English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Here's an idea

Here's an idea tradutor Turco

298 parallel translation
Hey, here's an idea.
Hey, bir fikrim var.
Seems back home, they've got an idea this here is one great big picnic, that all we do is swing in hammocks with blonde Fräuleins, swap cigarettes for castles on the Rhine and soak our feet in sparkling Mosel.
Anlaşılan eve şu düşünceyle dönecekler : Burası büyük bir piknik alanı bütün yaptığımız sarışın Alman kadınlarıyla salıncaklarda sallanmak sigara karşılığı Ren üzerindeki şatoları takas edip Mosel ırmağına ayaklarımızı daldırmak.
" oK, here's an idea.
" Pekala, işte bir fikir.
Here's an idea :
Sadece bir varsayım :
Well, here's an idea from me.
Bir fikir de benden.
Well, that's just about as crazy an idea... as you walking all the way up here on top of this train.
Evet, buraya kadar, trenin tepesinden.. ... yürüyerek gelmek çılgınca bir fikir.
Tom, that little deal back there at Brown's Hole... ought to give you an idea of what we've been putting up with out here.
Tom, Brown's Hole'daki bu küçük hadise... burada neler çektiğimiz hakkında sana bir fikir vermeli.
That's not a good idea. I'm no botanist, but the fruit here has an unusual look.
İyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Botanikçi değilim, ama burda ki meyveler garip görünüyorlar.
Here's an idea.
Bir fikrim var.
Well, Frank, I'm sure you can see that we're trying for an institutional approach here to underplay the idea that we're selling weapons of death even though that is the business we're in.
Frank, eminim anlıyorsundur, burada kurumsal bir yaklaşım deniyoruz. Ölümcül silahlar sattığımız fikrini belli etmemeye çalışıyoruz gerçi bu işin içindeyiz.
- Here's an idea.
- Bir fikir daha.
Now, I got an idea. And here's what we're gonna do.
Şimdi bir fikrim var.
Here's an idea.
İşte bir fikir.
And, you know, it might not be a bad idea to wire an alarm into this pressure plate here where the glass fits, so if anybody does lift it...
Ayrıca şu cam kutusunun oturtulduğu basınç levhasına da bir alarm takmak hiç fena fikir olmayabilir. - Böylece biri kaldırmaya çalışırsa...
Ah, I got to say no, but here's an idea. Get me some chips.
Of, sanırım en iyisi bütün kirli işlerden bir kerede kurtulmak.
Ah, I got to say no, but here's an idea.
Hayır demeliyim ama bir fikrim var.
Here's an idea I got.
Bir fikrim daha var.
Leland, here's an idea.
Leland bak ne diyeceğim.
Margaret, here's an idea.
Bir fikrim var Margaret.
Here's an idea.
Al sana fikir.
Here's an idea!
Al sana bir fikir!
Here's an idea.
İşte sana bir fikir.
I'm trying to think of an idea for a business near here.
İş için bir fikir düşünmeye çalışıyorum burada.
Here's an idea.
Tamam, işte bir fikir.
- No sign of him yet, sir. - Here's an idea.
- Şimdilik, bilemiyoruz, efendim.
Here's an idea.
İşte fikir.
Listen, here's an idea. Just cancel the fish.
Dinle işte sana bir fikir, balığı iptal et.
If I make you laugh, here's an idea.
Hey seni güldürebiliyorsam, işte sana bi tavsiye.
It's an interesting idea, but we're talking about microcellular organisms here.
Çok ilgi çekici bir fikir, ama burada mikro hücresel canlılardan konuşuyoruz.
But here's an idea.
Ama şuna ne dersin?
- Okay, here's an idea, then.
Tamam, o zaman al sana bir fikir.
Here's an idea.
Bak sana bir öneri.
Okay, here's an idea.
Bir fikrim var.
Look I know you're not too thrilled with me, but here's an idea.
Bak benle çok heyecanlanmadığını biliyorum, ama bir fikrim var
Ted, here's an idea right off the top of my head.
Ted, bu fikir aklıma şimdi geldi.
Here's an idea, Niles.
- Bir fikrim var Niles. Gitme.
Well, you'd better get used to the idea, because we've just uncovered an artifact that's going to confirm everything you've seen here.
Bu fikre alışsan iyi olur, çünkü burada olan her şeyi doğrulayan bir kanıtı, çok yakın bir zaman içinde gün ışığına çıkardık.
Here's an idea.
Bayanlar.
Okay, here's an idea.
Peki, bu senin görüşün.
Andy's already been here, and I think I have an idea of what to do.
Andy zaten buradaydı, ve sanırım ne yapacağımı biliyorum.
Here's an idea.
Neden ikiniz dışarı çıkıp kurtlarınızı dökmüyorsunuz?
I mean, come on, here's an idea for you, childproof your damn well, you stupid morons.
Beni dinleyin, o lanet kuyunuzu çocuk geçirmez hâle getirin, sizi moronlar!
You want heat. here's an idea.
Sıcak mı istiyorsun?
Hey, here's an idea.
Hey, aklıma ne geldi.
That's an excellent idea, Roz, but let's not forget why we're here. Does anybody have a toast?
İyi fikir Roz ama buraya geliş nedenimizi unutmayalım.
OH, MY. Lindsay, here's an idea.
Lindsay, bir fikrim var.
Well, here's an idea. I mean, seeing as we're obviously not gonna be doing Jell-O shots and playing pin the tail on the donkey- -
Bakın ne diyeceğim, burada eşeğe kuyruk takmaca filan oynamayacağımıza göre...
Come on. Here's an idea.
Dur, bir fikrim var.
Okay, listen. Here's an idea. Melissa can have my coat.
Elbisesini verirsen Melissa benim mantomu alabilir.
Well, here's an idea.
Şey, al sana bir tanesi.
Here's an idea.
Şöyle yapalım, Brad Rosen'la görüşüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]