English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I know that one

I know that one tradutor Turco

4,793 parallel translation
I know that one. Okay.
Peki.
Yeah, I know that one of us will be dead in 15 minutes.
Evet on beş dakika sonra birimizin öleceğini biliyorum.
Frank says that, too, but I know he wants one.
Frank de öyle söylüyor ama erkek istediğini biliyorum.
You're one of the bravest people that I know.
Sen tanıdığım en cesur insanlardan birisin.
You know, and I base my decision on the fact that Camomile White exists for more than one day out of the year.
Biliyorsun, Camomile White senede bir günden çok daha fazla ortaya çıkıyor.
You know, and then suddenly you stop making fun of me for the beach blazer, and I stop telling you that peeling an orange in one piece is not a superpower, it's OCD?
Zamanla sen kumsal ceketim konusunda benle dalga geçmekten vazgeçeceksin ben de sana portakal kabuğunu tek hamlede soymak süper güç değil OCD'dir demeyi keseceğim öyle mi?
- I know. Yeah, there. That one's supposed to be there.
Evet, bu burada olmamalıydı.
Dr. Brennan. And I think you know there is no one in the world that would work harder to impress you than Dr. Edison.
Bence şunu biliyorsun ki, dünyada Dr. Edison'dan başka seni etkilemek için çok fazla çalışan bir kişi yok.
The Emily that left me is not the one that I know.
Beni terk eden, tanıdığım Emily değildi.
You know, an article I read about you inForbes says that you interview every one of your employees personally, that they're like a family to you.
Forbes'de hakkınızda, işe aldığınız tüm elemanlarınıza tek tek mülakat yaptığınızı ve onların sizin için aile gibi olduğunu anlatan bir yazı okumuştum.
I know, but my dad said that when you're looking, the first one you like is the one you should buy.
Biliyorum ama babam derdi ki ilk gördüğünü beğendiysen, satın alacağın o olmalı.
You know if someone would've told me that I was gonna be represented one day by the masturbating agent I would've just shit my panties.
Birisi bana, bir gün otuzbirci bir mejaner seni temsil edecek dese gülmekten altıma sıçardım.
Well, I don't, I don't know what that was, but th-the first one has a parchment from the Charmings.
Konunun ne olduğunu bilmiyorum ancak ilk gelenin elinde krallıktan gelen bir parşömen kâğıdı var.
I don't know what's involved in running a club, but I know that at my job, let's just say, one day I'm the hero, the next day I'm knee-deep in shit.
Bir gece klübü yürütmek için neler yaptığını bilmiyorum ama benim işimden biliyorum ki, şöyle diyelim bir gün kahransam diğer gün bokun en dibine kadar bulanmışım.
I don't know if I mentioned it... That happens to be one more than Princess Elizabeth's!
Bahsettim mi bilmiyorum ama Prenses Elizabeth'in pastasından bir kat fazla!
No, I spit in this one, you know,'cause I do that sometimes.
Hayır, bunun içine tükürdüm çünkü arada yaparım ben bunu.
yes, I know that one.
Kırmızı ve mavi.
The one questions that most people ask me when I tell them that I know you is that... how could you have not known what was going on?
Seni tanıdığımı söylediğim çoğu insanın sana sormamı istediği bir soru da... Nasıl oldu da neler döndüğünden haberin olmadı?
I'm going to say that even though we don't know this man's name, even though he was born and fought under another flag, he's resting with us now, and we will look after him as one of our own.
Diyeceğim ki, her ne kadar adını bilmiyorsak da, hatta başka yerde doğup başka bir bayrak altında savaşmış olsa da, şimdi bizimle huzur içinde yatacak, ve ona kendimizden biri gibi bakacağız.
I know that it's a strong one.
Güçlü bir fobi olduğunun farkındayım.
You know, there's one more thing that I kept from you that you should probably know.
Muhtemelen bildiğin bir şey.
I've already torn you so many new assholes, you don't know which one's the original, but you're still the same guy that kicked up here from Florida.
Kıçında o kadar çok delik açtım ki, hangisinin esas delik olduğunu bilmiyorsun. Florida'dan buraya postalanan aynı adamsın.
I know the Chuck Heston version, which is the only one that counts.
Bildiğim tek şekli, Chuck Heston'un oynadığı hali.
You know, all this time I thought I was the one that brought us here, that I did the deal with Carlos.
Carlos'la anlaşma yapıp bizi buraya getiren kişinin ben olduğumu sanıyordum.
I just wanna say that getting to know you and watching you work has been one of the greatest experiences of my life--that and working with Dr. Richard Nygard.
Belirtmek isterim ki, seni tanımak ve seni çalışırken görmek hayatımın en iyi tecrübelerinden biri oldu. Bir de Dr. Richard Nygard'la çalışmak tabii.
You know, I mean, these are like poor, tortured souls that have no one else to turn to.
Anlıyor musun? Bunlar acı çeken ruhlar. Ve kimseleri yok.
Now, I know that you have my Cassandra, and I'm going to give you one chance to tell me where she is.
