I'll try that tradutor Turco
708 parallel translation
And if you try to work anywhere else, I'll pull so many strings that you'll strangle in them.
Ve başka bir yerde çalışmaya kalkarsan ipleri öyle bir elime geçiririm ki sonunda gırtlağına dolanırlar...
If you try to pull another break like that on me, I'll deliver you in a basket.
Bana karşı gene böyle bir hamlede bulunursan seni bir sepette gönderirim.
But if you try to pull a fast one on me, I'll knock you off cold, - is that understood?
Olur da bana kazık atmaya kalkarsan seni anında yere sererim, anlaşıldı mı?
I'll do the fishing, Disko you just get out that checkerboard and try to figure out how really smart you are.
Balıkları ben tutacağım Disko. Sen dama tahtanı çıkar da ne kadar akıllı olduğunu bulmaya uğraş.
If you don't like that story, I'll try to think of another one.
Eğer bu hikayeyi beğenmediysen bir tane daha düşünürüm.
I can't give it back to you now but I'll try to see that the police don't bother you.
Bunu şimdi size veremem ama polisin sizi rahatsız etmemesini sağlarım.
I'll try to think of a game that I play well.
İyi oynadığım bir oyun bulmaya çalışırım.
If they try to keep you in Havana, I'll bust that town...
Seni Havana'da tutarlarsa o zaman...
But if I live later, I'll try to live in such a way, doing no harm to anyone, that it will be forgiven.
Fakat daha sonra, kendimi affettirmek için hayatta bir daha hiç kimseye zarar vermeden yaşamak isterdim.
I'll try to remember that.
Hatırlamaya çalışırım.
But don't try to run away or pull any tricks like that, because I'll be keeping an eye on things pretty close.
Ama kaçmaya ya da bana oyun oynamaya kalkma. Çünkü bu konuyu yakından takip edeceğim.
I don't offer any explanation, but if you try to look at that picture, i'll never speak to you again.
Neden? Bir açıklama yapmayacağım, ama o tabloya bakmaya çalışırsan, Seninle bir daha asla konuşmayacağım.
- I'll have to try that, right now.
- Bunu ben de denemeliyim.
- I'll try my best. - You do that.
- Elimden geleni yapacağım.
I'll try and remember that, when I'm on the witness stand singing.
Tanık kürsüsünde öterken bunu hatırlamaya çalışırım.
Thanks, UncleJohn. I'll try to measure up to all that.
Bütün bunları ölçmeye çalışacağım.
To the office tomorrow for that job, I'll try again. You'll never see me there.
Ancak yarın o iş için ofise geldiğinde tekrar deneyeceğim.
I'll try to answer that.
Buna cevap vermeye çalışacağım.
Don't try to follow me tonight or I'll put a dent in that ugly head of yours.
Beni takip etmeye ya da ne yaptığımı kafana takmaya kalkma.
They'll be here in a minute. I'm gonna try to take them alive. But if that doesn't work, I promise you not one of them will have a chance.
- bir dakika içinde burada olacaklar - onları canlı yakalamaya calişacağım eğer bu olmazsa sana söz veriyorum hiçbirinin sansı olmayacak ne yapma mı istiyorsun?
I'll try to do that more often.
Bunu daha sık yapmaya çalışacağım.
That means he'll have to come through the pass to get here, so I'd like to take a patrol out to Fort Invincible and try and hold him off up there.
Buna göre, o buraya gelmek için geçidi geçmek zorunda... bu yüzden Invincible Kalesine bir devriye istiyorum... ve orayı tutmaya çalışacak.
Yes, that's what it is, a liqueur. I don't think you'll like it, but try it.
Beğeneceğini sanmıyorum, ama dene bir!
You're not taking this seriously. I'll try once more, and that's all.
- Bunu ciddiye almıyorsun Bir kez daha deneyeceğim hepsi bu kadar
Should you ever think of me in Earls Court, that's where I'll be, helping Harry's parents with the lodgers, if you do ever think of me, try not to let it be too harshly.
