In america tradutor Turco
7,594 parallel translation
All right, these are three names of the top restitution lawyers in America.
Bunlar Amerika'daki en iyi üç iade avukatının isimleri.
I am tired... and my aunt will cross the Atlantic to make her home in America, as I once had to.
Yengem de Atlantik'i aşıp evine, Amerika'ya ulaşacak. Tıpkı benim gibi.
They were the best divorced couple in America.
Amerika'nın en iyi anlaşan boşanmış çiftiydiler.
That just goes to show you that in America... the ordinary meets the extraordinary every single day.
Bu da Amerika'da her gün... sıradan ve sıra dışının bir araya gelebildiğinin en güzel örneği.
You said to me that David Selznick, the son of immigrants... married Jennifer Jones, an all-American girl from Oklahoma... because in America, all races and all classes... can meet and make whatever opportunities they can.
Göçmen bir ailenin çocuğu olan David Selznick... Amerika'nın gözbebeği Oklahomalı Jennifer Jones'la evlendi... çünkü Amerika'da tüm ırklar ve sınıflar... kaynaşabilir ve fırsatların peşinden beraber koşabilir dedin.
And none of us knew it at that time, but our world was about to explode over the issue of slavery in America.
O sırada hiçbirimiz bunu bilmiyorduk ama dünyamız Amerika'daki kölelik olayları yüzünden perişan olmak üzereydi.
You know, it's not every day that you get to come to a school anywhere in America and see this type of excitement that doesn't surround sports.
Amerika'daki herhangi bir okulda spordan bağımsız olarak böylesi bir coşku göremezsiniz.
I hear that's a pretty popular game with your age group and the 13-year-olds in America.
Çok popüler bir oyunmuş. Senin yaşıtların ve Amerika'da 13 yaşındaki çocuklar oynuyormuş.
In America, we bank on effort, not privilege.
Amerika'da biz emeğe bakarız, imtiyazlara değil.
She claims no gentleman in America knows how to dance a proper waltz.
Amerika'da hiçbir centilmenin senin gibi Avrupa valsı yapamadığını söylüyor.
And with nothing to hold us in America...
Beni Amerika'da tutan bir şey de yok.
He is the top civil rights attorney in America.
Amerika'nın en önemli vatandaşlık hakları avukatı.
In America, there's no way we'd call this place a camp.
Amerika'da böyle bir yere asla kamp diye gelinmez.
It's a lot of money, seven grand, in America today.
Bugünlerde Amerika'da 7 bin dolar çok iyi para.
This may be a customary greeting in America. I don't know.
Bu, Amerika'da geleneksel bir selamlama olabilir, bilmiyorum.
Love marriage in America and love marriage in Pakistan... are very different things.
Amerika'daki ile Pakistan'daki aşk evlilikleri... bambaşka şeyler.
Doesn't look good now, but... What would Captain America do in a situation like this?
Şu an iyi görünmüyor ama Kaptan Amerika böyle bir durumda ne yapardı?
Welcome to the whitest couple in America.
Amerikanın en beyaz çiftine merhaba deyin.
Looking back, I learned that for a long time most of our clothing was actually made right here in America.
Geriye dönüp bakınca, uzun bir süre giysilerimizin çoğunun burada ABD'de üretildiğini biliyordum.
Did you grow up in America?
Amerika'da mı büyüdün? Ha siktir!
How we do it here in America.
Amerika'da biz böyle yaparız.
Yeah, and every single one of them is in America.
Evet, hepsi de su an Amerika'da.
And this may turn out to not only be the biggest manhunt in Georgia, but the biggest manhunt in America.
Bu sadece Georgia eyaletinin değil belki de tüm Amerika'nın en büyük insan avı haline dönüşebilir.
"why are there 40 million poor people in America?"
"Neden Amerika'da 40 milyon fakir insan var?"
Like, It's not just in America people get these red-eyed demons.
İnsanların kırmızı gözlü şeytanları görmesi sadece Amerika'da olan bir şey değil.
You're in America now.
Şu an Amerika'dasın.
We will bring together the greatest minds in America to solve the problem.
Amerika'daki dehâları bu sorunu çözmek için bir araya getiririz.
Football is the most popular sport in America because it is so goddamn fantastic!
Futbol, Amerika'daki en popüler spordur. Çünkü çok harikulade bir şey!
If just 10 % of the mothers in America decide that football is too dangerous for their sons to play, that is it.
