Forget all that tradutor Turco
683 parallel translation
Forget all that talk about leaving and just grab my hand and let's just go grab dinner together.
Gideceğim mideceğim o lafları geç ve bir kez olsun el ele tutuşup gidip yemek yiyelim.
When we touch, close in your arms you hold me. I forget all that my mother told me.
Birbirimize dokunduğumuzda ve sen beni kollarına aldığında, annemin bana söylediği her şeyi unutuyorum.
Let's forget all that. I don't want to see Johnny again.
Johnny'yi bir daha görmek istemiyorum.
Maybe you can forget all that, but I can't.
Belki sen bunu unutabilirsin, ama ben unutamam.
Don't forget all that I took off of her.
Onun yüzünden çektiklerimi unutma.
She told me you're to forget all that.
Bütün onları unutmanı söyledi.
Forget all that, will you?
Unut gitsin, olur mu?
Don't worry, we'll make him forget all that other.
Merak etme, onun aklından çıkartırız o tür şeyleri.
You must wonder what it would be like to forget all that.
Tüm bunlar unutulduğunda nasıl oluyor merak etmiş olmalısın.
Oshizu, you speak of duties and debts, but you need to forget all that sort of thing.
Bayan Shizu, görevlerinizde ve borçlarınızdan bahsediyorsunuz, ama bu tür şeyleri unutmanız gerekiyor.
They forget all that.
Akıllarından çıkmıştır.
The living must go on living. All I've done is not forget those words that you told me 15 years ago and I'm living the way that you told me to live.
"Her şeyi unut, hayattaki kişinin yaşaması gerekir." demiştin.
My friends who were wounded and fell in battle... all the people that I've lost... there's no way I'll ever forget them!
Savaşta yaralanıp düşen arkadaşlarım. Kaybettiğim bütün insanlar. Onları unutmam mümkün değil!
Today you'll see what happens to those who forget... that my friend King James did you all a favor... in saving you from your just fate on the gallows.
Bugün dostum Kral James'in sizi ipte sallanmaktan kurtararak nasıl bir iyilik yaptığını unutanlara neler olacağını göreceksiniz.
But in spite of the lovely scenery all around us, it was clear to me that never for one instant did Sherlock Holmes forget the shadow that lay across him.
Ama etrafımızdaki bütün bu doğal güzelliklere rağmen Sherlock Holmes bir an bile üzerinde dolaşan bu kara gölgeyi unutmamıştı.
If we have to do all that, you won't have time to forget.
Maaş ne kadar?
Men like yourself — German, or of German ancestry — rise up with all the might and power of the great German people behind you conscious of the sacred duty that binds us all together... and in the knowledge that he who doesn't forget his people... will not by his people be forgotten.
Sizin gibi insanlar — Alman ya da Alman soyundan gelenler — bütün büyük Alman halkının gücü ve kuvvetini arkanıza alarak bizi bir araya getiren korkunç görevlerin bilinciyle... onun halkını unutmayacağını ve ve halkının da onu unutmayacağını bilerek.. ayaklanın.
That other business, it's all over. I'd like to forget it.
Onu unutmak istiyorum.
I'm sure you'd all agree with me if I said that now's the time to stop this nonsense, face facts, get down to brass tacks, forget about the war, and go fishing.
Şimdi bu saçmalıkları bırakıp, asıl mevzuya dönmenin ve balığa çıkmanın vaktidir desem, eminim hepiniz bana katılırsınız.
Tarzan forget all about that.
Tarzan hepsini unuttu.
I suppose a psychoanalyst would say that I didn't really forget it at all.
Sanırım bir psikanalist benim onu gerçekten unutmadığımı söylerdi.
All those things that happened to us, everything that went before, we'll forget it.
Başımıza gelen her şeyi geride bıraktığımız her şeyi unutacaksın.
Now, please try to forget all about that dreadful Mr. Wilson.
O korkunç Bay Wilson'ı unutmaya çalış lütfen.
That's all right, forget it.
Önemli değil.
Please forget about all that.
Lütfen, olanların hepsini unut.
I plundered from the wreck many chests with all manner of clothes, tallow, gunpowder, the carpenter tools and scores of useful articles, not to forget that fellow survivor, Sam.
Harabeden biraz sandık ve kumaş aldım, donyağı, barut, marangoz araçları ve bazı önemli makaleleri, tabi ki hayatta kalan dostumu da unutmadım, Sem'i.
