English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Home secretary

Home secretary tradutor Turco

332 parallel translation
I've talked to dozens of influential people in London, old friends of whom I've never asked a favor before. But the Home Secretary...
Londra'da onlarca sözü geçen insanla konuştum, eski arkadaşlarımdan daha önce hiç iyilik istemedim.
Two years ago in London there occurred a robbery of such tremendous importance, although the stolen articles themselves have no intrinsic value whatsoever, but the home secretary was instrumental in seeing that not word of it appeared in any newspaper.
İki yıl önce Londra'da çok büyük bir soygun meydana geldi gerçi çalınan şeylerin pek de fazla bir değeri yoktu, fakat içişleri bakanlığı bu konudan hiçbir gazetede söz edilmemesini istedi.
Have you gotten any news from the home secretary?
İçişleri Bakanlığı'ndan yeni bir haber aldın mı?
- I'm to phone the home secretary.
Doğruca içişleri bakanını arayacağım.
And, gentlemen, as the Home Secretary has permitted this disclosure...
Beyler, İçişleri Bakanı'nın verdiği izin üzerine açıklıyorum ki,
- Mr. Home Secretary, I can't agree to this.
- Sayın bakan, bunu kabul edemem.
The Prime Minister has asked the Home Secretary to come and represent him here today.
Başbakan bugün burada kendisini İç İşleri Sekreteri'nin temsil etmesini istedi. Sayın Sekreter.
Well, at least we can let the Home Secretary off his beat now.
Neyse en azından İçişleri Bakanı'nı bu kötü durumundan kurtarabiliriz şimdi.
- Give me the Home Secretary.
- İçişleri Bakanı'nı bağlar mısınız?
Father was Home Secretary and mother won the Derby.
BABAM İÇİŞLERİ BAKANIYDI ANNEM DE DERBİYİ KAZANDI
I want you to meet my good friend the Home Secretary.
Size yakın bir arkadaşımı takdim etmek istiyorum... Sayın İçişleri Bakanı'nı.
Did you call the Home Secretary?
Komiser Bey, Bakan'ı aradınız mı?
The Home Secretary to talk to you.
İçişleri Bakanı sizinle konuşmak istiyor.
Does the Home Secretary realize that his last reply is totally inadequate?
İçişleri Bakanımız son cevabının yetersiz olduğunun farkındalar mı acaba?
well, if I were later to discover that the Home Secretary had actually instructed the Governor of CheImsford jail to give SIade a Ieg-up over the wall, I suppose I might be mildly embarrassed.
İleride İçişleri Bakanı'nın bizzat Chelmsford Cezaevi'nin müdürüne Slade'in duvardan atlamasına yardım etmesi için talimat verdiğini öğrenirsem eğer bundan utanç duyabilirim.
My home secretary, Mrs. Naidu.
İçişleri bakanım, Bayan Naidu.
My home secretary, Mrs. Naidu, will explain the favourable arrangements we are planning for this area.
İçişleri bakanı, Bayan Naidu, bu bölge için hazırladığımız iyi niyetli düzenlemeleri aktaracak.
With him, the Home Secretary.
Beraberinde İçişleri Bakanı da...
Seven to go with a bit of luck, and a decent Home Secretary.
O da bir parça şans ve merhametli bir İç İşleri Bakanlığı ile.
- I could go to the Home Secretary.
- İçişleri Bakanına gidebilirdim.
You have already spoken to the home secretary.
İçişleri bakanıyla zaten konuşmuştun.
I see you recognize that name, home secretary.
Adını hatırladığınızı görüyorum içişleri bakanı.
Home secretary.
İç işleri bakanı.
- Get me the Home Secretary now.
- Beni hemen İçişleri Bakanı'na bağlayın.
Dr. Hans Fallada, Sir Percy Hestlestine, the Home Secretary.
Dr. Hans Fallada, Sir Percy Hestlestine, İçişleri Bakanı.
The chief commissioner would inform the Home Secretary and he, in turn, the Prime Minister.
Şube müdürü de İçişleri Bakanlığına bildirecektir. Ve sırasıyla başbakana kadar duyurulacaktır.
Perhaps the Home Secretary has had to take stern measures against the rising tide of people giving their address to policemen whenever they're asked.
Belki de İçişleri Bakanlığı, polise adres veren insanların sayısı arttığı için yeni önlemler almak zorunda kalmıştır.
