English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I would have

I would have tradutor Turco

31,001 parallel translation
If that was the way to get it, then I would have got it by now.
Eğer adaleti bulmak için bir yol olsaydı, şimdiye kadar bulmuş olurdum.
I would have you be honest, Ross.
Dürüst olmalısın, Ross. Hem ona.
I would have thought that Pacho Herrera would be staying in a five star hotel with all the bells and whistles...
Pacho Herrera gibi birinin tam teşkilatlı bir beş yıldızlı otelde kalacağını...
- If you had walked in here this morning and told me that Nick Haverford was part of the Adderall abuse problem on campus, I think I would have tossed a matcha latte at you.
Sabah uğrayıp, Nick'in okulda Adderall sorunu var deseydiniz sanırım size köpüklü yeşil çay ısmarlardım.
See, had you come in here and given me a thumb drive, I would have rewarded you.
Buraya gelip bana o USB belleği verseydin seni ödüllendirirdim.
I would have had you thrown out of my jet at 35,000 feet.
Seni öldürmek isteseydim, uçağımdan aşağı 10 km yükseklikten atardım.
If I had known you were involving me with jackals like Grigory Krukov, I would have told you to go f... yourself.
Beni Grigory Krukov gibi çakallara bulaştıracağını bilseydim, sana gidip kendini becermeni söylerdim.
If this is true, your program reached that diagnosis months before I would have.
Eğer doğruysa, programın bunu benim teşhis edebileceğimden aylarca önce teşhis etmiş olacak.
The judges said that he had to pay me money for the assault, but I would have to go after him, and I decided not to because I just want him out of my life.
Hakimler bana para ödemek zorunda olduğunu söyledi Saldırı için, Ama ondan sonra gitmek zorunda kalacağım,
I would have never left you.
Ben seni hiç terk etmedim.
I would have thought you would have both been gone by now.
Şimdiye kadar gitmişsindir diye düşünmüştüm.
I wanted to fuck a guy in the ass, I would have stayed in prison.
Göt sikmek istesem hapiste kalırdım be.
I would have taken the day off.
Ben olsam izin alırdım.
I would have lost my damn mind.
Ben de aklımı kaçırırdım.
But, if you really want to know who has the largest obsession with Piper... I would have to say it's Emma Duval.
Ama Piper'a en fazla takıntısı olan kişiyi bilmek istiyorsanız o kişinin Emma Duval olduğunu söyleyebilirim.
You're right, there is no way out, when I betrayed them, I would have died.
Kimden aldattığımdan canlı olarak kaçıyordum.
I would have called someone, Owen, but my phone is dead.
Arayabilsem arardım Owen ama telefonum kapalı.
I would have whipped up something more interesting, but you're a bit of a cliché bachelor with no real food in the cupboards, so... parmesan?
Ama sen, dolapları bomboş yiyecek hiçbir şeyi olmayan, klişe bir bekarsın. Parmesan?
I mean, would I really have to?
Sormam gerekli mi ki?
I never would've thought you'd have it in you.
Geceyi gerin alın. " İçinde böyle bir şey olduğunu hiç düşünmezdim.
George, I have promised to marry you, and look forward to beginning our life together at Cardew, but I feel it would not be fair to either of us to marry in haste.
George, seninle evlenmeye söz verdim ve Cardew'da birlikte yaşamaya başlamayı dört gözle bekliyorum. Fakat aceleyle evlenmemizin ikimiz için de haksızlık olacağını düşünüyorum.
And if George is your choice, I believe you would have his blessing.
Ve seçtiğin kişi George'sa, eminim bunu onaylardı.
Oh, and he has no idea I'm here, and, had he known, he would certainly have forbidden me.
Oh, Ve burada olduğum hakkında hiçbir fikri yok, bilseydi, kesinlikle benin gelmemi yasaklardı.
- that I would have chosen to use.
- Ah güzelim.
I think it would be nice to have Nellie over.
Nellie'yi ağırlamak güzel olur bence.
That would have picked you up a few years ago, but I just... I don't know what to say.
Bu birkaç yıl önce olsa moralini düzeltirdi ama şimdi ne diyeceğimi bilmiyorum, üzgünüm.
I have three chickens in here, and I don't know how to defrost, and I would love to give you one.
