English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I begged him

I begged him tradutor Turco

316 parallel translation
I begged him to forget it.
Ona bunu unutması için yalvardım.
I TOLD HIM NOT TO DO IT. I BEGGED HIM.
Joe'ya bu işi yapmayın dedim.
I begged him, "Don't take that plane, Gaucho." But no, not him. He- -
- Yalvardım ona, "Uçağı alma, Gaucho." Fakat dinlemedi.O...
- I begged him not to interfere.
- Ona karışmamasını söyledim.
I begged him to go for the doctor, but he fell on the couch and passed out.
Doktor çağırması için ona yalvardım, ama o divana yığılıp sızdı.
I begged him to talk to me.
Benimle konuşması için yalvardım.
I begged him to take it easy, retire, but he just goes into a rage.
Ona rahat olması, emekliye ayrılması için yalvardım, fakat o hep öfkeden köpürdü.
I begged him to take a couple of weeks off... just go to Honolulu by himself but he won't do it.
Birkaç hafta izin alıp tek başına Honolulu'ya gitmesi için yalvardım, gitmeyecek.
I begged him to release me, to give me my freedom.
Beni bırakması, özgürlüğümü vermesi için ona yalvardım.
I begged him to let me go back to the geisha house.
Beni geyşa evine geri göndermesi için yalvardım.
I begged him to stop.
Yapmaması için yalvardım.
I begged him, but he refused.
Yalvardım ama dinletemedim.
Sometimes I think that God took my word for it, when I begged Him to cool off my son, who was a womanizer.
Bazen, çapkın oğlumu, biraz sakinleştirmesi için Tanrı'ya yalvardığımda, sözlerimi dikkate aldığını düşünüyorum.
It wasn't very ladylike, but I begged him.
Kadınlık gururuna tersti, ama yalvardım.
I begged him to take it back.
Taşı geri vermesini istedim.
I begged him to come back.
Bir iki hafta sonra geri dönmesi için yalvardım.
But I begged him not to go... because weather was cold, and he had quite a lot to drink.
Fakat Gitme diye yalvardım... çünkü hava çok soğuktu, ve oldukça çok içmişti.
To think I begged him to marry me.
Benimle evlenmen için yalvarmıştım bir de.
I begged him to take care of my sex and he kissed me on the mouth which was delicious as well.
Amımla ilgilenmesi için ona yalvardım, ve o da lezzetli ağzıyla öptü.
When Gianni decided to hand Warfel over, I begged him...
Gianni işleri Warfel'a devretmeye karar verdinde ona yalvardım.
I visited my husband's grave this morning and I begged him not to include that stinking son of yours.
Bu sabah onun mezarına gittim. O kokarcayı atlamak için kocama yalvardım.
I begged him to spare me, and offered to work for him.
Canımı bağışlasın diye yalvardım ve karşılığında onun hizmetine girdim
I begged him to go. I ordered him to go.
- Gitmesi için yalvardım.
They wouldn't give you four points? Birnbaum refused absolutely. I begged him to give me those points but he won't listen.
Birnbaum'a yalvardım ama beni dinlemedi bile.
Monk never took me dancing, not even when we first met... not even if I begged him.
- Monk beni asla dansa götürmedi. Hatta ilk tanıştığımız da bile. Ona yalvardığımda bile.
One Christmas, when I was a kid, I begged him all fall for a set of paints.
Noellerin birinde, ben çocukken, bir boya takımı için bütün kış yalvardım.
So I begged him not to lie about important things... and to tell me if he stopped loving me.
Önemli şeyler konusunda yalan söylememesi için yalvardım... ve bana olan sevgisi bittiğinde söylemesini istedim.
I begged him to tell those stories over and over.
Yalvarırdım o hikayeleri tekrar tekrar anlatsın diye.
He was invited to a reading by Kasharev, and I begged him to take me.
Kasharev babamı bir dinletisine davet etmişti. Götürmesi için ona yalvardım.
I begged him not to marry me to such a fool.
Ona beni böyle bir aptalla evlendirmemesi için yalvardım.
I begged him not to.
Ben etme dedim.
And I begged him to take himself in hand!
Ona kendisiyle ilgilenmesi için yalvardım!
I begged him to have Rom fix them but you know what he said?
Rom onarsın diye ona yalvardım ama bana ne dedi biliyor musun?
I begged him to stop, but he said it was for the good of the nation.
Durması için yalvardım ama ulusumuzun iyiliği için olduğunu söyledi.
Well, I took him out in a lorry and he begged for his life.
Onu kamyondan çıkarttım ve o da canını bağışlamam için yalvarmaya başladı.
When Richard suggested a divorce I went to Ruth and begged her to give him up.
Richard boşanmak istediğini söylediğinde Ruth'a gidip Richard'ı bırakması için ona yalvardım.
He needled me, he begged for it and I let him have it, that's all.
Beni sinirlendirdi, kaşındı, ben de kaşıdım, hepsi bu.
I should have begged him.
Ona yalvarmalı ondan yardım istemeliyim.
I scratched on his door and begged him to let me in.
Kapıyı çalıp beni içeri alması için yalvardım.
He begged me to help him, and I said no.
Yardım etmem için bana yalvardı, ve ben hayır dedim.
He begged me, could I find him a hiding place?
Ona saklanacak bir yer bulmam için bana yalvardı.
All this I would have revealed long ago, had not Master Blifil begged me to give him another chance.
Ben tüm bunları size daha önce anlatacaktım ama Efendi Blifil ona bir şans daha vermemiz için bana yalvardı.
I've begged him to see a specialist, but you men are all alike.
Bir uzman görmesi için yalvardım, ama size erkekler aynısınız.
Instead, I begged a moment with him alone.
Kendisiyle biraz yalnız kalmak için yalvardım.
I was so ashamed, Father, that I secretly begged God's forgiveness and I swore a holy oath to try to make it up to him.
Tanrı'ya beni bağışlaması için gizlice yalvardım ve iyiliğini ödemeye çalışmak için kutsal bir yemin ettim.
Even if he begged me I wouldn't want him!
Hatta yalvarsaydı istemezdim onu!
I've begged him and he won't help me!
neden yardım etmiyor?
I've begged you to get away from him for eight years.
Sekiz yıldır ondan uzak durmanı söylüyorum.
And I remember feeling so ashamed of him as he begged for mercy.
Ve o merhamet için yalvarırken, ondan utandığımı hatırlıyorum.
So I called Eddie G. And begged him to set me up with the big man behind the drug ring.
Ben de Eddie G.'yi arayıp ona yalvardım. Uyuşturucu şebekesinin arkasındaki büyük adamla beni buluşturması için.
For five years I begged you, "Let's put him in a home"!
Beş yıldır yalvarıyorum "Bir bakımevine kapatalım şunu" diye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]