Coming with me tradutor Turco
3,010 parallel translation
He's coming with me.
Benimle beraber geliyor.
You're coming with me.
Benimle geliyorsun.
Thanks for coming with me.
Benimle geldiğin için teşekkürler.
No. Razmig's coming with me.
Hayır, Razmig'de benimle geliyor.
Did I mention how happy I am that you're coming with me?
Benimle geldiğin için ne kadar mutlu olduğumdan bahsetmiş miydim?
- and you are coming with me.
- Ve sen de benimle geliyorsun.
You're coming with me.
Benimle geliyorsunuz.
And my sons are coming with me.
Çocuklarımı da yanımda götüreceğim.
The boys are coming with me.
Çocuklar da benimle geliyor.
Come. - You're coming with me?
Benimle gelin. - Sizinle mi?
I appreciate you coming with me last week to take the cancer test, but I did not mean to make things weird with Vanessa.
Kanser testi için gelmene minnetarım. Ama Vanessa ile işlerin garip olmasını istememiştim.
I appreciate you coming with me last week to take the cancer test.
Kanser testi için gelmene minnetarım.
Are you guys coming with me?
- Siz benimle mi geliyorsunuz?
You're not coming with me?
Benimle gelmiyor musun?
You're all coming with me.
Hepiniz benimle geliyorsunuz.
Esposito, you're coming with me.
Esposito, sen benimle geliyorsun.
Okay, well, Austin is not coming with me.
Austin benimle gelmiyor.
You're coming with me.
Sen benimle geliyorsun.
And even though you're rude, you're coming with me.
Ve her ne kadar kaba olsan da, sen de benimle geliyorsun.
Thanks for coming with me.
Benimle geldiğin için teşekkür ederim.
You two are coming with me.
Hemen benimle geliyorsunuz.
You're coming with me?
Sen de benimle geliyor musun?
Then you're coming with me.
- O halde sen benimle geliyorsun.
- Billy is coming with me.
- Billy benimle geliyor.
And I'm calling the judge in the morning because Helena is coming with me.
Ve sabah hakimi arayacağım çünkü Helena benimle geliyor.
Are you not coming with me?
Benimle gelmiyor musun?
Oh, Shrimpie's not stalking. He's coming with me.
Shrimpie ava gitmiyor, benimle geliyor.
The boy is coming with me.
Çocuk benimle gelecek.
Every July, you sit there staring at me before coming in here with that sheepish look on your face to ask to- - I have to tell you something.
Her Temmuz'da buraya gelmeden önce en masum ifadeni takınıp... -... izin almak - - Sana bir şey söylemem gerek.
They're coming home with me.
Benimle eve geliyorlar.
He just keeps coming back, because his potato brain thinks he still has a chance with me.
Geri dönüp durur, çünkü patates beyni hala benimle bir şansı olduğunu sanır.
You're coming with me.
Benimle geleceksin.
Well, a college buddy is coming into town for a job interview, gonna stay with me.
Üniversiteden bir arkadaşım bir iş için mülakata geliyor ve benimle kalacak.
That girl is coming to dance school to express her love to me. Come there with money.
o kız dans okuluna geliyor bana sevgisini süylemek için para ile oraya gel.
It was very Awkward, Like All relationships at the Beginning, Because They wanted one thing from me, and I was not Coming up with the Goods, I felt.
Çok sıkıntılıydı, tüm ilişkilerin başında olduğu gibi, çünkü benden tek bir şey istediler, ve ben istedikleriyle gelmiyordum sanırım.
I'm coming home, and... If you still want to be with me, if I can still count on us, I know I can get through this.
Eve dönüyorum eğer beni hala istiyorsan eğer hala bize güvenebilirsem biliyorum ki bunu aşabilirim.
Pack me 4 portions of chole-puri with extra choley ya I'm coming you keep the phone...
Bana ordan 4 porsiyon chole puri paketle ama yemeği bol olsun. ... tamam geliyorum telefonu kapat.
Thanks for coming back with me.
Benimle geldiğin için teşekkür ederim.
I haven't even had a chance to take a shower, and some lawyer starts knocking on my door to serve me with divorce papers. There was noises coming from the bedroom, and it sounded as if something was in there playing with my kids'toys.
[Oyuncak sesleri] ve... sanki birşey çocuklarımın oyuncaklarıyla oynuyordu.
Obs. Thanks for coming with me.
Benimle geldiğin için teşekkürler.
I get a lot of girls coming to me with their problems and I always try my best to help them out.
Bir sürü kız sorunlarıyla geliyorlar bana ve onlara yardım etmek için elimden geleni yapıyorum.
I was totally freaking out when he was coming at me with this creepy mask, all... "I will take away your bending forever!"
O korkunç maskesiyle üzerime gelirken....... "Bükme gücünü sonsuza kadar elinden alacağım" dediğinde ödüm kopmuştu.
You know, when you go into a camp with 800 dying children, some of whom are actually dropping down and dying in front of me, they think you're coming with some form of salvation.
Kampa ölmek üzere olan 800 çocukla girdiğinizde bazıları gerçekten düşüyor ve önümde ölüyordu sanki onları kurtarmaya gelmişsiniz gibi düşünüyorlardı.
Just stop coming on the boat with me and my friends, okay?
Sadece benimle ve arkadaşlarımla birlikte tekneye gelmeyi kes, tamam mı?
Thank you for coming out here with me.
Benimle buralara kadar geldiğin için teşekkürler.
But coming to work with me, would be making a jump on an international scale.
Ama benimle çalışırsan, uluslararası düzeye yükselirsin.
The last thing I remember, Marcus was coming at me with a syringe.
Son hatırladığım şey Marcus elinde bir şırıngayla bana yaklaşıyordu.
Now, you can lose The Sawdust and The Roy Rogers and come with me, or you can get buried under the asphalt avalanche that's coming.
Ya yerdeki tozu toprağı süpürüp, şu Rog Rogers'tan kurtulup bana katılırsın ya da yaklaşmakta olan asfalt yığının altında gömülürsün.
Hey, Brick, after school, you're coming to my softball game with me.
Brick, okuldan sonra, benimle beyzbol maçıma geliyorsun.
I'm... I'm coming to terms with it, but people like you, who give me false hope, just make it worse.
Ama sizin gibi insanlar, boş umut verenler işleri daha da kötüleştiriyorlar.
First, let me say you made a very wise decision coming to me with this problem.
Bu sorun için bana gelmekle... -... akıllılık ettin.