I'm around tradutor Turco
23,574 parallel translation
When I retired, I started sharing those gems around the house.
Emekli olunca bu cevherimi evde sergilemeye başladım.
I get weak around Asian men.
Asyalı adamlara karşı zaafım var.
I remembered the red foxes running around at my feet.
Ayağımın altında dolanıp duran bu tilkileri hatırlıyorum.
I'll be around here.
Buralardayım.
I'm coming around.
Etrafından dolanacağım!
I didn't stick around.
Buralarda takılmadım.
I've worked hard to turn my life around, and I have nothing to apologize for.
Hayatımı tersine çevirmek için çok çalıştım ben, ve özür dilemem gereken hiçbirşeyim yok.
Maybe I should've done one more lap around the bar.
Barda bir tur daha atmalıydım.
I'm sure she'll come around, it'll just take some time.
Eminim o da kendine gelecektik. Bu sadece biraz zaman alacak.
I need you to take Tom until I can get my arms around this thing.
Ben de bu işi düzeltene kadar, Tom'un sende kalmasına ihtiyacım var.
Yeah, I guess Bobby never got around to finishing it - - slacker.
Evet sanırım Bobby yazdıklarını bitiremeyecek kadar tembelmiş.
- I don't know, around 5 : 00, I think.
- Bilmiyorum, 17.00 gibi sanırım.
Oh, I'm... not quite sure what that means, but I wish I could stick around and find out.
Oh, bunun... ne anlama geldiğinden tam emin değilim ama keşke kalıp görebilseydim.
Which means you know how I'm gonna kill everyone around me who has a passport near their heart unless you let me walk out of here.
Demek ki eğer gitmeme izin vermezsen pasaportlarını kalbine yakın tutan herkesi de öldüreceğimi biliyorsundur.
Listen, I'm really sorry you can't stop Meg from fucking around on you.
Dinle, Meg'in senden başkalarıyla düşüp kalkmasına engel olamamana üzüldüm.
I just don't want her to be around this place, okay?
O kadını buralarda istemiyorum, tamam mı?
I only dated her because she kept following me around.
Peşimi bırakmıyor diye çıkayım dedim.
"I bought them meals too and, like bums, they gathered around me."
"Ben de onlara yemek ısmarlayacağım. Yine dilenci gibi toplanın bakalım."
I used to frequently hear that I was sensitive and frustrating to be around.
Ben de eskiden hassassın, sinir bozucusun sözlerini sık sık duyardım.
I need my very best military men around me.
Etrafımda en iyi askerime ihtiyacım var.
I mean, I'm driving you around.
Yani, sana şoförlük yapıyorum.
I knew you'd come around, Spicy.
Yola geleceğini biliyordum kaplanım.
So he would come over and do stuff around the house, and I'd make him coffee and he would talk while he worked.
Bize gelirdi, evde bir şeyler yapardı ben ona kahve yapardım o da çalışırken konuşurdu.
I pulled a wrap on around my bottom,
Altıma bir örtü aldım.
Oh, that's great. I'm sprinting around like a madman, keeping this tiny place running, and you're off whooping it up.
Harika, ben bu minicik yer işlesin diye deli gibi etrafta koşturayım, sen muhasebeciyle takılmana bak.
It wasn't open, but I waved some bills, danced around a little.
Daha açılmamıştı ama adama para gösterip cilve yaptım.
And I've tried to change it, to adjust it, I've moved everything around... but it hasn't worked.
Değiştirmeye, ayarlamaya çalıştım, her şeyin yerini değiştirdim ama işe yaramadı.
There are moments where I'm looking around and just watching a bunch of people eat dirt and I think...
Bazen etrafıma bakıyorum, toprak yiyen insanlar görüyorum.
And people like you... people who will protect this country at any cost... those are the people that I need around me now.
Senin gibi insalar bu ülkeyi bedeli ne olursa olsun koruyacak olan insanlar. İşte şu anda etrafımda bana lazım olan insanlar.