Amerika'daki annelerin sadece % 10'u futbolun çocukları için fazla tehlikeli olduğuna karar verirse olay orada biter işte.
My child has got to be born in America.
Çocuğum Amerika'da doğmalı.
This is gonna be on the front page of every newspaper in America.
Amerka'daki her gazetede manşet olacak bu.
Only in America.
Sadece Amerika'da.
It's J.P. in America.
Amerika'da JP derler.
He's the foremost Alzheimer's specialist in America.
Amerika'daki en önde gelen Alzheimer uzmanı.
Mrs. Altmann came to America as a young woman in search of peace.
Bayan Altmann, Amerika'ya huzur arayışında genç bir kadın olarak geldi.
My daughter is being thrown under the bus by these girls over something that you know damn well happens everywhere in schools across America.
Benim yavrum bu kızlar tarafından ateşe atılıyor. Bu olayların Amerika'daki her okulda yaşandığını siz de pekala biliyorsunuz.
I'm telling you, Gail, though, if the Bellas of old show up tonight, this could be the most significant conflict between America and Germany in history.
Demiş olayım Gail, bu akşam eski Güzeller'i görürsek Amerika'yla Almanya'nın tarihteki en kayda değer çekişmesi olabilir.
- This is a proposal in America?
- Amerika'da teklif böyle mi oluyor?
And I'm sure America's addiction to illegal drugs has nothing to do with the problems in Mexico.
Eminim ki, Amerikalı'ların kanun dışı maddelere olan düşkünlüğünün Meksika'da yaşanan sorunlarla hiç bir ilgisi yoktur.
As far as I could tell, being in the Navy was, like, 90 % pushups and 10 % saying "God bless America".
Kadarıyla ı-ebil söylemek, lacivert olmak gibi oldu Yüzde 90 şınav ve yüzde 10 söyledi. 'Tanrı Amerika'yı korusun'.
[Kasser] Martin Luther King Jr., at a speech in a Brooklyn church, he said that what America needed was a revolution of values.
Martin Luther King Jr., Brooklyn'de bir kilisedeki konuşmasında, Amerika'nın ihtiyacı olan şey değer yargılarında devrimdir.
This is a street in a city in a country called America.
Burası, Amerika denen ülkenin bir şehrinin bir caddesi.
This story of Oscar Vazquez is a story of America, and it's the story of the Dream Act.
BİRKAÇ AY SONRA OSCAR GÖÇMEN MUHAFAZAYA TESLİM OLDU VE SINIRDIŞI EDİLDİ 11 AYINI MEKSİKA'DA BİR TORNACI DÜKKANINDA GEÇİRDİ Oscar Vazquez'in hikayesi, Amerika'nın hikayesidir ve DREAM Act'in hikayesidir.
Corporate America's also now in the game.
Kurumsal Amerika'nın şimdi de oyunda.
Oh, uh, and, uh, before I came to America, a master's degree in the Theory of Music from the Royal School of Music in London.
Bir de unutmadan, Amerika'ya gelmeden önce Londra Kraliyet Müzik Okulu'nda Müzik Teorisi üzerine yüksek lisans yapmıştım.
When I was a boy growing up in Nigeria, heaven was here and America was here.
Ben çocukken, Nijerya'da büyürken cennet buradaydı.
Tell me, what is the statistical probability that you, not just a doctor, but Bennet Omalu, came to America, ended up here in this rusty place for you alone to be the one to see this?
Söylesene bunun başına gelmesinin istatiksel olasılığı ne? Sadece doktor olarak değil, Bennet Omalu olarak Amerika'ya gelip, bu eski yerde yalnız başına buna tanık olma ihtimalin nedir?
Along with his trader father he went to America in his teens.
Tüccar olan babasıyla daha küçükken Amerika'ya gitti.
Graham sets off for America in two days.
Graham iki gün sonra Amerika'ya gidiyor.
America supplies weapons to Jihadis in Syria through Dark Water.
Amerika'nın Suriye'deki Cihatcıların silahları Dark Water sağlıyor.
When my grandfather went to America, he was in New York City.
Büyükbabam Amerika'ya gittiği zaman New York'taymış.
america 556
american 575
americano 30
americans 193
american dad 22
american idol 23
american accent 52
american woman 19
american boy 23
american male 21
american 575
americano 30
americans 193
american dad 22
american idol 23
american accent 52
american woman 19
american boy 23
american male 21