Earls Court'da, pansiyonerlere hizmet için Harry'nin ailesine yardım ederken düşünebiliyor musun beni? Hiç aklına gelir miydi çok sert olmamaya çalış.
I'll try and keep that in mind, Mrs. Denver.
Mrs.Denver, bunu aklımda tutacağım..
Tell them that I'll try to make it.
Gelmeye çalışırım deyin.
I'll have to try that.
Bunu mutlaka deneyeceğim.
Next time you try that, I'll forget that you're a woman.
Bir daha bunu denersen, kadın olduğunu unuturum.
However, I'll add that charge and try him for both crimes.
Bununla birlikte onu her iki suçtan yargılayacağım.
Meanwhile, I'll try to have a talk with your father that will be the most difficult part of it.
Bu arada, babanla konuşmaya çalışacağım. bu en zor tarafı olacak.
I know, I'll try that vegetarian restaurant.
Buldum, o vejetaryen lokantasını deneyeceğim.
Try that again, I'll kill you right here.
Bir daha denersen seni burada öldürürüm.
Well, I'll try another transfusion, see if that will help.
Pekâlâ, işe yarayıp yaramayacağını görmek için başka bir nakil yapacağım.
I'll bust you if you try that again.
Bunu bir daha yaparsan seni gebertirim.
If that little reptile should get excited and bite you, why, I'll just make a slash, and I'll try to suck the venom out.
O küçük sürüngen heyecanlanıp seni ısırırsa,... yaranı açıp zehri emmeye çalışacağım.
I'll try and make that up to you now.
Şimdi bu açığı kapamaya çalışacağım.
No, I'll never understand that, so don't try to explain it to me.
Hayır, bunu asla anlamayacağım. Bu yüzden bana anlatmaya çalışma.
I'll try anything that brings results.
Sonuca giden yolda her şeyi mübah görürüm.
If you try that again, I'll prefer charges the day we get to base.
Bir daha yaparsan üsse gider gitmez seni rapor ederim.
That I'll try to help him.
Bu sayede ona yardım edebileyim.
Try that with me... and I'll spill the whole story.
Bunu benimle denemeyin... yoksa bütün hikayeyi açığa çıkarırım.
Yeah, that sounds like fun. OK, I'll try that out.
Eğlenceli gibi.
I'll try that, too
Onu da denerim.
Tell me where that money is and I'll try and get you off with probation.
Paranın nerede olduğunu söyle, ben de seni gözaltına alınmaktan kurtarmaya çalışayım.
I hope you'll try'n remember that.
Bunu hatırlayacağını ve deneyeceğini umuyorum.
Try that again and I'll divorce you.
Bir daha böyle yaparsan seni boşarım.
Please call my home and try to make the new housekeeper understand that I will be home for dinner but I'll be a little late.
Lütfen evimi ara ve yeni yardımcı bayanın akşam yemeğine evde olacağımı ama biraz gecikeceğimi anlamasını sağla.
I'll try to imagine that this is a greasy pole, and that at the top there is a barrel of whisky.
Bunun yağlı bir kalas olduğunu hayal etmeye çalışacağım ve tepede de viski fıçısı olduğunu.
Well, I'll try and make it read a bit better than that.
Bunu biraz daha iyi yazmaya çalışacağım.
McGrath, you try that again and I'll kill you.
McGrath, bunu bir daha yaparsan, seni öldürürüm.
i'll try my best 46
i'll try harder 24
i'll try again 49
i'll try 867
i'll try to 20
i'll try not to 35
i'll try it 54
i'll try anything 18
i'll try to remember that 19
try that again 27
i'll try harder 24
i'll try again 49
i'll try 867
i'll try to 20
i'll try not to 35
i'll try it 54
i'll try anything 18
i'll try to remember that 19
try that again 27
try that 85
try that one 21
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
try that one 21
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's my best friend 28