I'm still trying to wrap my head around the fact that you like me.
Hala benden hoslandigin gercegini aligilamaya ugrasiyorum.
That's why I stick around.
Bu yüzden buradayım.
And you can't afford to make mistakes like that when I'm not around.
Ben etrafta yokken böyle hatalar yapmamalısın.
But I'm working on it, Harrison, and I'm getting used to you being around, and I even kind of like it, and if there is an Olympic category for what you did to me last night,
Ayak uydurmaya çalışıyorum Harrison. Sürekli etrafta olmana alışmaya başladım. Hatta hoşuma bile gidiyor.
But, uh, now that I'm around more, he's chatty about everything, so...
Ama artık yanında olduğumdan her konuda konuşası geliyor, yani...
I'm trying to wrap my mind around this man thing.
Şu adam olma şeyini kavramaya çalışıyorum.
And I'm not learning anything about being a man just following you around.
Ve peşinden giderek adam olmakla ilgili hiçbir şey öğrenmiyorum.
Oh, gosh, I was just looking around.
Tanrım. Bakıyorum da...
If you insist on hating each other, do it while I'm not around.
Birbirinizden nefret etmekte ısrar ediyorsanız, ben yokken yapın.
I'm here because there's been some grunt around my patch for a while now.
Bir süredir etrafımda şüpheli birini gördüğüm için buradayım.
You know, I think the damage is done whether we mess around or not.
Bence ne kadar ağırdan alırsak alalım, olan oldu.
I think the damage is done whether we mess around or not.
Bence ne kadar ağırdan alırsak alalım, olan oldu.
And I can't allow evidence of that mistake to be following me around for the rest of my life.
Bu hatanın kanıtının hayatımın geri kalanında beni takip etmesine izin veremem.
'Cause when I turned around, you and our baby girl were standing there.
Çünkü arkamı döndüğümde kızımızla sen orada duruyordunuz.
Then I'll organize my life around yours.
O zaman ben hayatımı sana göre düzenlerim.
- When I quit here, after you and I fucked around and then you got weird, so I had to leave.
İstifa ettiğimde, seninle yatıp kalkarken garipleştiğin için buradan ayrılmak zorunda kalmıştım.
I mean, you can fuck around with this other shit all you want, but I'm telling you, that's what I wait for.
İstediğinle yatıp kalkabilirsin ama ciddiyim, ben bunu bekledim.
I'M GUESSING YOU HAVE TO SUPPRESS YOUR GRIEF AROUND YOUR TEAMMATES BECAUSE THEY AREN'T QUITE AS AFFECTED.
Tahminimce ekip arkadaşlarının yanında acını bastırıyorsun çünkü onlar senin kadar etkilenmemiş.
Wait. So, I'm I'm gonna play the guitar while you are poking around in my brain?
Durun, yani siz beynimi kurcalarken ben gitar mı çalacağım?
I'm not sure who helped him the second time around really.
İkinci seferinde yardım eden kimdi tam emin değilim.
I want to pick my own team, I want my own equipment, my own gear, and I'll need a jet to tote me and my team around.
Kendi ekibimi kurmak isterim, kendi ekipmanlarımı, kendi teçhizatımı kullanırım ve ayrıca bana ve ekibime tahsis edilecek bir de jete ihtiyacımız olacak.
[Seth] I'm sorry, this street's closed, so you'll have to go around.
Üzgünüm, bu sokak kapalı. Diğer taraftan dolaşmalısın.
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
i'm an accountant 23
i'm all yours 120
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
i'm an accountant 23
i'm all yours 120
i'm afraid i can't 43
i'm at work 124
i'm all over the place 19
i'm afraid i don't 54
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm all set 66
i'm all ears 232
i'm all good 49
i'm at home 65
i'm at work 124
i'm all over the place 19
i'm afraid i don't 54
i'm angry 120
i'm at your disposal 18
i'm all set 66
i'm all ears 232
i'm all good 49
i'm at home 65