He likes that tradutor Turco
784 parallel translation
He likes that funny face, huh?
Komik yüzlü kadınları sever, ha?
- Forget it. He likes that.
Unut bunu.
Ask him how he likes that.
Sor bakalım buna ne diyor.
He likes that one.
Hoşuna gider.
He likes that girl in Hadleyberg so much, let him get rich with her.
Madem Hadleyberg'deki kızı o kadar seviyor, bırak onunla zengin olsun.
He likes that very much.
Buna bayılıyor.
He likes that name.
Bu ismi sevdi.
He likes that knife, remember?
Bıçaktan hoşlanmıştı, hatırladın mı?
Oh... he likes that... a nice little snack.
Oh... Çok sevdi... Güzel bir kraker.
If he's telling you that he still likes you even after knowing all that then shouldn't that be the end of it?
Bunu bile bile senden hoşlanıyorsa sorun yoktur herhalde.
The only thing that Joong Won knows is that he likes a girl named Cha Hee Joo.
Joong Won, Cha Hee Joo'yu sevdiğini sanıyor.
That fellow seems to get off whenever he likes.
Bu adam da ne zaman isterse gidiyor.
"He also likes that song, I Can't Give You Anything but Love, Baby."
"Ayrıca müzikten hoşlanıyor, özellikle de... Sana Aşkımdan Başka Bir Şey Veremem, Bebeğim şarkısından."
It's silly that he likes such an old tune.
Böyle eski bir parçadan hoşlanması çok şaşırtıcı.
Make a U-turn and take me. You'd better go In Mr Pengallon, we say that he likes beautiful women.
Bay Pengallon'un yerine gitseniz iyi edersiniz, genç kızlardan hoşlanıyormuş.
"He doesn't like that Mister He likes good old Charlie Kane"
Bay denmesini sevmez, o Charlie Kane'dir
If he likes it, that might be the answer to all our troubles.
Eğer beğenirse, tüm sıkıntılarımza çare olabilir.
Give him a nod, that's what he likes.
Başını salla Bay Pip, bu hoşuna gider.
He may be a guy that likes to wander.
Belki dolaşmayı seven bir adamdır.
Maybe he's the kind of a man that likes a hanging every so often.
O belki insanları sık sık ipe çekmeyi seven bir tiptir.
... how strange that he likes to dance with that funny girl so much.
Komik bir kızla dans etmekten hoşlanması ne kadar tuhaf
Oh, no. No, I know that he likes, uh, Wagner.
Oh, hayır, hayır.Ben onun Wagner'den hoşlandığını biliyorum.
He likes people and you can never count on a man like that.
İnsanları seviyor. Böyle birini asla hesaba katamazsın.
I was starting to think that he likes swapping.
Eşleri değiş tokuş ederek, partiler yapıldığını duymuştum.
A man who won't make friends with a whole town that likes him... and looks up to him, he ain't doing all right.
Tüm kasaba seni sever, seni örnek alırken onlarla dost olmazsan, şikâyetim yok diyemezsin.
This goes in here, whether he likes it or not, and that'll fit there.
Bu istediği yere oturur bu da buraya.
He just likes that song.
Şarkıyı seviyor sadece.
I hope JJ likes Steve, that he isn't just putting on an act.
Umarım JJ'in Steve'den hoşlanması, bir çeşit numara değildir.
That shows he likes the spics, too, huh?
Bu da lavanta kokularını sevdiği anlamına mı geliyor?
I will prove that Mr. Farnham, or Professor Farnham as he likes to call himself, is not an accredited hypnotist.
Bay Farnham'ın ya da kendi tercih ettiği isimle Profsör Farnham'ın ruhsatlı bir hipnotist olmadığını kanıtlayacağım.
He asked me to sing this song that he likes so much.
O çok sevdiği şarkıyı söylememi istedi.
- He likes that.
Dener misiniz?
And I believe that he likes to be needed.
Bence ona ihtiyaç duyulmasını seviyor.
Dr. Walsh, you heard Anthony Aposto testify that he likes to fight, because it makes him feel good.
Dr. Walsh, Anthony Aposto'nun tanıklığını duydunuz, kendini iyi hissettirdiği için kavga etmeyi seviyor.
That he likes me, and I'm beautiful, and he wants to see me again.
Benden hoşlanmışmış,.. ... güzelmişim, beni tekrar görmek istiyormuş.
He's just a one-armed man who likes to beat up women, that's all.
Kadınları döven tek kollu biri. O kadar.
I understand as a mother, that you're the only he likes.
Bir anne olarak anlıyorum, yalnızca seni seviyor.
I had the right that every man has with all the women he likes!
Bir erkeğin hoşuna giden tüm kadınlar üzerindeki hakka sahibim!
Tino, he's a man that likes steaks.
Tino, o biftek seven bir adam.
He likes to believe that she's the inconsolable widow... of the adored son, the hero.
Sophie'nin, kahraman oğlunun ardından teselli bulamayan bir dul... olduğuna inanmak işine geliyor.
That's why he likes crowded beaches, football, the bars downtown...
O yüzden kalabalık kumsalları sever. - Futbol, şehirdeki barlar...
He likes foreign birds, that Turner.
Yabancı kuşları seviyor şu Turner.
Pick Antonelli, he likes all that military crap.
Antonelli'yi al, tüm bu askerlik saçmalığına bayılıyor.
See to it that she likes you, he said.
Senden hoşlandığına emin ol dedi.
I hope he likes what he sees when he walks in here, because that's what he's taking to hell with him.
Umarım buraya geldiğinde görecekleri hoşuna gider... çünkü cehenneme giderken yanında götürecek.
Then he meets Maria Zani... a nymphomaniac that likes to provoke him... humiliate him, heightening his paranoia.
Sonra Maria Zani ile tanışır yani onu kışkırtmayı, aşağılamayı paranoyasını arttırmayı seven bir erkek delisiyle.
He likes to screw, but not like that.
Düzüşmeyi sever sevmesine de, öyle sandığın gibi değil!
Say, I noticed that he likes country and western music.
Bakıyorum "country ve western" - kovboy türkülerini seviyor.
I mean, well, everyone likes to feel that he's participating in something important.
Yani herkes önemli bir şeye katkıda bulunduğunu hissediyor.
And Crackers has that nice little shed right out back... so he can have his friends in whenever he likes... without waking us up.
Crackers'ın da hemen arkamızda küçük şirin bir barakası var... böylece istediği zaman bizi uyandırmadan... arkadaşları ile görüşebilir orada.
He just likes it up in the dome, that's all.
Kubbeye çıkmaya bayılıyor, hepsi bu.
he likes you 223
he likes me 76
he likes it 89
he likes her 22
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
he likes me 76
he likes it 89
he likes her 22
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334