Election campaign tradutor Turco
166 parallel translation
I refuted that hogwash during my election campaign.
Seçim kampanyam sırasında bu safsatayı çürüttüm.
That's lucky, we start our election campaign today.
Şansa bakar mısın, bugün seçim kampanyamıza başlıyoruz.
- It was about your election campaign.
- Seçim kampanyanızdı!
The man I work for started a re-election campaign.
Kendisi için çalıştığım adam başkanın yeniden seçilmesi için bir kampanya başlattı.
I'm running a re-election campaign.
Yeniden seçtirme kampanyasını yürütüyorum.
- My election campaign is expensive.
- Seçim kampanyam çok pahalı.
Weren't you concerned, in the midst of a nip-and-tuck election campaign... About word leaking out that you had secretly given a file... That was in Mr. Sabich's area of authority...
Çok çekişmeli geçen bir seçim kampanyasının ortasında... aslında Bay Sabich'in yetki alanına giren bir dava dosyasını... bu konuda tecrübesi olmayan ve aynı zamanda... yattığınız bir asistana gizlice verirken... dedikodu çıkabileceği konusunda korkmadınız mı?
It was the night of October 1st, and we were hosting a fundraiser for Senator O'Neils re-election campaign.
Ekimin biri, geceleyin, o gece bir yardım kampanyasına evsahipliği yapıyorduk, Senatör O'Neils'in seçim kampanyası için.
As I stated in my re-election campaign I will not rest until Gotham City has been de-Thorned once and for all.
Tekrar seçim kampanyamda belirttiğim üzere Gotham Şehri, Thorne'dan temelli kurtulmadan dinlenmeyeceğim.
My first election campaign.
ilk seçim kampanyamda.
" P.S. Any chance of a contribution to my re-election campaign?
" Not : Seçim kampanyamda yardımcı olmaz mıydınız?
For the next two days, Kennedy stayed away, keeping up with a congressional election campaign.
Takip eden iki gün boyunca Kennedy, bunlardan uzak kaldı. Kongre seçim kampanyasıyla meşguldü.
Throughout his election campaign, John F. Kennedy attacked the Republicans on their weak stance on communism, and in particular, for the missile gap he claimed Eisenhower had let develop.
Seçim kampanyası boyunca John F. Kennedy, Komünizme karşı gevşek tutumları ve özellikle Eisenhower'ın füze sayısında aranın açılmasına göz yumması nedeniyle Cumhuriyetçilere yüklendi.
But my introduction and indoctrination was swift because a major element of the election campaign that President Kennedy had just won was the charge by the Democrats, including President Kennedy, that Eisenhower had left a missile gap, that the Soviets had been permitted by inaction on the part of the US to build up a superior nuclear missile force.
Fakat benim girişim ve telkinlerim çabuktu çünkü başkan Kennedy'nin henüz kazandığı seçim kampanyasının ana unsuru Demokratların, buna başkan Kennedy de dahil Eisenhower'ın füze sayısında aranın açılmasına neden olması, Sovyetler'in daha üstün bir nükleer füze gücü oluşturmasına Birleşik Devletler'in müdahale etmeyişiyle izin verdiği eleştirileriydi.
He financed the mayor's election campaign.
Valinin seçim kampanyasını finanse ediyor.
I've tried that too. He seems indifferent, distracted because of his election campaign.
Seçim kampanyası yüzünden aldırmaz ve kaygısız biri olmuş.
The attempted assassination of Governor James Devlin by a former employee of the Oswald Correctional Facility has sent a shock wave through this election campaign and the entire state.
Oswald Islah Tesisinin eski bir çalışanı tarafından Vali James Devlin'e düzenlenen suikast girişimi tüm eyalet çapındaki seçim kampanyası çalışmalarında bir şok dalgası yarattı.
So you're not aware of all the money they gave to your re-election campaign?
O zaman size seçim kampanyası için verdikleri paradan da haberiniz yok.
As the election campaign began, Clinton revealed Morris's new approach to a shocked White House.
Seçim kampayaları başlarken Clinton'ın Morris'in yaklaşımını.. ... açıklaması Beyaz Saray'a şok geçirtti.
Philip Gould - New Labor Strategy Advisor Election Campaign 1997
Ben o sıralar eskiden muhafazakar partiye oy verenlerle konuşuyordum.
Philip Gould - New Labor Strategy Advisor Election Campaign 1997 - I don't see the focus group as some marketing tool
Odak grubu pazarlama aracı gibi görmüyordum.
Yeah, I met her a few times during Morgan's re-election campaign.
Evet, Morgan'ın seçim kampanyasında birkaç kez karşılaştım.
I landed a summer job at Mayor Siegel's working on his re-election campaign.
Belediye Başkanı Siegel'in seçim kampanyasında bir yaz işi aldım.
How stupid can they be, infighting during an election campaign?
Seçim kampanyasının ortasında hizip savaşı yapacak kadar aptallar mı?
Use that deviant imagination to head up the dirty tricks team on the election campaign.
Seçim kampanyasında, kirli numaralar ekibine başkanlık etmek için sapkın hayal gücünü kullan.
Is it decent for you to attack disabled children in your election campaign?
Seçim kampanyanızda özürlü bir çocuğa saldırmanız makul mü?
