Gib tradutor Turco
184 parallel translation
That troops come to hunt us out, as usual!
Askerler peşimizde, her zamanki gib.
A concentration camp is built the way a stadium or a hotel is built :
Bir stadyum veya otel inşa eder gib toplama kampı yapılıyor :
What's the sea like?
Deniz gib şeyler mi?
I'll make time for you and for me, it'll be like it was, Karen.
Sana ve kendime zaman ayıracağım. Eskisi gib olacağız, Karen
Well, I'm not quite sure, dear boy, but... there must be a reason for it, yes like everything else in the universe, there is a reason for it.
Emin değilim, sevgili oğlum ama... bir nedeni olmalı, evet tıpkı evrendeki her şey gib, bir nedeni vardır.
Seems like yesterday to me.
Sanki benim için dün gib.
Like I say, I work for a guy got a liquor license.
Dediğim gib, içki ruhsatına sahip biri için çalışıyorum.
It secures the gib sheet.
Yelken halatını emniyete alır.
Gib her!
Gib her!
Your pal, Gib.
Dostun, Gib.
- What do you think of that guy Gib?
- Şu Gib hakkında ne düşünüyorsun?
- It's for you, Gib.
- Sana, Gib.
We are talking SoCal, here.
Güney Kaliforniya diyorum, Gib.
- Are you Gib?
- Gib sen misin?
- Alison, this is Gib.
- Alison, bu Gib.
- And Gib, this is Alison.
- Ve Gib, bu Alison.
Gib, are you okay?
Gib, iyi misin?
Good night, Gib.
İyi geceler, Gib.
Guys, this is Gib, the guy I told you about.
Çocuklar, bu, size bahsettiğim Gib.
Tonight is the night, Gib, man.
Gece, bu gecedir, Gib, dostum.
Sort of like us.
Biraz bizim gib.
- I'm telling you, Kersey's our man.
- Dediğim gib, Kersey aradığımız adam.
As it was before
Önceden olduğu gib
Like Jane Goodall and the chimps.
Jane Goodall ve şempanzeleri gib.
If he does, he won't be how he was before this crisis.
Çıksa bile bu nöbetten önceki gib olamaz.
Just trying to gib to that bitch, that's all.
Tek niyetin bu kaltağı düzmek.
Yeah, it's Gib.
Evet, ben Gib.
Yeah, Gib, I know Harry.
Evet, Gib, Harry'yi biliyorum.
Yeah, the old queen did it on purpose.
Evet, yaşlı kraliçe bunu istediğimiz gib yaptı.
- Anything else, Gib?
- Başka bir şey ister misin Gib?
- Hey, Gib.
- Merhaba Gib.
- See ya, Gib.
- Görüşürüz Gib.
You got to believe me, Gib.
Bana inanmalısın Gib.
For who that's but a queen, fair, sober, wise would from a paddock, from a bat, a gib such dear concernings hide?
Çünkü senin gibi güzel, akıllı uslu bir kraliçe böyle değerli sırları nasıl saklayabilir o kurbağadan, o kara kediden, o yarasadan?
Like you didn't want to jinx it?
Uğursuzluk getirmeyi istemediğin gib mi?
We'll be related, almost like brother and sister.
birbirimize bağlı olacağız, tıpkı iki kardeş gib.
Centuries of Lin Kuei training have passed through us to him just like the others.
Lin Kuei'nin asırlık eğtimi bizim üzerimizden ona geçti, tıpkı diğerleri gib.
Peck on the cheek?
Gagalama gib miydi?
A bit like your problem.
Biraz senin problemin gib.
Much like Earth Realm.
Dünyagerçekliği gib.
Way to go, Gib.
Aferin sana Gib.
Welcome to the company, Gib.
Aramıza hoş geldin Gib.
Gib time.
Hem de çok büyük.
You Vanilla Ice.
Vanilla Ice gib.
That's a gib word.
Büyük konuştun.
- Not quite as good as mother's, but...
- Anneminki gib değil değil ama, yine de...
I understand the whole Mystic Pizza, small-town... we-don't-let-a-clock-run-our-lives thing.
Buranın Mystic Pizza filmindeki gib bir yer olduğunu anlıyorum. Saatlerin yaşamımıza hükmetmesine izin vermiyorsunuz.
- Maybe something flannel.
- Herhalde fanila gib bir şeydir.
Stella... I can't do it- - l need a drill, a borescope, something.
Stella... Bunu yapamam... Matkap lazım, bir boreskop gib birşey.
Yes, like a stubborn little child.
evet inatçı küçük bir çocuk gib.
I now accept the fact that I do not have artistic talent, like you, like Harry.
Sen veya Harry gib ;