English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I should be going

I should be going tradutor Turco

699 parallel translation
Well, I suppose I should be going now, shouldn't I?
Sanırım gitsem iyi olur, değil mi?
I really think I should be going now.
Gerçekten gitmem gerekiyor.
I should be going.
Gideyim artık.
Thank you, but I should be going.
Teşekkürler ama gitmeliyim.
I should be going.
Gitmeliyim.
Oh, I do think I should be going.
Oh, sanırım gitmem gerekiyor.
I should be going.
Gitmek zorundayım.
Well, I should be going.
Ben gideyim.
I think I should be going.
Ben gitsem iyi olacak.
I should be going home soon.
Biraz sonra eve gideceğim.
I should be going.
Gitsem iyi olacak.
But, I should be going
Ama, gitmeliyim
I should be going.
Artık gitmeliyim.
Then... I should be going
O zaman... artık gideyim
If I wanna keep my job, I should be going now.
İşimi kaybetmek istemiyorsam, hemen gitmeliyim.
I should be going off now, if I were you.
Yerinde olsam hemen çıkardım.
I think I should be going.
Sanırım gitmem gerekiyor.
I think I should be going.
Sanırım gitsem iyi olacak.
- I should be going myself.
- Ben de gitsem iyi olur.
I guess I should be going.
Gitsem iyi olacak.
George, I really should be going.
George, gerçekten gitmiş olmalıyım
But if I'm going to live in the house, I should be the judge.
Ama o evde ben yaşayacaksam kararı da ben vermeliyim.
To think that I should be hearing from others that my own son is going to be married!
Kendi öz oğlumun evleneceğini başkalarından duyuyorum!
Why should I if he's going to be so childish and unreasonable?
- Neden gideyim? Bu kadar çocukça ve mantıksız davranacaksa.
If we're going to be stared at, I think we should do this to real music.
Eğer gözlerini dikip bakacaklarsa sanırım bunu gerçek müzikle yapmamız gerek.
The way things are going, I should be lucky to have any thumbs at all.
Olayların oluş biçimine bakılırsa, sakarlık yapmazsam şanslıyım.
I really should be going.
Gerçekten gitmem gerekiyor.
My feeling is that, well, we should put the past behind us, Bill, and since I'm going to be your guest for the next 50 years or so, well, would you mind if I called you "Dad"?
Bence, geçmişi geride bırakalım, Bill. Bundan sonra 50 yıl falan senin konuğun olacağıma göre, şey, sana "baba" dememin bir sakıncası var mı?
I really should be going.
Artık yola koyulmam gerek.
Why, I should think you'd be pleased that she's going to visit.
Annenin seni ziyaret edeceğini bilmenden memnuniyet duyardım. Bizimle kalmasını çok isteriz.
I really should be going.
Gerçekten gitmem lazım.
If I keep going like this, I should be in Paris around say, 6 : 30.
Eğer böyle gidersem, Paris'e yaklaşık 6 : 30'da varırım.
It's going to be cloudy and rainy all day, but Sunday is going to be sunny and beautiful, and I think that's the day we should get together and rendezvous.
Bütün gün bulutlu ve yağmurlu olacak ama pazara hava güneşli ve güzel olacakmış. Sanırım o gün için randevulaşıp beraber olmalıyız.
If an unlucky accident should befall him, if he should be shot by a police officer, or if he should hang himself in his jail cell, or if he's struck by a bolt of lightning, then I'm going to blame some of the people in this room.
Talihsiz bir kazanın kurbanı olursa, veya polis tarafından vurulursa veya hapis hücresinde kendini asarsa veya onu yıldırım çarparsa o zaman, bu salondaki bazı kişileri suçlayacağım.
I mean, a riot that's gonna include a lot of killing and things... in order to get this thing going the way it should be going.
Υ ani bir ayaklanmayla işleri οlmasι gerektiği gibi... yοluna kοymak için birçοk hayat feda edilecek.
I think you should be going back now.
Sanırım şimdi geri dönmelisin.
Having gone into Salerno with not enough troops - no commander ever has what he thinks he ought to have - l was determined that if I was to be the commander going into Anzio, or be the overall commander, that we should not go in on a shoestring.
Salerno'ya yetersiz sayıda birlikle giderken ki hiçbir komutan elinde yeterli asker olduğunu düşünmez eğer Anzio'ya girecek komutan ben olacaksam ya da genel olarak da oraya ucu ucuna yeterli bir kuvvetle gidilmemesi konusunda kararlıydım.
'Cause if I should see any cops at all in front of that bank-any at all - there's gonna be a lot of shooting going on.
Eğer o bankada bir polis görürse, ama tek bir polis orada bir çatışma olabilir.
I really should be going.
Artık gitmem lazım.
I guess we should be going.
Galiba gitmemiz gerek.
We're going to be together in Boston, and I think we should get married.
Boston'da birlikte olacağız. Bence evlenmeliyiz.
KITT, if I'm right, a call should be going out of Cole's office right about now.
KITT, eğer haklıysam, şu an Cole'un bürosundan dışarıya bir telefon görüşmesi yapılacak.
Perhaps I should be taking this opportunity to be going along.
Belki de bu fırsatı değerlendirip gitmeliyim.
no, i'm pretty sure we should be going that way.
Hayır, bu yoldan gitmemiz gerektiğine eminim.
I think it's time we should be going.
Sanırım gitme vaktimiz geldi.
Well, I really should be going, too.
Artık ben de gitmeliyim.
I think we should be going.
Trevor, artık gitmeliyiz.
I think we really should be going.
Sanırım bizim gitmemiz gerekiyor.
You should be. I'm going to kill you.
- Korkmalısın.Seni öldüreceğim.
And until I'm sure, I'm going to continue to do things the way I think they should be done.
Emin olana kadar işleri kendi uygun gördüğüm şekilde yaparım.
- No, I think we should be going.
- Hayır, gitmemiz gerektiğini düşünüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]