In the middle of an election campaign is hardly the time for careful study.
Seçim kampanyasının tam ortası, dikkatli düşünmek için zor bir zaman.
What can we expect the last week of my re-election campaign?
Seçimin son haftasına ne bekleyelim?
You couldn't tell us because of the election campaign?
Seçim kampanyası yüzünden mi söyleyemediniz?
During a busy election campaign you didn't use the flat once?
Bu kadar yoğun kampanya döneminde o daireyi hiç kullanmadın mı yani?
We're in an election campaign.
Seçim kampnyasındayız.
This will be one of several Midwestern stops for the president as she ramps up her election campaign.
Windy kasabası, başkanın seçim kampanyası için ortabatıda başlattığı turun bir durağını oluşturuyor.
That comes with an election campaign with Bremer on the other side.
Ama rakibinizin Bremer olduğu bir seçim kampanyasında bunlar olur.
I'm worried about Jim's campaign, about the election.
Jim'in seçim kampanyası konusunda endişelerim var.
Jim insists that this won't hurt him, but his campaign manager tells me that the election would have been close anyway and that this will...
Jim kendisine zarar vermeyeceği konusunda ısrar ediyor. Fakat kampanya menajeri seçim esnasında ona bir şekilde zarar verebileceğini söylüyor.
Yeah, it looks like one of those election-campaign wagons.
Evet, seçim araçlarına benziyor.
It was about your election campaign.
Televizyonda seçim kampanyanıza gülmüştü!
I came to this town... to write about the election they're having for sheriff... and I discovered the incumbent is running a dirty campaign.
Bu kasabaya şerif seçimiyle ilgili haber yapmaya geldim ve mevcut şerifin yasadışı bir kampanya yürüttüğünü öğrendim.
"... and violating federal election laws in the area of campaign finance. "
"ve kampanyanın kaynaklarıyla ilgili federal seçim kanunlarını çiğnemek."
I'll be with the campaign 24 hours a day from now to the election. isn't that great?
Esas konu, seçim gününe kadar 24 saat boyunca kampanya ekibinin içinde olacağım.
The bad news is the campaign chairman put together a projected budget... from now to Election Day, and it's a big number.
Kötü haber ise kampanya başkanı seçim gününe kadar gerekli olacak... tahmini bir bütçe oluşturdu ve bu rakam bir hayli büyük.
Your campaign is out of money, and the election's in three days.
Kampanya, bütçesini aştı. Seçimlere ise sadece birkaç gün var.
- The 1992 election, during and afterward people felt under great strain and really did feel demoralized and dejected and to from this to the Clinton campaign was an extraordinary experience because here suddenly I found articulated many of the ideas I had
Keyifsiz ve moralsiz hissettiler. Ve Clinton'ın kampayasına katılmak olağanüstü bir deneyimdi çünkü daha önce telafuz edemediğim, açıklayamadığım düşünceler burada telafuz ediliyordu.
Derek Draper - Assistant to Peter Mandelson 1992-1995 - The philosophy of the campaign is let's concentrate on swing voters let's focus group them to find out what they want and what will appeal to them and let's just relentlessly push those things in the election.
Kampanyanın felsefesi kararsız seçmenlere odaklanalım, = DEREK DRAPER = Peter Mandelson'ın Asistanı 1992-1995... odak grupları ne istediklerini bulsun, onları ne cezbeder bakalım...
Everyone on the regional campaign in'92, taken at the day of the election.
92 bölgesel seçim kampanyasındaki herkes seçim günü çekilmiş.
Well, anyway, I'll help you run your campaign and make your commercial for election day.
Her neyse, mücadelende sana yardımcı olacağım ve seçim günü için reklamını yapacağım.
But thank you, Madam President, for demonstrating to me just how desperate your campaign for re-election has become.
Aslında Bayan Başkan, kampanyanızın ne kadar umutsuz durumda olduğunu bana ispatladığınız için teşekkür ederim.
we've run this campaign on his beliefs, and that's what's gonna win him the election.
Bu kampanyayı onun inandıkları adına yürütüyoruz, ve ona seçimi kazandıracak olan da bu. Jonathan'ın bu kampanya süresince yakıtı körleşmiş idealizm olacak, ama sen daha sağduyulu olursun sanıyordum. Jonathan bunu asla kabul etmez.
"... on " our bald-headed wannabe's campaign... the heartland message... on every TV station across Kansas from now until Election Day.
Otobandaki tabelalara büyük afişler ve bizim mütavazi kampanyamızın can alıcı vuruşu.... yürekten mesajımız seçim gününe kadar bütün tvlerde yayınlanacak.
I shouldn't say, "Gee, I wish you didn't have that family fortune... to finance a smear campaign and steal an election"?
"Keşke aile servetin olmasaydı da kara çalma kampanyasıyla seçimi kazanamasaydın," demeyeyim mi?
Sounds like a swell campaign slogan for the next election.
Bu önümüzdeki seçimler için parlak bir slogan oldu.
campaign 42
electric 53
election 116
electro 28
electrical 22
electronics 32
electronic 16
electricity 105
elected 44
electrician 17
electric 53
election 116
electro 28
electrical 22
electronics 32
electronic 16
electricity 105
elected 44
electrician 17