English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / He's coming with me

He's coming with me tradutor Turco

124 parallel translation
Me. I tell you now, whoever shot Larry Kinkaid ain't coming back here for you to... fuddle with your lawyers'tricks for six months and then be let off because Davies or some other whining old woman claim he ain't bad at heart.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
I HAVEN'T THE TIME. HE'S COMING WITH ME.
Ondan bahsetmiyorum.
- ♪ Cause he's coming on a job with me.
Ne oluyor? - Onu neden buraya getirdin? - İşe çıkacak... benimle.
He's coming with me.
Benimle gelecek, diyorum.
He's coming with me.
Benimle geliyor.
- He's coming with me.
- Benimle gelecek.
He's off today, he's coming with me.
Bugün çalışmasın, benimle gelsin.
look, he's coming with me. that's that.
Bak, o benimle geliyor işte o kadar!
No, he's coming with me.
Hayır, o benimle geliyor.
I guess he's coming with me.
Sanırım o benimle geliyor.
He's coming here to speak with me but won't say what it's about.
Benimle konuşmak için Barselona'ya geliyor ama ne hakkında olduğunu söylemedi.
Well, he said that he understood that career-wise it was great for me, but with the baby coming, he figured I wouldn't wanna go.
Kariyer açısından benim için çok iyi olduğunu anladığını söyledi. Ama bebek geliyor diye gitmeyeceğimi düşünmüş.
He's coming by later to go over some stuff with me.
O daha sonra benimle birkaç alet taşımak için gelecek.
You know, she doesn't bother me as much as she does Red... and he's tense enough, what with Christmas coming up... and him only working part-time.
Biliyormusun, O Red'i rahatsız ettiği kadar beni rahatsız etmiyor... ve onun zamanı bol, yılbaşının gelişi... ve yanlızca yarım gün çalışması.
No, Mr. Spiro, actually, my husband- - He's coming with me to sell the property. - Hi.
Bay Spiro, kocam benimle mülkü satmaya geliyor.
Good. He's coming down with me to make a drop.
İşe başlamak için benimle geliyor.
Next thing I know, he's coming at me with a silver bat.
Ondan sonra tek bildiğim şey, gümüş renkli bir kriket sopasıyla üzerime geldiğiydi.
And your friend Cyrus... ... the porn guy... ... he's coming to me with threats of going public.
Ve dostunuz Cyrus şu pornocu herif... beni her şeyi açıklamakla tehdit ediyor.
He's coming to the Cape for a party, and he invited me to go with him.
! Bir parti için Cape'e geliyor ve beni de davet etti.
Max keeps coming to my window and telling me he wants to be with me again, but I know it's... it can never work out.
Max pencereme gelip benimle yeniden birlikte olmak istediğini söyleyip duruyor. Ama biliyorum... Asla yürümez.
He's coming with me.
Onu da götürürüm.
No, he's coming home with me
Hayır, benimle geliyor.
This one's name is Chaka, and he is coming with me.
Bunun adı Chaka, ve benimle geliyor.
The one that hit me the most, I remember, was a friend of mine who was buried. Most of his face was sticking up, and his body was buried and his shoulder was sticking up. And with the waves coming in, he was right at water's edge, and that arm moving with the water, like this.
Beni en çok sarsan görüntülerden biri bir arkadaşımdı, yüzünün çoğu yukarıda kalacak şekilde gömülmüştü, vücudu gömülüydü ve omuzu yukarıda kalmıştı, suyun kenarında dalgaların geldiği bölgedeydi ve eli suyla birlikte böyle hareket ediyordu.
He's staying in the hospital next door and just loves coming to play with Grandma and me.
Büyükannemin yan odasında kalıyor ve gelip büyükannem ve benimle oynamak hoşuna gidiyor.
He be coming up with all kind of little ways, you know, and shit, you know, to help me try to lick my... what's it called?
Her zaman farklı bir yöntem buluyor, bilirsin bana yardım etmek ve şeylerimi düzeltmek için... Neydi o kelime?
Fuck off, he's coming with me.
Siktir, benimle geliyor.
He's coming with me.
o benimle gelecek.
Now he's insisting on coming to Petersburg with me.
Şimdi de benimle Petersburg'a gelmeyi taktı kafasına.
My friend Michel was with me, but he doesn't eat normal food... so he's not coming in.
Arkadaşım Michel yanımdaydı. Ama böyle normal yemekler yemez. Bu yüzden içeri gelmiyor.
Oh, Captain Sugar. He's coming with me.
Kaptan Şeker de benimle geliyor.
You know, if Ian bought a ticket and if he's coming home with me, that's really sweet.
Biliyorsun, eğer ian bir bilet aldıysa ve benimle eve geliyorsa, gerçekten çok hoş.
He's coming with me.
O benimle geliyor.
Same motherfucker that's coming at me in my print shop, talking shit... and now, he coming at Brianna with this bullshit?
Fotokopi dükkanıma gelip benimle konuşan aynı y.vşak. Ve şimdide Brianna'ya bu saçmalıkla mı geliyor?
Ernie, as long as you're with me, he's always coming.
- Ernie, yanımda olduğunuz sürece her zaman gelecektir.
He'll call me up and he's coming out with all this filth.
Beni arayıp ayıp şeyler söylüyor.
I'm afraid he's coming with me.
Korkarım o benimle geliyor.
Or maybe he's coming over to break up with me.
Ya da belki benden ayrılmaya geliyordur sadece.
He's coming with me.
Benimle gelecek.
- He's coming with me, to Dubai.
Evet. Çıktı.
He's coming with me. What?
- Benimle geliyor.
He's coming with me, and there's nothing you can do about it!
- Benimle geliyor ve elinden bir şey gelmez. Kenara çekil.
Yeah, he's coming to stay with me for a couple days.
- Evet. İki gün benimle kalmaya geldi.
He's coming with me.
- Benimle geliyor. - Benimle geliyor.
Now I do feel with him as well he's telling me about changes that are coming up in your life for the moment
şimdide hayatında başlamak üzere olan değişikliklerle ilgili bir şeyler söylüyor.
And if he's not coming home with me tonight, these papers aren't getting signed.
ve eğer bu akşam benimle gelmiyorsa, bu kağıtlar imzalanmayacak.
- He's coming with me.
- Benimle beraber gelecek.
He's coming to work with me tomorrow.
Yarın benimle işe geliyor.
Just... he's coming with me.
Rahat... O benimle geliyor.
He's coming with me, period.
Benimle geliyor. O kadar.
At least he knows that if I go down he's coming with me
En azından düşersem benimle geleceğini biliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]