English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I know it's weird

I know it's weird tradutor Turco

567 parallel translation
I mean I stand there and watch you talking to them... and listening... I know it's happening, but it's weird.
Yani sürekli onlarla ilgileniyorum, seninle konuştuklarını, seni dinlediklerini görüyorum ama yine de tuhaf.
The weird colour scheme freaks me. Every time I try to operate one of these weird black controls, a small black light lights up in black to let you know you've done it.
Ne zaman bu tuhaf, siyah kontrollerden birisini kullansam, işlemi gerçekleştirdiğini sana söylemek için siyah bir ışık yanıyor.
I know it's kind of a weird time, but I was just wondering, what is going to happen to us on Monday, when we're all together again?
Pazartesi hepimiz yeniden buradayken ne olacak?
- I don't know, it's just weird.
- Bilemiyorum, sadece biraz garip.
- I don't know, it's kinda- - kinda weird.
Evet. Teşekkür ederim.
I don't know. It's just weird.
Bilmiyorum bu çok garip.
I mean no one knew who anyone was it was a little weird you know it's sort of like the first day of school the first day of camp you know I was sort of uh-uh super nervous and intimidated I didn't talk to anyone
Kimse kimseyi tanımıyordu. - Çok garipti. Okulun ilk günü ya da kampın ilk günlü gibiydi.
- its weird I get so mad when someone develops a role of film from a party an I'm not in it but I hate taking pictures don't there's something weird about it like its weird to me, I don't know
Fotoğraflarımın çekilmesine alışık değilim. Gerçi zor değil. Orada dikiliyorsun ve fotoğraf çektiriyorsun.
I know you think it's a little weird... - No, no, no.
Bir parça garip oldugunu düsündügünü biliyorum.
I know, it's weird.
Biliyorum, çok tuhaf.
- Oh, I'm sorry, darling. I know, it's weird, isn't it?
Çok tuhaf bir şey, değil mi?
Yeah, I mean, my - I don't know, it's kind of weird, I mean... I mean, I consider myself to be Egyptian and I grew up in canada, born in canada.
evet, yani, benim- - bilmiyorum, tuhaf işte... yani ben kendimi mısırlı olarak kabul ediyorum ve ben kanada'da büyüdüm, kanada'da doğdum.
I know it's weird, but if we follow the law, it just might save us.
Tuhaf oldugunu biliyorum ama yasalara uymak bizi kurtarabilir.
It's weird, I know.
Biliyorum, biraz tuhaf.
Ahem. Not that I'm drawing any parallels here... but don't you think it's kind of coincidence... you know, it's kind of weird... that you're doing this, and in "Hot Shots"...
Burada ukalalık yaptığımdan değil ama..... sence burada bu işi yapıyor olman biraz rastlantı..... veya biraz garipmiş gibi gelmiyor mu?
Well, I know it sounds weird, but, I mean... it's the only thing I have from when I was found.
Biliyorum kulağa tuhaf geliyor ama, demek istediğim.. .. bulunduğumdan beri sahip olduğum tek şey bu.
I mean, it's really weird because, um... you know, it's just like this thing's happening really quickly.
Bu gerçekten tuhaf, çünkü anlatabiliyor muyum sanki bu şeyler gerçekten çabucak oluveriyordu.
I just think it's weird, you know?
Bu bana biraz garip geldi.
I know things have been weird but you're my oldest friend, except for Laurie who's bitter because she lost weight and it turns out, she doesn't have a pretty face.
İşlerin son zamanlarda tuhaflaştığını biliyorum ama sen benim dünyadaki en eski arkadaşımsın, Laurie Schaffer dışında onunla artık konuşmuyorum çünkü kilo verdi ve artık sevimli bir yüzü yok.
I don't know. It's weird not being with Ross but I guess I'm doing okay.
Ross ile olmamak tuhaf geliyor ama sanırım iyiyim.
I know it's kind of weird, but she was a big part of my life... I don't know, I feel alone.
Biliyorum biraz garip ama o, hayatımın büyük bir parçasıydı bilmiyorum, sanki yalnız hissediyorum.
I know I've been acting really weird lately and it's just because I'm crazy about you and I just got stupid and scared and stupid a couple more times.