Şimdi, Cassandra'nın elinde olduğunu biliyorum ve bana yerini söylemen için sana bir tek şans vereceğim.
You know, the truth of the matter is, I'm not the one that gets to tell Maggie what she can and can't do, anyway, so...
Aslına bakarsan Maggie'ye ne yapıp yapamayacağını söyleyecek biri değilim, yine de...
I know that you're the one who recorded Iris's voice mail.
Iris'in sesli mesajını kaydedenin sen olduğunu biliyorum.
Kristen X... that was one date, and I didn't know I had to pay her.
Kristen X. Sadece bir randevuydu ve ona ödeme yapmam gerektiğini bilmiyordum.
No one I know likes that tea!
O çayı seven tanıdığım kimse yok!
I know that I was the one who kissed you, but... this isn't working.
Seni öpen bendim, farkındayım ama bu böyle devam edemez.
I know that because I was one of those kids.
Bilirim çünkü ben de onlardan biriydim.
One of Eric's men escaped, so I know the ship that took him was yours... the Jolly Roger.
Eric'in adamlarından biri kaçabildi. Onu götüren geminin senin gemin Jolly Rogers olduğunu biliyorum.
I know one of your victims believed that he was being touched by the hand of God while you were molesting him, because that's what you told him.
Kurbanlarından biri, ona taciz ederken Tanrı'nın eli tarafından dokunulduğuna inandığını biliyorum. Çünkü ona öyle söylemiştin.
I don't know if I'm supposed to be taking some kind of message from all this bullshit that's been going on, but I'm taking one anyhow.
Olup biten bu saçmalık yığınından bir ders çıkarmam gerekiyor mu bilmiyorum ama ben yine de çıkardım.
Well, Mary, one thing that no one else seems to know about me is that I can actually answer questions on my own.
Mary... Kimsenin hakkımda bilmediği şey aslında sorulara kendim yanıt verebiliyor olmam.
- Having said all that, there was one incident in particular that I know, beyond a shadow of a doubt, took place in the real world and not in my imagination.
- Evet. - Bununla birlikte... En ufak bir şüphemin olmadığı farklı bir olay olmuştu.
I know that you tried to put one over on me.
Bunu sizin ayarladığınızı biliyorum.
I mean that I know I've been ill but you're the only one who doesn't ask if I'm all right all the time.
Yani, önceden hastaydım ama bana sürekli iyi misin diye sormayan bir tek sen varsın hayatımda.
And one thing I don't like most about you is It's that you don't know what a good person you are
Bu arada sende en sevmediğim şey ne kadar iyi bir insan olduğunu bile bilmiyor olman.
Now in exchange for everything you know about the Samaritan system and the people that are trying to build it, I'm prepared to offer you something that no one else can- -
Samaritan ve onu yapan insanlar hakkında bildiğin her şey karşılığında sana başka kimsenin teklif edemeyeceği bir şey teklif ediyorum.
One thing I know is that my allies and I had just obliterated the largest horde of rabid zombies
Müttefiklerim ve ben daha önce hiç görmediğim kuduz zombileri yokediyorduk.
You know, last night when you and I were in bed, I realized I guess Nicolas is just gonna be one of those people in my life that I'm always gonna almost have sex with, but I never will. You know?
Dün gece seninle yataktayken Nicolas'ın da sevişmek üzere olduğum ama artık sevişemeyeceğim insanlardan biri olduğunu anladım.
And it felt really awkward for me to bring up the fact that I didn't grow up with one, you know?
Babasız büyüdüğümü açıklamak benim için garip bir histi.
And I was like, "Well, that's a one-in-four chance right there, you know?"
Dedim "Peki dörtte bir şans eder öyleyse."
What I don't know... One of the many things that I don't know..... is why.
Aklımdaki cevapsız onca sorudan bir tanesi de şu :
YOU KNOW, THESE APPS CAN DO ANYTHING. I EVEN HAVE ONE THAT DOES MATH.
Biliyor musun, bu uygulamalar her şeyi yapabilir.
I do, well, I want to tell Kara that I've been reading all of these books trying to find a good love story, and I found one that I want to option Oh, wow! And I want to partner with her to direct it but I'm afraid, you know, that she won't respond well to that.
Bir süredir Kara'ya söylemek istiyordum son zamanlarda birçok kitap okuyup iyi bir aşk hikayesi bulmaya çalışıyorum ve iyi olabilecek bir tane buldum ve yönetmenlik konusunda onunla birlikte çalışmak istiyorum ama buna kötü tepki vermesinden korkuyorum.
Because the Alec Sadler I know, the one I met two years ago, he would have never crossed that line.
Çünkü benim tanıdığım, iki yıl önce tanıştığım Alec Sadler asla o kadar ileri gitmezdi.
You know, for the life of me, I could not understand the grasp that Jess had on you, but if she came from the same gene pool as this one... kudos, my friend.
Jess'in senin üzerinde olan etkisinin sebebini birazcık bile anlamıyordum ama bununla aynı genleri taşıyorsa tebrik ediyorum adamım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]