English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Feet

Feet tradutor Turco

30,760 parallel translation
Well, the good news is we're back on our feet, and we're days away from having this whole trial business behind us.
İyi haber ; ayaklarımızın üzerinde durmaya başladık ve günler sonra bu dava işini arkamızda bırakacağız.
Must be 800 square feet!
800 metrekare falan olmalı!
How many square feet is this place?
Burası kaç metrekare?
I... couldn't believe it when my feet were hurting,'cause... felt like they never touched the ground.
Ayaklarımın acısını hissetmiyordum çünkü yere hiç basmıyormuşum gibi hissediyordum.
Just grasp the bird by its head and start eating at the feet.
Kuşu başından tutun ve yemeye ayaklarından başlayın.
The bar goes here, so that leaves ten feet for the cafe tables and the front door entrance.
Bar şuraya gelecek yani geriye kafe masaları ve ön kapı girişi için 2.5 metre boşluk kalıyor.
You, like, prop up your arms and your feet.
Kolunu ve bacağını dayayabilirsin.
A handsome Korean billionaire didn't waltz in here and he didn't sweep you off your feet.
Yakışıklı Koreli milyarder buraya gelip... ayaklarını yerden kesmedi.
Perfectly probably, right? Well, the local crew is dragging their feet, and management started calling it the ass-crack of dawn.
Yerel ekip zorluk çıkartıyormuş ve yönetim ona şafağın göt lalesi demeye başlamış.
Don't you dare lay that poor girl's death at my feet.
Sakın zavallı kızın ölümünü bana yıkmaya çalışma.
You taught me to stand on my own two feet and then I wasn't there for you.
Bana ayaklarımın üstünde durmayı öğrettin ama ben sana yardım edemedim.
Then when I found the lock was open..... I tried to help her to her feet, but she couldn't.
Kilidi açık bulduğum zaman ayağa kalkması için yardım etmeye çalıştım. Ama yapamadı.
Get him on his feet.
Ayağa kaldır onu.
We were on the bus, uh, driving in Chattanooga past a church with chipped gray paint, and a sign saying, "He needs our hands and feet."
Otobüsdeydik, Chattanooga'ya gidiyorduk gri boyalı yontma bir kliseyi geçiyorduk bir tabelada "Onun ellerimize ve ayaklarımıza ihtiyacı var." yazıyordu.
To parachute out of a plane at fifteen thousand feet.
Bir uçaktan, 4,500 metre yüksekten paraşütle atlamak.
When I get myself set up and I get on my feet, I'm gonna start sending you money, okay?
İşlerimi ayarlayayım, elim biraz rahatlayınca sana para göndermeye başlayacağım, tamam mı?
Baxter... do you think maybe we're having this conversation because you're getting cold feet about the wedding?
Baxter, bu konuşmayı düğünden soğuduğun için yapıyor olabilir miyiz?
Let's get him back on his feet.
Haydi onu ayağa kaldıralım.
I hope when I next call, you'll be six feet below.
Umarım bir daha aradığımda, toprağın altında olursun.
Were I five years older, I'd throw myself at her feet!
Beş yaş büyük olsaydım, kendimi ayaklarına atardım!
We found trace amounts on the American girl's feet.
Amerikalı kızın ayağında da eser miktarda bulduk.
That building's no more than seven feet away.
Bu binaların arası 2 metreden fazla değil.
At the end, they pulled the rug from under our feet, and we look like dupes.
Eninde sonunda altımızdan halıyı çekecekler ve biz de enayi gibi görüneceğiz.
[Francine] Now, we're just over 2,000 square feet spread across two floors.
İki kat toplamında 185 metrekaremiz var.
If anybody comes within 10 feet, bam.
Üç metreden fazla yaklaşan olursa, güm.
And I met his grandmother 50 feet from here.
Büyükannesiyle buradan 15 metre ötede tanıştım.
- Jessica, if you're not back on your feet by the end of the month, I won't be able to hold off the board.
Jessica, eğer ay sonuna kadar ayağa kalkamazsanız yönetim kurulunu tutamayacağım.
Agent Morris wants us to drag our feet on this.
Ajan Morris işi ağırdan almamızı istiyor.
I don't know... 100 feet.
30 metre kadar mesela.
Because I'm holding his feet.
- Çünkü ayağını hissedebiliyorum.
Yeah, I'm pretty sure I'm supposed to be, like, a hundred feet from you or something.
Şu anda sana otuz metreden daha yakınım.
She got a bit singed, but she was going in feet first, so no one will be able to tell with her shoes on.
Çok az yanmış ama, ayaklardan başladığımız için ayakkabıları ayağına takarsak kimse fark etmez.
Hands and feet tied... with cable ties.
El ve ayakları kabloyla bağlanmıştı.
She slipped. Fell about 10 feet.
Kaydı ve yaklaşık 3 metreden düştü.
Spread pattern indicates that the shots were fired from approximately 15 to 20 feet.
İzler, 5 ile 6 metreden ateş edildiğini gösteriyor.
So, why don't you march your fat feet back to the only two lawyers left at that miserable little firm and decide just how deep you're gonna reach into your own pockets to pay me off.
Bu yüzden neden o tombul ayaklarınla iki avukatı kalmış zavallı şirketine dönüp paramı ödeyebilmek için cebinizin ne kadar derinine inmek zorunda kalacağınıza karar vermiyorsun?
... plant your feet as though rooted to the very ground.
Ayaklarını kök salmış gibi yere sabitle.
Dolls, I tried to shoot him at five feet.
Dolls, onu 1,5 metreden vurmaya çalıştım.
And stand on your feet.
Ayrıca biraz dik dur.
Touch my feet, baby.
Ayaklarıma dokun bebeğim.
Ramona, touch my feet.
- Ramona, ayaklarıma dokun.
However, I am 3 feet off the ground.
Ama yerden 1 metre kadar yüksekte duruyorum.
28-year-old female, fell over a hundred feet while rock climbing.
28 yaşında kadın. Kaya tırmanışı sırasında 30 metreden düşmüş.
What's that... 50 feet, about?
Yaklaşık 15 metre falandır herhalde.
It's a nice 50 feet.
Çok zevkli bir 15 metreydi.
And my feet were, like, way up in the air, and it took some finessing at first, but I was determined.
Ayaklarım gökyüzüne değecek gibiydi. Başlarda biraz zor oldu ama çok kararlı biriyimdir ve kesinlikle buna değerdi.
Some nights, my feet were so swollen, I was physically unable to even take my sneakers off.
Bazı geceler ayaklarım o kadar şişerdi ki fiziksel olarak ayakkabılarımı çıkarmam mümkün olmazdı.
We can put you on a regimen of medication, or we can operate... an angiography with possible stenting, the benefit of that being that you'd be back on your feet sooner...
İlaçla tedaviyi deneyebiliriz ya da ameliyat ederiz. Stentleme yoluyla anjiyo yapabiliriz. Bu durumda çok daha çabuk ayağa kalkarsın.
Mine's 5 feet... 7 inches tall?
Yaklaşık 1 metre... 70 santim mi?
Those are inches, not feet.
O cm oluyor metre değil.
- He fell 20 feet.
- Altı metreden aşağı düşmüş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]