English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / With men

With men tradutor Turco

8,585 parallel translation
But you've slept with men? Oh, no!
- Ama erkeklerle yattınız, öyle mi?
Zarqawi's men kept fighting, and so his holy war raged on, the idea he'd unleashed too powerful to have died with him.
Adamları savaşmaya devam ettikçe onun kutsal savaşı da devam etti. Ortaya attığı fikir onunla ölmeyecek denli güçlüydü.
I beg your pardon, but are you asking me to believe that Anne killed eight men, risked her life, utterly destroyed both our reputations, to say nothing of the damage done to her relationship with me, to remove you from that tent, and that she did it all because she secretly wants to fuck you?
Kusura bakma da Anne, 8 kişiyi öldürüp tehlikeye atılarak ayrıca itibarımızı da arada kaynatarak hatta ve hatta onunla olan samimiyetimi de zedeleyerek seni çadırdan sırf sikme dürtüsüyle mi çıkarttı diyorsun?
Support that is almost certain to disappear entirely and for good the moment they hear they are to be associated with a plan to reward men who are in open revolt against the Crown.
Ki o desteğin vatana açıkça ihanet edenleri ödüllendireceğimiz duyulduğu anda buhar olup uçacağına şüphen olmasın.
It will be hordes of drunken men you'll have to service with that sexy body of yours.
Etraf sarhoş adam kaynayacak sen de onlara o ateşli vücudunla servis yapmak zorunda kalacaksın.
I will deal no more with holy men.
Artık, kutsal insanlarla uğraşmayacağım.
We could rule this land with a dozen men.
Bu toprakları bir düzine adamla yönetebiliriz.
Rotten fuck... raised his hands at me, burned me, shared me with his men.
Siktiğimin Rotten'ı... bana el kaldırdı, yaktı, başkalarına pazarladı.
If you're concerned that by removing her from this place she could get violent with you, there are men we can talk to about making sure she can't hurt you.
Eğer onu buradan kovarsan sana zarar vereceğini düşünüyorsan, adamlarımız var, sana zarar vermesini engelleriz.
With that one and the captain aligned, there would seem to be no limits to their ability to manipulate sentiment among the men.
Bu konuşmayla ve, yeteneğiyle, insanları manipule etmesinin bir sınırı yok.
Put down that key, walk back through that gate, return the girl, and I will sort this with the men.
Anahtarı bırak, kapıdan geri git, kızı yerine götür ve bu durumu ben çözeyim.
With any luck, by the time you return, you and Governor Ashe will be greeted by a group of handsome men, pretty wives, and rosy-cheeked children.
Şansımız yaver giderse, geri döndüğünüzde Vali Ashe ve seni bir grup yakışıklı adam karşılar ve hep beraber yemek yeriz.
To construct for myself an illusion that I'm still on the Good Fortune nearing the end of a long voyage, recent events were themselves the nightmare, and that these men are simply sailors tasked with delivering me home.
Hâlâ Good Fortune'da olan kafamdaki görüntüyü düzenlemek adına uzunca bir yolcuğunu sonuna yaklaşmışken son yaşanan olaylar onların kâbuslarıydı ve de bu adamlar, beni evime götürmeye görevlendirilmiş denizcilerdi.
Charles Vane corralled 40 of the hardest men in the New World, brought them in line, brought them across an ocean to this fort and conquered it with no support from the water, no siege engineering, just the will to take it,
Charles Vane Yeni Dünya'daki 40 adamı toplayıp onları hizaya sokup, okyanusun karşısındaki bu hisara getirip sudan destek almadan fethetti. ... kuşatmada mühendislik kullanmadı sadece almak istedi.
Mr. Kung, with all due respect, I've made many devices that killed many men.
Bay Kung, kusura bakmayın ama, birçok insanı öldüren birçok alet yaptım.
With those men.
Bu adamlarla hem de.
I hear this is once again a place where men come with coins in their pockets and secrets in their heads and leave with less of both.
Duyduğum kadarıyla adamlar buraya ceplerinde altın, kafalarında da sırlarla gelip yükleri hafiflemiş halde geri dönerlermiş.
Big, expensive parties with a lot of wealthy men at them.
Bir sürü zengin adamın katıldığı büyük, şatafatlı partilerde.
How many men is he bringing with him?
Kendiyle beraber kaç adamı var?
You can't let men get away with that.
Erkeklerin böyle davranmasına izin veremezsin.
I'm used to dealing with angry, aggressive, dysfunctional men, i.e. men.
Sinirli, agresif, özelliksiz adamlarla pazarlık yapmaya alışkınım.
And then imagine that everything you knew about Jesus Christ was not true, and that the true god was a living man with a single eye, a cloak, a wide-brimmed hat, and that this man, Odin, the all-father, knew the secret of every heart, and the destiny of all men.
Ve Hazreti İsa hakkında bildiğiniz her şeyin doğru olmadığını ve gerçek tanrının aslında bir insan olduğunu tek gözünün, pelerininin, geniş kenarlı bir şapkasının olduğunu ve bu adamın, Odin'in tüm kalplerdeki sırları ve tüm insanların kaderini bildiğini düşünün.