Üç tane tavuğum varmış. Buzunu çözmeyi bilmiyorum. Bir tanesini vermeyi çok isterim, olur mu?
What would I possibly have in common with a bunch of rich people in a rocket ship seeking existential answers to their meaningless lives?
Bir roket gemisinde, değersiz hayatlarının varoluşsal cevaplarını arayan birkaç zengin insan ile ne gibi bir ortak noktam olabilir ki?
What would I have done without you?
Sensiz ne yapardım ben?
That would be the easy way out, to hide behind anger and bitterness so that you never have to face the truth, but you're stronger than that, and that's the type of strength I need by my side.
En kolay yol bu olurdu. Gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalmamak için öfkenin ve acının ardına saklanıyorsun ama sen bundan daha güçlüsün ve yanımda senin gibi bir güce ihtiyacım var.
'Cause she would have been notice this creepy look I've been giving her.
Bana bakıyor olsaydı tüyler ürpertici bakışımı görürdü.
If he thought I was hunting him, he would have never come.
Benim onun peşinde olduğumu düşünseydi, buraya asla gelmezdi.
Even if Robert Oz was still alive, what use would I have for a lunatic who can't even get a job teaching high school biology?
Robert Oz halen hayatta olsa bile, Lise biyoloji dersi bile veremeyen bir çılgınla ne işim olabilir ki?
If I had tried to hit my father, that would have been the last thing I had ever done.
Bu yapmaya kalkıştığım en son şey olurdu sanırım.
Jamie, would you mind? Could I have a minute?
Jamie, bize bir dakika müsaade edebilir misin?
According to this, they would have buried a lock of hair, a deer heart, and a skull for the ceremony to be complete. So I went out there and started digging.
Buna göre, ayinin tamamlanması için bir bukle saç, geyik kalbi ve bir kafatası gömeceklermiş.
I mean, if it was her and she was... craving something that she couldn't have, I would commiserate.
Benim yerimde o olsaydı sahip olamayacağı bir şeyi çok arzulasaydı derdini paylaşırdım.
Hey, all I had to do was pull out and you never would have been born.
Baksana sen, sikimi dışarı çıkarsam şu an doğmamış olacaktın.
I'm sure you would have.
Eminim düşünürdün.
I know you've said you can't think of anyone who would want to hurt you but what about... could Sasha have had anything to do with this?
Sana kim saldırabilir diye sorduğumda aklına kimsenin gelmediğini söylemiştin. Sence Sasha yapmış olabilir mi?
I would never have done this alone!
Bunu asla tek başıma yapmazdım.
I lied and said I did so my parents would send me money and I wouldn't have to work.
Ailem para yollasın ve çalışmak zorunda kalmayayım diye hasta olduğumu söyledim.
I would've thought you would have cleaned this shithole up by now.
Şimdiye kadar burayı temizlersin, sanmıştım.
So I went back to Mexico, and my parents would have friends over, so I just started making dinners.
Dolayısıyla, Meksika'ya döndüm, anne babam arkadaşlarını çağırırdı... ben de yemekler hazırlamaya başladım.
I have talked to Allegra about the possibility of moving to Oaxaca, and... if I had it my way, I would probably... retire there, and live there and... be happy in, uh...
Allegra'ya Oaxaca'ya taşınma olasılığından söz ettim. Bana kalsa orada emekli olurum ve orada yaşarım...
If I do command, Vito would have made dog biscuits.
Eğer bilerek kaybedersem, Vito'yu köpek bisküvilerine dönüştürürüm.
Before we begin tonight, I would like to announce that we have a new candidate.
Başlamadan önce yeni bir adayımız olduğunu duyurmak istiyorum.
So, I thought maybe Granny would have a room.
Bu yüzden Büyükanne'nin odası vardır diye düşündüm.
Why would I have waited until you took it from me to sell it if I already had it?
Zaten bende olan bir şeyi satmak isteseydim neden senin benden almanı bekleyim ki?
Um, and I would just like to quickly say if any of you would like to play tennis tonight, we have 36 regulation grass tennis courts.
Hemen ekleyeyim eğer bu akşam tenis oynamak isteyeniniz olursa 36 adet çim kaplama tenis kortumuz bulunmakta.
I bet Molly would have loved it.
Bahse girerim Molly buna bayılmıştır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]