I just didn't know tradutor Turco
2,250 parallel translation
I mean... I think to say good-bye without really saying good-bye. I just didn't know.
Sanırım "elveda" demeden vedalaşmaya uğradı.
Say, brah, I know you didn't just tell Raymond weber that he dropped the beat, did you?
Raymond Weber'e ritmi kaçırdığını söylemedin, değil mi?
It means I didn't mean to kill the guy, just caused it to happen, you know.
Yani, adamı öldürmek istemedim, ama olaylar öyle gelişti.
OK, so I didn't entirely know I felt like that until just now.
Şu ana kadar, bu şekilde hissettiğimi tam olarak bilemiyordum.
I wish I didn't know about any of this, and tomorrow it would just be over.
Keşke bunların hiçbirini bilmeseydim ve yarın her şey bitseydi.
I, um... I-I got engaged a couple of months ago, and I didn't let you know, and I just...
Be, ben birkaç ay önce nişanlandım ve sana söylemedim.
But if you didn't know me and we had just met, and then all of a sudden you're sitting across from me and I'm going- -
Ama diyelim beni tanımasan, daha yeni tanışmış olsak sonra karşımda otururken birden şöyle suratlar yapsam- -
I was just curious, though, as you would be too if you thought somebody was annoyed, but you didn't really know.
- Bence birisinin canının sıkkın olduğunu düşünsen, ama bilmesen merak ederdin.
Donna claims she just found out that Robert didn't sign the divorce papers, but after Coffeegate, I don't know what to believe.
Donna, Robert'ın kağıtları imzalamadığını yeni öğrendiğini söylüyor Ama kahve olayından sonra neye inanacağımı bilmiyorum.
I don't know why she didn't just... Let me stay at home alone.
Bilmiyorum neden o sadece beni evde yalnız bırakmadı.
Well, you know, it's not often I get to cook for more than just Bob and I, so... I didn't want to miss my chance.
Bob ve ben haricinde, bir başkasına da yemek pişirme şansım fazla olmuyor şansımı kaçırmak istemedim.
My balls were just vibrating the whole evening. - I didn't know I had a call.
Bütün akşam boyunca taşaklarım titreşip durdu.
I didn't know that I was dealing with the Moral Majority here. Just someone with a little self-respect.
Üzgünüm böyle demek istemedim
I just didn't know you were back.
Döndüğünüzü bilmiyordum.
I just know I didn't.
Tek bildiğim benim yapmadığım.
I guess I just wish I didn't need help, you know?
Sanırım yardıma ihtiyacım yok.
I don't know, I just... I didn't want to upset you, Amy.
Bilemiyorum, ben sadece seni üzmek istemedim.
She just said I didn't know him like she did.
Onu yanlış tanımışım dedi.
I would prefer you didn't, but, for me, I feel like, I just feel like I got a choice, you know?
Bunu yapmamanı tercih ederim, sanki bir tercihim varmış gibi hissediyorum.
Your mother said that you weren't feeling good And so I just didn't know what to expect.
Annen iyi olmadığını söyleyince neyle karşılaşacağımı bilemedim.
I don't know, just'cause I didn't have access to your big dick or something?
Bilmiyorum. Sırf senin büyük penisine erişim iznim yok falan diye herhalde.
I just didn't know what you were thinking, if you wanted him in your room or ours tonight.
Ne düşündüğünü bilemedim. Çocuk bu gece sizinle mi kalsın yoksa bizimle mi?
It was just some random old bits of furniture from a cousin that I didn't even know I had.
Bende olduğunu bile bilmediğim kuzenimden gelen alelade eski mobilyalar işte.
I didn't know it was just gonna be you and me for dinner
Akşam yemeğinde sadece ikimizin olacağını bilmiyordum.
I always wanted to teach you about our ways, but it just... I-I didn't know how.
Her zaman senle olmak istedim ama..
I just didn't know how.
Sadece nasıl yapacağımı bilmiyordum.
I just didn't know what.
Sadece ne olduğunu bilmiyordum.
After I saw Ben, you know, I just - - I didn't see anything else.
Ben'i gördükten sonra, ben başkasını görmedim.
I didn't know if you wanted to keep lecturing me on moral hazard or if I should just call B of A back.
