Electrician tradutor Turco
479 parallel translation
Electrician!
Elektrikçi!
I'm gonna tell the electrician to give it to you slow and easy, wise guy.
Elektrikçiye söyleyeyim de sana ağır ağır versin.
An electrician can tell you what happened... when the wires were cut from that lamp.
Lambanın kabloları kesildiğinde neler olacağını... size bir elektrikçi söyleyebilir.
Electrician. Yes.
Elektrikçi, evet.
Do you realize in order to be a plumber, or a carpenter, or an electrician....
Farkında mısın, bir su tesisatçısı, bir marangoz, ya da bir elektrikçi olmak için...
Well, this worked in "The Shocking Case Of The Mad Electrician."
Şey, bu "Çılgın Elektrikçinin Şok Kutusu" hikayesinde işe yaramıştı
I'm the electrician.
Elektrikçi benim.
I think he looks more like our electrician.
Bence, daha çok bizim elektrikçiye benziyor.
Does your electrician look like Cooper?
Sizin elektrikçi Cooper'a benziyor mu?
My father was head electrician here till he died.
Babam baş elektrikçiydi. Annem kostüm departmanında çalışıyor.
Eleanor, did you call the electrician?
- Eleanor, elektrikçiyi aradın mı?
Electrician.
Elektrikçi.
- You're not the electrician?
- Elektrikçi değil misin?
That's the third time the electrician jabbed my behind.
Üçüncü keredir şu elektrikçi popoma elliyor.
Some of you may wonder if English can help you get a job as a carpenter, a mechanic or an electrician.
Bazılarınız marangoz, tamirci, elektrikçi olmak için İngilizce'nin ne yararı var diyebilir.
Because only in Times Square... the dawn gets turned on by an electrician.
Çünkü sadece Times Meydanı'nda bir elektrikçi sayesinde şafak söker.
I'm studying to become an electrician.
Elektrikçi olmaya çalışıyorum.
electrician!
Elektrik teknisyeni!
Just one phone call to the electrician... and he would see to it right away.
Elektrikçiyi arayarak bunu anında düzeltebilirsiniz.
I only understand the work of an electrician, I am not suited.
Ben sadece elektrik işlerinden anlarım, bu işe uygun değilim.
- I'm an electrician!
- Ben elektrikçiyim!
Max the waiter knows the electrician that wires the rabbit.
Garson Max, tavşanı süren elektrikçiyi tanıyor.
He's in prison, the electrician.
Elektrikçi hapisteymiş.
Our master electrician is doing one to five!
Elektrik ustamız 1 ile 5 yıl arası hapisteymiş!
We need a master electrician.
Bize elektrikçi lazım.
- Are you an electrician?
" Sen elektrikçi misin?
Make friends with the electrician, shack up with the lead dancer... I don't care.
Elektrikçiyle dostluk kur, dansçılarla fingirdeş.
I had no idea so I got an electrician...
Sorunu neymiş?
Why did you get an electrician for a thing like this, stupid?
Bilmiyordum, elektrikçi çağırdım. Ahmak!
- Harris, electrician.
- Harris, elektrikçi.
- I'm an electrician.
- Ben elektrikçiyim.
Electrician to fix the lights in the sitting room and bedroom.
Elektrik teknisyeniyim. Yatak odasındaki lambayı tamir etmeye gelmiştim, efendim.
It's the electrician to fix the lights here and in the bedroom.
Elektrikçiymiş, buradaki ve yatak odasındaki lambalar için gelmiş.
- Not when I tell him about the electrician with the passkey.
- Giriş kartıyla dolaşan elektrikçiden bahsedince öfkelenmez.
Well, you've seen what's happened to the electrician, haven't you?
Elektrikçiye olanları gördünüz, değil mi?
- Well, call an electrician immediately.
- Hemen bir elektrikçi çağırın.
( Electrician ) Feel free!
Keyfinize bakın!
You know, as an electrician or a bricklayer or something like that.
Hani elektrikçilik, duvarcılık ya da buna benzer işler.
One day you're an electrician, the next day you're a producer.
Elektrikçi sandığın adam bir gün sonra yapımcı oluyor.
Not a farmer, I'm an electrician.
Çiftçi değilim, elektrikçiyim.
If it wasn't for the war I would have my electrician degree.
Savaş çıkmasaydı, elektrik teknisyeni diplomamı alacaktım.
I'm sorry, we're still out of power, tomorrow I'll call an electrician...
Özür dilerim, elektrikler hala kesik, yarın bir elektrikçi çağıracağım.
So he said, "You should make up your mind about either being an electrician or playing guitar."
Bu yüzden bana : "Elektrikçi mi yoksa gitarist mi olacağına karar vermelisin." dedi.
- I'm an electrician.
- Elektrikçiyim.
An electrician.
Bir elektrikçi.
It`s the electrician, Mr. Merlin.
Elektrikçi, Bay Merlin.
Was the electrician here?
Elektrikçi, burada mıydı?
The electrician's grandfather.
Ailede sadece büyükbaba elektrikçi.
The electrician.
Elektrikçi.
- Electrician.
- Elektrikçi.
So the electrician, he explained this to me.
Sıkıldın mı?
electric 53
election 116
electro 28
electrical 22
electronics 32
electricity 105
electronic 16
elected 44
elect 127
elections 17
election 116
electro 28
electrical 22
electronics 32
electricity 105
electronic 16
elected 44
elect 127
elections 17