English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ D ] / Didn't he tell you

Didn't he tell you tradutor Turco

1,369 parallel translation
- He didn't tell you where he was going?
- Ve sana nereye gittiğini söylemedi mi? - Hayır.
If this time traveller is trying to protect humanity... why didn't he tell you all this before millions were killed?
Eğer bu zaman yolcuları insanlığı korumaya çalışıyorlarsa Milyonlarca insan öldürülmeden önce neden söylemedi?
He didn't want you to know about it, but I came over here to tell you.
Bilmenizi istemiyordu ama size söylemeye geldim.
You just traveled cross-country to see your son for the first time since he was born and you didn't tell me.
Oğlunu doğurduğundan beri ilk kez görmek için ülkenin öbür ucuna gittin ve bana söylemedin.
Maybe he saw the glow. Mom. Okay, first of all, I'm sorry I didn't tell you sooner.
Bunu sana daha önce söylemediğim için üzgünüm.
He didn't tell you.
Sana söylemediği belli.
Didn't he tell you what he was doing?
- Ne yapacağını size söylememiş miydi?
You say he didn't tell you he was going to the village hall last night.
Size dün gece kasaba meydanına gideceğini söylemiş miydi?
Those bags are mine. Ah, why didn't you tell me you're schlepping for the doc? He's got a bag permit.
Niye bunları doktora götürdüğünüzü söylemediniz?
So he could tell you you didn't?
O da sana gerek olmadığını mı söyledi?
You didn't tell me he was such a good kisser.
Bana iyi öpüştüğünden bahsetmemiştin.
DON'T TELL ME YOU DIDN'T KNOW WHAT HE HAD PLANNED.
Ne yapmayı planladıklarından haberin olmadığını söyleme!
I didn't wanna be the one to have to tell you this about him but... he's perfect. Right?
Değil mi?
You tell that motherfucker he's not gonna see that money... especially since it was probably him told Rawls where I didn't wanna go.
O g.tverene söyle, Rawls'a gitmek istemediğim yeri sanırım o söylediği için o parayı biraz zor alır..
- He didn't tell you?
- Sana söylemedi mi?
He didn't tell you who the student was?
Öğrencinin kim olduğunu söylemedi mi?
Didn't I tell you he was cozy?
Sana demedim şeytanın ta kendisidir diye?
So I guess he didn't tell you I got divorced.
Ben boşandım. Daha fazla yürütemedik.
Didn't you tell him he was rejected?
Reddedildiğini söylemedin mi?
I didn't know what to do, he told me to tell you.
Ne yapacağımı bilemedim, sana söylememi istedi.
Didn't I tell you he'll be back in no time
Sana söyledim zamanı gelince düzelir diye.
Well, you can tell Beth that the prince was young and scared, and he didn't feel ready for the hard choices he had to make.
Beth'e prensin genç olduğunu, korktuğunu ve zor seçimler yapmaya hazır olmadığını söyleyebilirsin.
Didn't I tell you he was a tortured soul?
Ruhunun eziyet çektiğini söylemedim mi?
Well, I figured he didn't tell the others, but I thought you knew.
Diğerlerine söylemediğini tahmin etmiştim ama sen biliyorsun sandım.
I mean, you can't blame Adam, too... because Rick didn't tell you he was getting married.
Tüm hayatı, 72 yaşındaki bir ihtiyarın gaz çıkarmasından..
What--what is he talking about? You didn't even tell her?
Ee hangi araba senin?
Didn't he tell you?
Sana söylemedi mi?
He didn't tell you?
Sana söylemedi mi?
- Tell me he didn't give you a gun.
Bana sakın sana silah verdiğini söyleme.
- He didn't tell you about it?
- Sana söylemedi mi?
Didn't he tell you he'll buy some land?
Sana bir arsa alacağını söylememiş miydi?
You see, there's something he didn't tell me.
Anlayacağın, bana söylemediği bir şey var.
Why didn't you tell them he was one of the missing... I don't care whether he's fucking missing or not.
Neden askerlere onun kaybolanlardan biri olduğunu söylemedin? Kayıp olup olmadığı umurumda değil.
Didn't he tell you that China and that cop are dead?
Sana China ve şu polisin öldüğünü söylemedi mi?
You didn't tell me he was testing my wife.
Bana karımı analiz ettirdiğini söylememiştiniz.
Didn't I tell you he'd turn on me?
Benim aleyhimde konuşur dememiş miydim?
He didn't go quietly, tell you that.
Ölüm sebebi neymiş? - Sükunet içinde ölmediği açık.
If he asks, will you tell him I didn't have a choice?
Sorarsa ona başka çarem olmadığını söyler misiniz?
Well, you didn't tell me that he could orb.
Peki, bana söylemedin o küre olabilir ki.
Didn't I tell you he'd like the dress?
Ben o elbise istiyorum söylemedim mi?
And he's a hermit, so we know he's got money... and if he didn't want to lend it to you he would tell you.
Borç vermek istemezse de suratına söyler.
- Didn't he tell you?
Sana söylemedi mi?
You didn't tell me he was so cute.
Bana bu kadar şirin olduğunu söylememiştin.
Ed didn't tell you, did he?
Ed sana söylemedi, değil mi?
Why didn't you tell me he thinks he's Kojak?
Adamın kendini Kojak sandığını niye söylemedin?
He didn't tell you?
Sana anlatmadı mı?
I've been carrying around that he left without a word. - You had the words and didn't tell me?
Tek kelime etmeden çekip gitmesini düşünüp duruyordum ama sen bunca zamandır bana hiçbir söylemedin.
And all those nights I called you to tell you how he was you didn't come home because you were with some guy.
Ve tüm o geceler boyunca seni arayıp onun nasıl davrandığını söyledim ama sen başka bir herifle beraber olduğun için eve gelmedin.
I'm glad he did,'cause to tell you the truth... there was a part of me that... didn't want you to recover.
Çünkü gerçeği söylemek gerekirse içimde bir parçam iyileşmeni istemiyordu.
Well, if he didn't tell you and he didn't tell me, then who did he tell?
Eğer sana söylemediyse, bana söylemediyse, kime söyledi?
If the guy didn't tell you about his son, I'm sure he had a good reason.
Eğer adam oğlundan bahsetmediyse, eminim ki bir bildiği vardır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]