, no, I get to lose the whole damn thing!
Bir kız ve bir baba kaybetmem yetmedi sanki hayır, kahrolası bütün her şeyi kaybetmem gerekiyor!
And I got this feeling that it's going to keep nagging me until I just do the right thing and break it off with the daughter.
İçimden bir his doğru olanı yapıp kızdan ayrılmadığım sürece de başımın etini yemeye devam edeceğini söylüyor.
The weird thing is, he treats me like I'm five, like I'm his daughter or something.
Tuhaf olan, bana sanki beş yaşındaymışım, sanki onun kızıymışım gibi davranıyor.
Isn't that the sweetest thing a daughter can say to a mother?
Bir kızın annesine söyleyebileceği en tatlı şey değil mi bu?
His daughter got married and the thing practically broke him.
Kızı evlendi ve adam battı. Hatırlıyor musun?
But if your daughter "s happy with him isn" t that the main thing?
Fakat eğer kızın o adamla evliyse.. ... önemli olan da bu değil midir?
It does not do idea of the difficult thing that is to raise a daughter alone, without a wife to accompany me, nobody whom asking for advices...
Bir kız çocuğunu tek başına büyütmek ne demektir bilemezsiniz. Konuşacağım bir karım, tavsiye alacağım biri yok.
Let me tell you a beautiful thing that told me your daughter, Gloria, in the confession of another day.
Geçen gün günah çıkarırken kızınızın bana söylediği güzel bir şeyi size de anlatayım Gloria.
The important thing now is that your daughter see you more stronger and more united than ever, in a pineapple with it.
Şu an için önemli olan kızınızın sizi her zamankinden daha yakın görmesi, onun yanında olmanızdır.
Cosmopolitan Magazine featured them... as part of a mother / daughter - aren't-they-both-gorgeous thing.
Cosmopolitan Dergisi'nde çıktılar... "Ana-kız ikisi de göz alıcı değil mi?" bölümünde.
How did Kenny take it, about the mother-daughter thing? He went ballistic, didn't he?
O roket gibi gitti değil mi?
He called it "The engineering of consent". Democracy to my father was a wonderful concept, but I don't think he felt that all those publics out there had reliable judgment, and that they very easily might vote for the wrong man or want the wrong thing ; Ann Bernays, Daughter of Edward Bernays :
En derin arzularına, en derin korkularına dalıp, onları kendi amaçlarınız uğruna kullanabiliyorsunuz.
It's such a shameful thing that Madan Chopra's daughter used to love someone secretly that she was planning to marry someone secretly.
Bu kadar utanç verici şeydir, o Madan Chopra'nın kızıdır gizlice birini sevdi. ... Onun, gizlice birisiyle evlenmeyi planlıyordu.
Her daughter thinks she's doing the right thing but if we show her people are getting worse because of the lack of proper treatment...
Kızı haklı olduğunu savunuyor ama uygun tedavi görmemelerinden dolayı hastalarının kötüleştiğini kanıtlarsak...
You may not be my daughter, but, until I find Iliana you're the closest thing I have to family.
Kızım olmayabilirsin, fakat lliana'yı bulana kadar, aileme en yakın kişi sensin.
Next thing there's money missing off the dresser, your daughter's knocked up.
Daha sonra paraların kaybolur, kızın da hamile kalır.
And doing, perhaps, the first decent thing they ever did for their daughter the Wormwoods signed the adoption papers.
Evlat edinme evraklarını imzalamaları, şimdiye kadar kızları için yaptıkları tek iyi şeydi.
That's her daughter, and this is a totally ex-husband thing to do.
Bu onun kızı ve bu da tamamen eski bir kocanın yapabileceği bir şey.
If this thing goes bad, Larkin, I'm afraid my daughter... won't understand.
Eğer bu iş kötüye giderse, Larkin, Korkarım kızım... beni anlamayacak.
I would be buried 10,000 kilometers from my daughter before I would take one thing from the hand of this man.
Bu adamın elinden tek bir şey alacağıma kızımdan 10.000 kilometre uzağa gömülürüm daha iyi.
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24