English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Here's a question

Here's a question tradutor Turco

243 parallel translation
And I tell you that such a woman... will never answer the question that's been put to her here.
Böyle bir kadın O'na sorulan bu soruya asla cevap vermeyecektir.
Here's a question for you.
Sana bir soru.
Oh, friends, before I begin the ceremony, there's a question here that has to be asked.
Arkadaşlar, merasimimize başlamadan evvel, bu nikaha itiraz var mı diye sormalıyız.
He was here but a short while ago, addressing a convocation of the Society of Friends on the question of slavery.
Kısa bir süre önce burada idi, Kölelik sorunu üzerine Dostlar Derneğinin toplantısında bir konuşma yaptı.
It's just a question of time. I'll get out of here.
Buradan çıkmam sadece an meselesi.
They won't believe this at the office either, but here's a straight question :
Ofistekiler buna da inanmayacak, ama net bir soru soracağım.
Here's a dumb question.
Size salak bir soru sorayım.
Now, in fairness to all of you... I'm honor bound to ask this question. Is there anyone here who does not wish to be a member of Her Majesty's Navy?
Bütün içtenliğimle size şu soruyu gururla soruyorum majestelerinin donanmasında yer almak istemeyen biri var mı içinizde?
Well, here's a question with an answer.
Peki, işte cevabı olan bir soru.
Uh, before we do, Bill, while we're here... There's a second question the board would like a response to.
- Daha önce, Bill, biz buradayken yönetim kurulunun cevabını öğrenmek istediği ikinci bir soru var.
Here's a question for you- - In 1966, which Cub had a 28-game hitting streak?
Al sana bir soru 1966'da hangi oyuncu 28 maç arka arkaya kazandı?
Now, here's a multiple choice question for you.
- Evet! İşte sana bir sorum var.
Um, here's a question.
Bir sorum var.
Here's a question you shouldn't be able to answer.
Al sana cevap veremeyebileceğin bir soru.
Now, here's a question.
İşte sana bir soru.
Here's a 10-yard question.
İşte 10 yardlık bir soru.
- I have another question. - There's a little girl sitting here.
Başka bir sorum daha var.Burada oturan küçük bir kız var.
Here's a question I have...
- Bir soru daha :
Okay, here's a question for you.
Tamam, işte sana bir soru.
Judge, here's exhibit A, the contract in question.
Yargıç, işte bir numaralı kanıt, söz konusu anlaşma.
Here's a question.
İşte size bir soru.
Hey, here's a question - why doesn't the MALP have a set of these?
Hey, işte soru - Neden MALP'ta bunlardan bir çift yoktu?
- Before we do, Bill, while we're here... There's a second question the board would like a response to.
- Daha önce, Bill, biz buradayken yönetim kurulunun cevabını öğrenmek istediği ikinci bir soru var.
Here's a question for you.
Size bir soru.
Here's a question.
- Size bir soru, Bay Wah.
Okay, here's a question for you.
- Tamam, sana bir sorum var.
But here's a question you can ask yourself :
İşte kendine sorabileceğin bir soru :
Well, here's a question.
Pekala, soru şu.
let me ask you a question. Has your mother fixed you up the whole time she's been here?
Burada olduğun sürece birini ayarladın mı?
Let's say that a woman'digged'you, but you don't really like her, that way. Ok, here's another question.
Bir sorum var.
Here's a good question for Who Wants To Be A Millionaire. :
"Kim Bir Milyon İster?" yarışmasından bir soru :
So, here's a question.
Size bir soru :
Here's a question you never want to ask :
Sana hiç sormak istemeyeceğin bir sorum var.
It is out of question... that a S.S... who betrays his country enter here.
Mümkün değil... Ülkesine... ihanet etmiş bir s.s.'in buraya girmesi mümkün değil.
Of course. Now here's a question for your famous father.
Şimdi ünlü baban için bir sorum var.
True. Now here's a multiple choice question for you.
Şimdi sana çoktan seçmeli bir soru.
Well, here's my first question : You think it's a little dangerous, handing out guns in a bank?
Sana bir soru ; bankada silah dağıtmak biraz tehlikeli değil mi?
There's somebody here who would like to ask you a question.
Birkaç soru sormak isteyen biri var.
Okay, you really want to know why God wants us here first. That's a good question.
İyi bir soru.
- Here's a question for you.
Bir soru sorabilir miyim?
Hey, here's a question foryou.
Hey, sana bir sorum var.
I really want to get started here in Fiji we have seen some amazing reefs but we have also seen a lot of coral damages the siltation we saw in Russy's reef let us to a next question is closeness to shore
Bir an önce harekete geçmek istiyorum. Fiji'de, burada, sadece harika resifler değil ; aynı zamanda birçok mercan hasarı gördük.
Well, here's a question.
Tamam, işte sana bir soru.
Okay, but here's a question for you.
Peki, size bir sorum var.
Here's a question :
Bir sorum var :
All right, here's a question.
Peki. Bir soru.
Here's a question for you, David - some of the stuff we've discussed...
Sana bir sorum var, David. Daha önce konuştuğumuz şeylerle ilgili...
Every single one of you, standing here right now, should ask himself a simple question :
Her biriniz tam burada duruyorsunuz, kendinize basit bir soru sormalısınız :
Okay, oliver, here's a question for you.
Pekala Oliver. Senin için bir sorum olacak.
Here's a question for you.
- Sana birşey soracağım.
I'd be the last to question the Captain's orders... but doesn't it seem a little odd that we're staying here... to save a nest of Xindi?
Kaptanın emirlerini sorgulayacak son kişiyim... ama bir Xindi yuvasını kurtarmak için burda kalmamız... biraz tuhaf değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]