Uneasy being with my men?
Erkeklerimle huzursuz olmak?
Exemployees shall be barred from association with current employees on company property.
- Eski çalışanlar dernek men edilecektir. Şirket mülkiyet güncel çalışanı ile.
I knew men when I was young who sailed with Avery.
Gençliğimde, denize Avery'le açılan adamlar tanırdım.
If anyone has a problem with my allegiance to the Crown, my men and I are happy to address it with them.
Tahta olan sadakatimle ilgili sorunu olan biri varsa,... adamlarımla beraber onunla memnuniyetle ilgileniriz.
He was in the tavern drinking with his men.
Handa adamlarıyla içiyordu.
The men need to know they're in good favor with me.
Adamlar, benimle olmalarının lehlerinde olduğunu bilmeleri gerek.
But, men, he will be there with us in spirit.
Ama ruhu bizimle birlikte olacaktır.
Well, Moone men are in a minority around here, and we thought it was time for Martin to bond with his uncle.
Moone erkekleri burada azınlıkta ve Martin'in amcasıyla ilişkisini geliştirmesi gerektiğini düşündük.
With or without me, men will always use the backs of women for their own gratification.
Ya da bensiz, Erkekler hep kendi haz kadınların sırtlarını kullanacaktır.
Earlier on, a man came here looking for a bunch of men wearing white and claiming he was very anxious to catch up with you.
Sizden önce bir adam... beyaz giyen birkaç adamı aradığını... ve onlara yetişmesi gerektiğini söyledi.
- I am not taking any more chances with the lives of my men.
Bekle bir dakika... Ekibimdeki insanların hayatlarını daha fazla riske atmayacağım!
What are required are honest men, men who are able to put themselves up against drug traffickers, who with complete tranquility buy or kill any person or government institution who is against their interests.
Gerekli olan ; işlerini bozan devlet görevlisi veya herhangi bir kişiyi rahatlıkla satın alan ya da öldüren uyuşturucu tacirleriyle mücadeleye baş koyabilecek dürüst insanlar.
And he has twice as many men with brand new weapons.
Onunsa 2 kat adamı ve çok daha iyi silahları var.
So to even the score... God populated the land... with a race of evil men.
O yüzden eşitliği sağlamak için Tanrı bu toprakları şeytani adamlarla doldurdu.
Give me your cousin... or I'll let these men show you that vengeance with their fists.
Bana kuzenini ver yoksa bu adamların sana o intikamı yumruklarıyla göstermelerine izin vereceğim.
You come from a place where men can get away with whatever they want, but the world has changed.
Sen herkesin istediği her şeyi alabildiği bir yerden geliyorsun ancak dünya değişti.
I think these are the men we have to work with.
Bence bunlar, birlikte görev yapmamız gereken adamlar.
Forever trying to remain fit with rubdowns and medicine balls and glandular injections, while always around me there were more handsome men who had the thrill of genuine youth.
Etrafımda benden çok daha yakışıklı... ve hakiki gençliğin heyecanı içindeki erkekler varken... zinde kalmak için sonsuza kadar ovalamalarla, jimnastik toplarıyla... ve glandüler iğneleriyle uğraşsam ne fayda edecekti ki?
We flatter our men with our pain.
Acı çekerek erkeklerimizin gönlünü hoş ediyoruz.
And we've heard it's many men's fantasy to be carnal with two girls at the same time.
İki kızla aynı anda birlikte.. .. olmanın bir çok adamın hayali.. .. olduğunu duyduk.
I have been at war in the trenches starved with my men.
Zamanında savaşlarda hendekte arkadaşlarımla beraber aç kaldığım oldu.
Seven men in her building are sincerely in love with Aurélie.
Apartmanda 7 kişi Aurélie'ye aşıktı.
You can't go saying that you're some black lady serial killer who specializes in killing bald men with blows from a poison-tipped sai kata, and then the customer finds a blond pube in there. Uh-uh.
Ucu zehirli sai kata vuruşlarıyla kel adamları öldürüp müşteriye sik kılı buldurmakta uzmanlaşmış zenci, kadın bir seri katil olduğunu söyleyemezsin.
You don't belong with these men.
Bu adamlara ait değilsin.
While poor George must content himself with collecting young men.
Hem de zavallı George'un genç erkekleri toplamakla yetinmesi gerekirken!
Yes, but as with many men driven to succeed on the battlefield, his virtues are often matched by his flaws.
Evet ama başarılı olmak için savaş alanına sürülmüş bir çok adamla olduğu gibi çoğunlukla özellikleri kusurlarından eşleşir.
Oh, and good luck with your new men.
Ayrıca yeni askerlerinle bol şans.
Canal Street. Pits being dug every 50 yards, three or four feet deep and lined with stakes. No doubt to wound men who attempt a night attack.
Kanal sokağında her 50 metrede bir 90 ya da 120 cm derinliğinde gece saldırmayı planlayan bir insanı kesinlikle yaralayabilecek kazıkların olduğu çukurlar kazılıyor.
Okay, I'm taking the men with me, and Frank's got the women.
- Pekâlâ, ben erkekleri Frank de kadınları alıyor. - Güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]