I think you're wrong tradutor Turco
616 parallel translation
I think you're wrong, Ravelli.
Hemen geri gelirim. Bence siz yanılıyorsunuz, Ravelli.
If you think I'm going to let a cheating, lying wretch like that upset my plans, you're wrong.
Öyle hilekâr, yalancı bir zavallının planlarımı bozmasına izin vereceğimi sanmıyorsun ya?
We're sorry, Mr. Fields, but we think you're wrong.
Üzgünüm ama Bay Fields, yanıIıyorsunuz.
Abby, dear, I think you're wrong.
Abby hayatım, bence yanılıyorsun.
I think you're wrong.
Sanırım yanılıyorsunuz.
- I think you're wrong.
- Sanırım yanılıyorsunuz.
Pardon my abruptness, but I think that you're on the wrong track.
Pardon benim kabalığım ama bence yanlış yoldasın.
I think you're handling it wrong.
Bence olayı yanlış ele alıyorsun.
If you think I'll share you with that old bugger, you're wrong.
O morukla seni paylaşacağımı sanıyorsan, yanılıyorsun.
I don't want to insist, but I think you're wrong lt doesn't start in that way, it starts with her saying she has had enough lt starts like that.
İnatlaşmak istemem ama bence yanılıyorsunuz. Öyle başlamıyor, başında kadın artık bıktığını söylüyor.
If you guys think this means I'll step into a ring, you're wrong.
Artık ringe çıkmaya hazır olduğumu sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
But you're wrong if you think it's money I'm after.
Ama paranın peşinde olduğumu sanıyorsan yanılıyorsun.
If you think what I'm doing doesn't hurt... you're wrong.
Yaptığım beni üzmüyor sanıyorsan yanılıyorsun.
If you think I'll change that, you're wrong.
Benim yardımımın dokunacağını sanıyorsan yanılıyorsun.
I think you're wrong.
Bence yanılıyorsun.
Hold it, Chief. I think you're fixin'to raise the wrong hair.
Sanırım yanlış saçı çekiyorsun.
- Look, I think you've got me wrong. We're...
- Bakın, yanlış anladınız galiba.
I think that's because you're in the wrong line of work.
Böyle düşünüyorum çünkü, seçtiğin çalışma alanı yanlış.
If it's love you're looking for, I think you're in the wrong racket.
Sevilmek istiyorsan, bence yanlış yoldasın.
If you think I'm kidding, you're wrong.
Şaka yaptığımı sanıyorsan, yanılıyorsun.
I DON'T KNOW WHO YOU THINK I AM, BUT YOU'RE WRONG!
Benim adım Curtis, Arthur Curtis.
- I think you're wrong.
- Bence bir yanlışın var.
I think you're getting the wrong impression, George. How long have you lived with the Kwimpers?
Tuvaletimiz ve onun için inşa ettiğimiz kulübemiz var.
If you think I've stopped loving you, you're wrong.
Seni artık sevmediğimi zannediyorsan yanılıyorsun.
I think you're wrong.
Bence yanılıyorsunuz.
If you think I'll untie you again, you're wrong.
Seni çözeceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun.
And you think I'm cobwebbed too. But you're wrong.
Benim de işimin bittiğini sanıyorsan çok yanılıyorsun.
Because I think you're wrong.
Çünkü yanılıyorsunuz.
I think you ´ re wrong about her.
Bence yanılıyorsunuz.
If you don't think I mean it, then you're wrong!
Şaka yaptığımı sanıyorsan, yanılıyorsun!
But if you think I love or respect you any less now, you're wrong.
Ama şu an sana olan sevgim, saygım azaldı sanıyorsan yanılıyorsun.
You think they wouldn't let me in? You're wrong, I will get in!
Buna izin vermeyeceklerini mi sanıyorsunuz?
If you think that I'm putting pressure on Karen, you're wrong.
Eğer Karen'e baskı uygulayacağımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Perhaps, but I think you're wrong about this.
Belki, ama bence yanlış yapıyorsunuz.
If you think I'll owe you for this, you're wrong.
Sana borçlu kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
If you think I'd risk some of the brothers just'cause your daughter's black, you're wrong, man.
Sırf kızın siyah diye kardeşlerimin hayatını tehlikeye atacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
I think you're absolutely wrong.
Kesinlikle yanılıyorsun.
I built his entire organization, and if you think... I need Lewis to sew up Tiki Island, you're dead wrong, so forget it.
Bütün teşkilatını ben kurdum ve Tiki Adası için Lewis'e ihtiyacım var sanıyorsan, çok yanılıyorsun.
No, no, I think you're wrong there, des.
Hiç mi hiç şansı yok.
For nothing, I'm just sitting. I think you're doing wrong.
Bana kalırsa yanlış iş yapıyorsun.
If you think I'm suffering, you're quite wrong.
Acı çektiğimi düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
- Wait, Elsie. I think you're wrong.
- Hata yaptın, Elsie.
If you think I'm going back to Pagglesham, you're wrong.
Pagglesham'a döneceğimi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
I was sent by the President to help, but I think you're dead wrong.
Başkan beni yardım etmem için gönderdi, ama bence tamamen yanılıyorsun.
You see, you think I'm reluctant to talk to you. But you're wrong.
Görüyorsunuz, sizinle konuşmak istemediğimi düşünüyorsunuz.
Whatever harm you think I've done your people, you're wrong.
İnsanlarına zarar verdiğimi düşündüğün şeyde yanılıyorsun.
No, I think you're wrong.
Sanırım yanılıyorsunuz.
I think you're wrong to say 1275 souls...
1275 kişi derken yanlışın var bence.
Mrs. Fletcher, I know what you think, but you're wrong.
Bayan Fletcher, ne düşündüğünüzü biliyorum ama yanılıyorsunuz.
If you think I needed you to teach me some kind of lesson today, you're wrong!
Bana bir ders vermek gerektiğini düşünüyorsan, yanılıyorsun!
You`re old enough to hear things straight. I don`t really think you know what`s wrong with your mom, or what I`ve paid to keep her at home instead of sending her away.
bazı şeyleri direk olarak duyabilecek kadar büyüksün annenin sorununun ne olduğunu gerçekten bildiğini sanmıyorum
i think 9249
i think i love you 73
i think i'm losing my mind 16
i think i'll pass 77
i think so too 125
i think so 3742
i think it's time 86
i think i'm in love 61
i think i'm going crazy 20
i think i'm gonna pass 18
i think i love you 73
i think i'm losing my mind 16
i think i'll pass 77
i think so too 125
i think so 3742
i think it's time 86
i think i'm in love 61
i think i'm going crazy 20
i think i'm gonna pass 18