Tell you something tradutor Turco
17,434 parallel translation
Opportunity...'Cause I'll tell you something, at McDonald's...
Fırsat... Çünkü şunu söyleyebilirim ki,
I'll tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim.
But I need to tell you something first.
Ama önce sana bir şey söylemem lazım.
Antia, I have to tell you something.
Antia, sana bir şey söylemem gerek.
Before you go, I would like to tell you something.
Gitmeden evvel sana bir şey söylemek istiyorum.
Let me tell you something about Jimmy.
Size Jimmy hakkında bir şey söyleyeyim.
I wish to tell you something of your Latin and I want you receptive.
Sana Latin'in ile ilgili söyleyeceğim şeyi çabuk kavramanı istiyorum.
Let me tell you something, Kev.
Sana şunu söyleyeyim Kev.
Let me tell you something, Mr Shelby.
Size bir şey söyleyeyim Bay Shelby.
Let me tell you something, son.
Şöyle açıklayayım.
Look, can I tell you something I've never told anyone before?
Sana daha önce kimseye söylemediğim bir şey söyleyebilir miyim?
Okay, let me tell you something.
Tamam sana bir şeye söyleyeyim.
Let me tell you something, Richie.
Sana bir şey söyleyeyim, Richie.
- Can I tell you something else?
- Başka bir şey söyleyeyim mi?
Neal, can I tell you something?
Neal, sana bir şey diyebilir miyim?
Well, I'm gonna tell you something that's gonna seem crazy.
Sana kulağa delice gelecek bir şey söyleyeceğim.
- I want to tell you something.
- Sana bir şey söylemek istiyorum.
But I'm gonna tell you something. This guy is a regular Julianne Moore once he gets the waterworks cranked up.
Size bir şey söyleyeyim mi konu ağlama olunca, bu adam bildiğiniz Julianne Moore gibi oluyor.
I need to tell you something.
Sana bir şey söylemem gerek.
You are a wrinkled bitch! I'm gonna tell you something, my characters are good.
- Oynadığım karakterlerin hepsi başarılı.
I've been around a lot longer, and let me tell you something. Believe me, love kills a lot more than hate.
Çok uzun zamandır buralardayım ve sana şunu söyleyeyim inan bana aşk nefretten daha çok öldürür.
Honey, before you continue, I need to tell you something. Laird has been lying to you.
Tatlım, sen devam etmeden önce, sana birşey söylemeliyim.
I thought I might tell you something about Gortnacull that might be useful.
Sana Gortnacull ile ilgili işine yarayabilir bir şey söyleyeyim dedim.
Shall I tell you something, Sayyad?
Sana bir şey söyleyeyim mi Sayyad?
I wish I could tell you something else, but I just did it.
Keşke farklı bir şey söyleyebilseydim, ama yaptım bunu.
Let me tell you something.
Sana bir şey diyeyim.
Please tell me you've got something.
Lütfen bana söyle, bir şeyler biliyor olmalısın.
Please tell me you've got something good.
Lütfen iyi haberlerin olduğunu söyle.
I tell ya, you got something here.
Söylemeliyim, burada bir şeyiniz var.
Okay, we understand that, so why don't you tell us Something we don't know.
Neden bize bilmediğimiz bir şey söylemiyorsun.
What? There's something I've been meaning to tell you.
Sana söylemek istediğim bir şey vardı.
Mother... there's something I want to tell you.
Anne sana bir şey söylemek istiyorum.
Is there something you wanna tell me?
Bana söylemek istediğin bir şey mi var?
I can tell. Something's changed in you, I think.
Sanırım içinde bir şeyler değişmiş.
Tommy, if you haven't got a bird here, you're gonna have to tell us something.
Tommy yanımızda olmayacaksan... -... bize açıklama yapmak zorundasın.
You have something you want to tell me?
- Söylemek istediğin bir şey var mı?
Now I'll tell you something, Lucy.
Şunu iyi bilesin Lucy.
Tell me something you've never told another living soul.
Bana başka hiç kimseye söylemediğin bir şey söyle.
I couldn't tell you what that makes us to him, but something, perhaps.
Bu, bizi onun nezdinde ne yapıyor bilmiyorum ama bir şey yapıyordur herhalde.
You know, he couldn't speak, but he was trying to tell me something.
Konuşamıyordu ama ama bana bir şey anlatmaya çalışıyordu.
- Look, there's something I have to tell you, OK?
Bak, sana söylemem gereken bir şey var, tamam mı?
You didn't tell me something a lot more important than that.
Sen de bana bundan çok daha önemli bir şeyi anlatmadın.
You could tell them you had two choices, to do nothing, or to do something.
Onlara iki seçeneğinin olduğunu söyleyebilirsin. Bir şey yapmak ya da yapmamak.
There's something I should probably tell you.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Uh, something you maybe wanna tell me about?
Belki bana da anlatmak istersin.
I wanted to hang out. I had something important to tell you.
Önemli bir şey söyleyecektim.
I know, which is why if I knew something, I would tell you.
Ki bu yüzden, bir şey bilseydim söylerdim sana.
I have something to tell you.
Bir şey söyleyeceğim.
Rose, there's something I need to tell you.
Rose, sana söylemem gereken bir şey var.
Is there something you need to tell me?
Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
You got something you wanna tell me?
Bana söylemek istediğin bir şey var mı?
tell your friends 43
tell you what 1493
tell you later 17
tell you the truth 113
tell you one thing 25
tell you 69
tell you what i'll do 18
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
tell you what 1493
tell you later 17
tell you the truth 113
tell you one thing 25
tell you 69
tell you what i'll do 18
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something is wrong 141
something wrong 855
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something is wrong 141
something wrong 855