Son zamanlarda tuhaf davrandığımı biliyorum sebebi senin için deli olmam aptallaştım ve korktum sonra birkaç kez daha aptallaştım.
I know. It's weird.
Biliyorum biraz tuhaf.
Hi, I know this looks weird, but it's not what you think.
Merhaba, bunun garip göründüğünü biliyorum ama düşündüğünüz gibi değil.
You know, it's weird. I think... I think about that stuff.
Bilirsin, bu çok garip.
- I know it's weird.
- Biliyorum, garip. - Garip mi?
It's weird, I know.
Garip olduğunu biliyorum.
I know it's weird, but I feel connected to this place.
Tuhaf geldiğini biliyorum, ama ben buraya bağlandığımı hissediyorum.
I know, it's weird
- Duyduğum en tuhaf şey.
At first it seemed fake, but then I don't know. It's weird.
Bu tuhaf.
I know, it's weird.
Evet, tuhaf değil mi?
I-I know it's weird'cause it's your life and all, but... I wanted to make you proud, Sidney. Oh.
Bunun senin hayatın olduğunu ve garip olduğunu biliyorum ama senin gurur duymanı sağlamaya çalışıyordum.
I know, it's just that after everything that I've seen in my life, and believe me, I've seen a lot of weird stuff, it takes a lot to scare me.
Biliyorum, ama yaşadığım onca şeyden sonra ki inan bana çok garip şeyler yaşadım ve hepsi de beni epeyce korkuttu.
It's so weird. But, you know, I try to cut him some slack.
Çok garip geliyor ama ona fazla kızmamaya çalışıyorum.
I don't know. l- - l'm sure it's just some kind of weird delayed-reaction thing.
Bilemiyorum. Ben- - Eminim ki bu sadece acayip bir çeşit gecikmiş tepki durumu.
Look, I know that it's weird with me teaching this class... but we'll get through it.
Bak, dersi benim veriyor olmam garip, biliyorum ama atlatırız.
It's just this weird sense of humor, i don't know.
Biraz garip bir espri anlayışı var. Bilemiyorum.
You know, it's weird... but I thought after me and Michael broke up...
Garip... Fakat ben ve Michael ayrıldıktan sonra düşündüm ki artık burada takılmak istemiyorum.
I know it's weird, but it's the only place in the world I feel good.
Garip olduğunu biliyorum. Ama orası bu dünyada iyi hissettiğim tek yer.
I don't know. It's weird, too, because it's not like a fixed state.
Bilmiyorum, çok acayip, çünkü sabit bir durum değil.
Look, I know it's weird at first, but now this is much more home to me than home.
Bak en basta biraz gariptir... ama şimdi burası bana evimden daha çok evimmiş gibi geliyor.
I know. It's weird.
Biliyorum.
It's weird being back here. I know.
- Buraya geri dönmek tuhaf.
I don't know. I just think it's weird.
Bu bana çok garip geliyor.
I went into that office sort of dreading the whole thing. But you know, the weird thing about declaring your independence, there's something... I mean, if you really think about the idea of it it's kind of amazing.
O ofise gittim yılgınlıkla ama biliyor musun, bağımsızlığını ilan etmek garip yani şöyle bir şey var yani, gerçekten de düşünürsen. bir bakıma harika bir şey.
Listen, I know this is so not cool to ask, but if the situation comes up... and it's not too weird... a little word of encouragement from you might help a lot.
- Bunu istemek hiç hoş değil, biliyorum. Ama konusu açıldığında, onu cesaretlendirecek bir iki söz söylersen, çok yardımı dokunacak. - Tabi.
It's a lock of Gabrielle's hair. It's weird, I know.
Gabrielle'in saçını sakladım bu garip biliyorum.
I know this sounds weird... and it's the last thing you want to hear from a guy after one date, but... the cops are looking for me everywhere and I've got no place else to go.
Garip geldiğini biliyorum... İlk buluşmadan sonra bunun bir erkekten duymak isteyeceğin son şey olduğunu biliyorum ama... polisler heryerde beni aryıorlar ve gidebilecek başka bir yerim yoktu.
- I know it's a little weird.
- Biraz garip. Değil mi?
I know, it's weird.
Biliyorum, ama bu çok tuhaf.
I know, it's weird,'cause of Whitey coming by my place asking questions.
- Biliyorum garip

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]