Give me a moment tradutor Turco
412 parallel translation
Just give me a moment.
Bana sadece bir dakika verin.
If you could just give me a moment.
Bana sadece bir dakika verirseniz.
- It must be aversion since you avoid me, never willingly give me a moment's thought or attention.
- Nefret ediyor olmalısın uzun süredir benden kaçıyorsun, isteyerek bana bir an bile ayırmadın ya da ilgilenmedin.
Just give me a moment.
Bir dakika müsaade et yeter.
Give me a moment to think it over.
Düşünmem için bir dakika verin.
Give me a moment, you're always angry.
Her zaman öfkelisin, merak etme.
- I'm in pain. Give me a moment.
Bırakın biraz nefes alayım.
Could you give me a moment?
Biraz izin verir misin?
Could you please give me a moment?
Lütfen biraz müsade eder misiniz?
If you give me a moment, I'll see if he's willing to do that.
Bir saniye izin verirseniz yapmak ister mi sorayım.
Give me a moment to think about it.
Bunu bir dakika düşüneyim.
Can't you give me a moment of peace?
Beni biraz yalnız bırakır mısın?
Just give me a moment to collect myself.
Kendimi hazırlamam için bir dakika ver.
If you will give me a moment, the soldier will transform herself into a woman.
Bana bir saniye müsaade edersen şimdi bu asker kendini bir kadına dönüştürecek.
Just give me a moment, please.
Özellikle bu sabah, etrafta birileri var mıydı?
Give me a moment, will you?
Bana bir dakika izin verebilir misin?
Just give me a moment, would ya?
Bana biraz zaman verin, olur mu?
All right, Mrs Buckner, would you give me a moment, please? There is stuff on Logan there.
Bayan Buckner bana biraz müsaade eder misiniz lütfen?
Just give me a moment, sir.
Bana bir dakika izin verin, efendim
Just give me a moment.
Bana bir dakika izin verin.
Give me a moment.
Bir dakika müsaade eder misin?
Hm, Give me a moment,
Bana biraz müsaade.
Father, give me a moment.
Baba, bana bir dakika ver.
Give me a moment, dear fellow.
- Bana bir dakika ver eski dostum.
Simon, give me a moment with Ted alone.
Simon, Ted'le biraz başbaşa konuşabilir miyiz?
certanly, if you give me a moment
- Kesinlikle, bana bir dakika izin verirsen...
Give me a moment, will ya?
Biraz izin ver tamam mı?
All right, give me a moment.
Tamam, bir dakika.
Tino, give me a moment here.
Tino, bana biraz izin ver.
Give me a moment. Just let me bring her inside.
Biraz izin verin, bırakın da içeri alayım onu.
If you'll give me a moment...
Eğer bana 1 dakika verirsen...
Give me a moment.
Bana bir saniye ver.
Give me a moment.
Bana biraz zaman verin.
Not that it would give me a moment's concern to see Mr Darcy publicly set down, but in Mr Bingley's house... It would grieve me to see him embarrassed and discomfited.
Mr Darcy'e sıkıntı verme endişesiyle değil, ama Mr Bingley'yi kendi evinde utanmış ve üzülmüş görmek beni üzerdi.
Please, please just give me a moment to think.
- Lütfen, lütfen bırak da biraz düşüneyim.
If you give me a moment, I believe I can try to explain.
Bana biraz zaman tanırsanız, açıklamaya çalışabileceğime inanıyorum.
Could you give me a moment to speak with my client?
Müvekkilimle konuşmak için bir dakika izin verir misiniz?
Give me a moment.
Biraz bekle.
Take a look out there and give me a rest for a moment.
Şuraya bir bak ve bir saniye beni rahat bırak.
Forget for a moment that I'm your doctor, and, uh... let me give you some advice as a friend.
Bir süreliğine doktorun olduğumu unut. Dostun olarak sana bir tavsiye vereyim.
But give me just a moment.
Ama bir saniye ver.
If you'll just give me the lantern a moment I'll unfasten you in no time.
Eğer bana bir dakikalığına fenerini verirsen hemen çözeceğim sorunu.
( Panting ) Give me a moment.
Biraz izin verin.
Be it for even a moment give me your love... even if you're false
Anı yaşa bana sevgini ver yanlış olsa bile.
- The moment you feel like it, give me a call.
Korkacak olursan beni ara.
Oh she'll be able to give you that in a moment but tell me who is this man Henderson?
Bir dakika içinde size delili sunacaktır. Ama söyleyin bana, kimdi bu Henderson?
Just give me a moment.
Sadece bir dakika izin ver.
Give me a moment, gents.
Bana bir dakika izin verin beyler.
what i need at that moment first of all i ask him to give me a clear intellectual overview but i also ask him to give me feelings that i need i ask him to let certain things happen
O anda neye ihtiyacım varsa bana vermesini istiyorum. Her şeyden önce bana berrak bir entelektüel bakış açısı vermesini istiyorum. Ama aynı zamanda bana ihtiyacım olan duyguları vermesini istiyorum.
I'm really touched you can share your feelings with me, Sam, but at the moment I don't give a damn.
Benimle hislerini paylaşacak samimiyete gelmenden aşırı duygulandım... Ama şu anda, çok sikimde değil.
Give me a break, Leonard. Like you haven't fantasized about this moment.
Sanki bu anı hiç hayal etmedin.
give me strength 86
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me your hand 884
give me 926
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a hug 258
give me a kiss 294
give me some sugar 34
give me a sign 41
give me your hand 884
give me 926
give me that 1626
give me a break 856
give me the money 165
give me a fucking break 45
give me a second 352
give me your phone 245
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144
give me a second 352
give me your phone 245
give me a minute 453
give me a number 36
give me a chance 137
give me some space 28
give me a hand 451
give me some money 47
give me some 144