Getting warmer tradutor Turco
196 parallel translation
Getting warmer and warmer, as we used to say as kids.
Çocukken, sıcak, sıcak derdik.
Am I getting warmer?
Burası daha mı sıcak sanki?
The evenings were getting warmer. Spring was in the air.
Artık akşamlar daha ılıktı, bahar kendini hissettiriyordu.
- It's getting warmer.
- Olay iyice ısınıyor.
Am I getting warmer?
Bu olur mu?
Am I getting warmer?
Olur mu?
- He's getting warmer.
- Gittikçe alışıyor. Ne de olsa insanım.
It's getting warmer.
Daha da ısınıyor.
I'm getting warmer.
Yaklaşıyorum.
It's getting warmer, isn't it?
Daha da sıcaklaşıyor, değil mi?
Yes, he's getting warmer.
Evet, gittikçe ısınıyor.
- It's certainly getting warmer.
- Kesinlikle hava ısınıyor.
Am I getting warmer?
Yaklaşıyor muyum?
You're getting warmer... and blacker.
Isınıyor ve kararıyorsun.
You're getting warmer.
Giderek yaklaşıyorsun.
But you're getting warmer.
Ama ısınıyorsun.
You're getting warmer. But, you know, when Candy doesn't show up at Somafree next weekend... your wife can take legal action immediately.
Yaklaşıyorsun ama biliyorsun ki Candice hafta sonu Summer Free'ye gitmezse karın hemen yasal işlemlere başvurabilir.
Getting warmer!
Isınıyor!
I think I'm getting warmer.
Galiba kızmaya başlıyorum.
You're getting warmer, teacher.
Yaklaştınız hocam.
Getting warmer, teacher.
Yaklaştınız hocam.
- Getting warmer.
- Isınıyor.
You're getting warmer. Boiling.
Isınıyorsun, kaynıyor,
Boy, you know, it is getting warmer.
- Evet. Hava ýsýnmaya baþladý.
- You're getting warmer.
Adiyim. - Yaklaşıyorsun.
That milk will cool down on you but it's getting warmer now.
Sütün soğuyacak ama artık ısınıyor.
"Getting warmer now."
Artık ısınıyor?
Warmer, getting warmer.
Sıcak. Sıcak.
Your hands and your fingers are getting warmer and heavier.
Ellerin ve parmakların ısınmaya başlıyor, ve gittikçe ağırlaşıyor.
You're getting warmer...
Hatta yakın kendinizi...
One after another, it keeps getting warmer,
Bir sonrakinden sonra, daha sıcak oluyor,
Is it just me or is it getting warmer in here?
Bana mı öyle geliyor yoksa burası daha da mı ısınıyor.
- You're getting warmer. Keep climbing.
- Yaklaşıyorsun, yükselmeye devam et.
I can feel it getting warmer already.
Şimdiden buna hazır olduğunu görüyorum.
- You're getting warmer.
- Daha da yaklaşıyorsun.
It's getting warmer.
Daha sıcaklaşıyor
Getting warmer?
Ateşlendin mi? Hayır mı?
You're getting warmer, but how do I look?
Gittikçe yaklaşıyorsun ama ben nasıl görünüyorum?
It's getting warmer in here.
Burası giderek sıcak oluyor.
- I think you're getting warmer, too.
- Sanırım sende biraz ısınıyorsun.
The parks are empty, and the weather's getting warmer every day.
Yeşil alanlar boş ve hava gün geçtikçe ısınıyor.
But I'm getting warmer.
Ama ısınıyorum.
Getting warmer.
Isınmaya başladı.
Like an old sweater that keeps getting warmer with age, you can count on Tweek's coffee to start your day.
Yıllar geçtikçe daha da ısıtan bir kazak gibi güne başlamak için Tweek kahvesine güvenebilirsiniz.
We're getting warmer...
Az kaldı...
The phone is already getting warmer.
- Nereyi arayacaksın? Avukatını mı?
- We're getting warmer, Watson.
- Yaklaşıyoruz, Watson.
Are we getting warmer?
Oh, Michael, Seni öyle seviyorum ki.. Isındık mı?
You're getting a little warmer. Yes.
Biraz ısınıyor.
It's getting a little warmer, anyway.
Havalarda ısınmaya başlamıştı.
Getting warm... warmer.
Sıcaklık alıyorum... sıcaklık.