I'm not telling you that for the sake of your marriage or your family, but because you must forget all about him and go back to your husband for your own good.
Bunu ne kocan için ne de kendimiz için söylüyorum. Ama onu unutmaya çalışıp evine dönersen en iyisini yapmış olursun.
We'll forget all about that.
Onları unutacağız.
That's all right. Forget it.
Sorun değil, unut gitsin
Let's forget about dogs and cats and all that pseudo-literary junk.
Kedileri, köpekleri ve şu sahte tavırlarını bir yana bırak da, sadede gelelim.
Now you put that stuff back in your desk and we'll forget all about Wayne Phillips, okay?
Şimdi o şeyi smasana geri koy. Wayne Phillips'le ilgili her şeyi unutalım, tamam mı?
You seem to forget that Maria was my sister, after all.
Maria'nın... kız kardeşim olduğunu unutuyorsun galiba.
Of course, it's in all the papers, but never mind, we'll forget about that.
Tabii bütün gazetelere çıktı ama boş ver, o konuyu unutalım.
Remind your son that from now he must forget all whores.
Oğluna, şu andan itibaren, tüm o fahişeleri unutması gerektiğini hatırlat. Bitti.
Knowing you is the first in all that time I've ever been able to forget, even for a little while.
Bilmelisin ki, tüm olanları ilk defa unutmaya başladım. bir süre için bile.
To all of you, I say this never forget that you are Germans, never forget that you are Nazis!
Hepinize, şunu söylüyorum... bir Alman olduğunuzu sakın unutmayın... bir Nazi olduğunuzu sakın unutmayın!
Forget all that.
Hayatım, unut bunları.
You seem to forget that we all heard the harpsichord playing.
Klavsenin sesini, hepimizin duymuş olduğunu unutuyorsunuz.
Forget all about that dream stuff.
Bütün bu rüya işini unut
He'll make your customers forget all about the one that gets sick all the time.
Müşterilerine sürekli hastalanan adamı unutturacaktır.
Do you really think that all this nerve-calming treatment's... gonna help me forget how much I want her in my arms?
Bu tedavinin gerçekten ona karşı olan hislerimi unutturacağını mı düşünüyorsunuz?
You'll forget all about money when you hear the song that Uncle Fester wrote for you.
Aslında oğlumun bu tür eğlencelere pek vakti yoktur.
Sy, forget the stock suit and trying how it feels and all that.
Sy, şu kıyafeti ve nasıl olduğunu boş ver.
You seem to forget that our friend Walter Brown was murdered by the monster and we all risk the same fate.
Zavallı dostumuz Walter Brown'un, canavar tarafından öldürüldüğünü unutuyorsunuz. Buradaki herkesin başına da aynı şey gelebilir.
I believe that men grow old and when sexual things no longer matter to them they forget it all, forget what true passion is.
Bence erkekler ihtiyarlayıp cinsel arzuları geçtikten sonra gerçek tutkunun ne olduğunu unutuyorlar.
Forget about all that, it's in the past.
Yarın hapse gideceğiz ve yöneticiden özür dileyeceğiz...
Let's forget about all that.
Şimdi, bütün olanları unutun.
So, I propose that we forget the past, whatever may have occurred and all go forward.
Yani bence her ne olmuş olursa olsun, geçmişi unutup... önümüze bakalım.
And you will be relieved to know that you may now investigate all the other possibilities and forget about Gideon.
Diğer olasılıkları araştırabilir, bizi unutabilirsiniz.
I couldn't forget about you... that's all.
Hepsi bu.
Then, sir, is it all right to go back... and tell Koman that Gengobe is cold and... cruel and that she should forget him?
Öyleyse, efendim, en iyisi ben gideyim... ve Koman'a Gengobe'nin ilgilenmediğini, acımadığını... ve sizi unutmasını mı söyleyeyim?
all that matters 18
all that shit 30
all that 276
all that stuff 77
all that money 36
all that time 39
all that sort of thing 17
all that crap 20
that 10639
that's nice 2129
all that shit 30
all that 276
all that stuff 77
all that money 36
all that time 39
all that sort of thing 17
all that crap 20
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's good to know 269
that's for sure 889
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20
that doesn't seem fair 27
that's my baby 48
that's me 2273
that's my man 51
that is 2872
that's my line 54
that is so lame 16
that'll be me 20