Kusura bakma, onlara ahlak dersi vermek istediğini bilmiyordum yada Bank Of America'yı geri arayım.
You know, I just thought you'd come back because you didn't want to run anymore.
Artık kaçmak istemediğin için döndüğünü düşünmüştüm.
No, I just didn't know it was prom.
- Ah pardon. Baloya gideceğini bilmiyordum.
No I'm not, I just didn't know where you came from.
- Hayır Sadece nerden çıktığını görmedim
I just didn't know what to make of her.
Onun ne yaptığını bilmiyordum.
Aaron, I'm sorry. I meant to call you, but I just didn't know what to say.
Seni aramak istedim ama nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
I just wanted to let you know that I didn't come here...
Bilmeni isterim ki buraya...
Oh, and, Ben, I hope you know that we didn't fly you out just to house-sit, okay?
Ah ve Ben, umarım seni sadece evi beklemen için çağırmadığımızı biliyorsundur, değil mi?
I didn't get names. I just know he wanted to get his money's worth.
Sadece parasının karşılığını almak istediğini biliyorum.
- I don't know. Elephant man just didn't look right with five arms.
Beş elli fil adam hiç akla yatkın gelmedi.
I just... I didn't know who else to turn to.
Kimi arayacağımı bilemedim.
I just didn't know how else to prove I was innocent.
Ben sadece masum olduğumu kanıtlamak için ne yapmam.. ... gerektiğini bilmiyordum.
Well, you know, I, I been sorta just hangin'back here, takin'all this in,'cause I didn't think
Biliyosun, orda arkama yaslanmistim. Bunlarin hepsini alarak.
I needed some time for myself, and I didn't know how to tell you, so I just... I made up a friend named Rebecca, and well, then I shortened it to Becca.
Kendime zaman ayırmama ihtiyacım vardı sana nasıl söyleyeceğimi bilemedim ben de Rebecca adlı arkadaşımın adından birazcık keserek Becca adını uydurdum.
I just didn't know where else to go.
Gidecek başka yerim yoktu.
And I could relax and not worry and I could just, you know, for a little while, I could pretend like my mother didn't exist.
Ve gevşeyebildim, ve endişem yok. Ve ben... Bilirsin, biraz bile olsa annemin yaşadığını görmezden gelebildim.
You know, Vijay just wanted to get married at city hall, said he didn't care, just so long as we were together, but I had to have my big traditional bengali wedding.
Biliyor musunuz, Vijay yalnızca belediye binasında evlenmek istediğini umrunda olmadığını söyledi biz birlikte olduğumuz sürece. Ama ben şu ihtişamlı geleneksel Bengali düğünümden yapmalıydım.
I know you didn't just take a picture of me changing my pants.
Biliyorum ki altımı değiştirirken fotoğrafımı çekmedin.
♪ I'm just a fool who needs to listen to... ♪ I didn't know you'd invited her.
Onu davet ettiğini bilmiyordum.
I mean that I remember specifically how things were at home when you were just a baby and didn't know what was going on.
Yani ben... ve neler olduğunu bilmiyordum.
I didn't want him to feel limited, you know? And I... I just wanted to forget about everything for one damn day, you know?
Ona sınırları varmış gibi hissettirmek istemedim tamam mı? Ben sadece bir günlüğüne herşeyi unutmak istedim.
You know, I just didn't want him to feel so alone.
Onun yalnız hissetmesini istemedim.
I didn't describe you that way, just so you know.
Ben seni öyle anlatmadım.
i just 13298
i just want to sleep 24
i just did it 38
i just wanted to hear your voice 33
i just want you to be happy 100
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just did 342
i just wanted to let you know 58
i just got here 258
i just want to sleep 24
i just did it 38
i just wanted to hear your voice 33
i just want you to be happy 100
i just want to talk to you 112
i just want to say 190
i just did 342
i just wanted to let you know 58
i just got here 258
i just don't 165
i just want to be with you 40
i just want to say thank you 23
i just can't 470
i just wanted to check in 19
i just wanted you to know that 44
i just wanted to say 268
i just know 142
i just wanted to introduce myself 20
i just need 116
i just want to be with you 40
i just want to say thank you 23
i just can't 470
i just wanted to check in 19
i just wanted you to know that 44
i just wanted to say 268
i just know 142
i just wanted to introduce myself 20
i just need 116