Such a slender majority. A good Chief Whip is more important to me than a good Home Secretary.
Mecliste bu denli zayıf bir çoğunlukla, iyi bir Baş Denetmen benim için iyi bir İçişleri Bakanından daha önemli.
Prisoner 2338175, Graham Frederick Young, Home Secretary's warrant.. ... for detention and the prison's medical dossier, Sir!
2338175 no'lu mahkum, Graham Frederick Young, Baş sekreterin tutukluluk için teminatı ve mahkumun medikal dosyası efendim!
The inquiry was ordered last year by the home secretary... after Stephen Lawrence's family claimed the police failed... to gather sufficient evidence in the hours after his death.
Soruşturma emri geçen sene sekreterlikçe... Stephen Lawrence'ın ailesinin polisi oğullarının ölümünden sonra kanıtları toplayamamakla suçlamasından sonra verildi.
At 35, I was Home Secretary... 37, First Lord of the Admiralty... at 50, Chancellor of the Exchequer, doing pretty well.
35'imde, İçişleri bakanıydım. 37'imde Deniz Kuvvetleri Bakanıydım. 50'mde Maliye Bakanı oldum.
He's against books, the Home Secretary is.
İç işleri kitaplara karşı.
So, Home Secretary, what are your priorities for the next 12 months?
İç İşleri Bakanı, önümüzdeki 12 ay için öncelikleriniz nedir?
- The Home Secretary, Jeremy.
- İçişleri bakanısın Jeremy.
- We've got to brief the home secretary.
İç İşleri Sekreteri'ne bilgi vermeliyiz.
I can hardly wait to tell the Home Secretary.
Bunu İçişleri Bakanına anlatmak için sabırsızlanıyorum.
The Home Secretary says it will not be accepted.
İçişleri Bakanı, bunu kabul etmeyeceğini açıkladı.
They located Jed in Dubai, but they don't normally extradite people, so Mark rang the Home Secretary who rang our ambassador...
Ama suçluları iade etmiyorlar. Mark da içişleri Bakanını aradı, o da bizim elçimizi... Riyad'da.
else, I'II tell the home secretary... "
Ayrıca, evdeki sekreterime söyleyeceğim... "
The Home Secretary wants us to reassure the public.
İçişleri Bakanı halka güvence vermemizi istiyor.
The Home Secretary's a big fan.
İçişleri Bakanı büyük hayranı.
My secretary did get your home address and phone number, didn't he?
Sekreterim sizin ev adresinizi ve telefon numaranızı aldı, değil mi? Evet, aldı.
She forced her reluctant secretary to drive her from Paris across the Swiss border home to Geneva and to her mother.
Kendisini isteksiz sekreteriye Paris'ten İsviçre sınırına Cenova'daki eve..... annesine sürmeye zorladı.
Blau... secretary of the Funeral Home.
Blau... Cenaze Evi'nin Katibi.
- And the Home Secretary, too.
- İç işleri Sekreteri de.
Your secretary... she said she left the office around 6 : 00 that night... to go home and change and when she left, you were still in the office.
Oh, Komiser. Muhakkak ki, yıllar içinde fotoğrafladığım binler içinden silik birini anımsamamı beklemiyorsunuzdur. Adamın adını bile bilmiyordum
Thatwas the Prime Minister's suggestion, but forthe Foreign Secretary itwas a Home Office matter and forthe Home Office itwas essentially and administrative matter, and the PM agreed.
Aslında bu Başbakan'ın isteğiyle başladı fakat Dışişleri Sekreterliği de İçişleri'nin görevi olduğunu söyledi İçişleri'ne göreyse, esasen İdari İşleri ilgilendirir dedi, Başbakan da onayladı.
Secretary, my son is bringing home a gift!
Sekreter, oglum eve bir hediye getir!
He was in the same ice skating club as the Home Secretary
Jones, İçişleri Bakanı Sir Samuel Hall ile aynı buz pateni kulübüne üyeydi.
The secretary of defence declined to comment on the attack, saying only that the mission was successful, targets acquired, that all American personnel involved here were home safe and sound.
Savunma bakanı, saldırı hakkında yorum yapmaktan kaçınarak sadece görevin başarılı olduğunu hedeflerin ele geçtiğini ve ilgili tüm Amerikan personelinin - sağ salim döndüğünü söyledi.
A wife at home and secretary in the office.
Evinde bir eş, büroda ise sekreter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]