Inviting tradutor Turco
2,275 parallel translation
And from where I'm sitting, it's looking pretty inviting.
Oturduğum yerden oldukça davetkar görünüyor.
Are you inviting me?
Beni davet mi ediyorsun?
- My dad is inviting you to dinner.
Babam seni yemeğe davet ediyor.
You're inviting him in?
Onu içeriye mi davet ettin?
I'm inviting lots of people.
Bir çok kişiyi davet ediyorum
Why is Mona inviting us to her birthday party?
Mona neden bizi partisine davet ediyor ki?
Well, I have these amazing tickets, and I was thinking about inviting someone... Like, on a date.
Süper biletlerim var ve birilerini davet etmeyi düşünüyordum.
Okay, well, um, thanks again for inviting me.
Pekâlâ, davet ettiğin için sağol.
I had no idea she was inviting you.
Seni davet ettiğini bilmiyordum.
Thank you so much for inviting us.
Davetiniz için sağolun.
Looks like Kent's inviting me to dinner tomorrow night.
Kent yarin aksam beni yemege davet ediyor.
Looks like Kent's inviting me to dinner tomorrow night.
kent beni davet's gibi görünüyor akşam yemeği için yarın gece.
If she's an innocent, he won't risk inviting questions by stashing her in a dingy safe house.
Kız masumsa, onu pis bir güvenli evde saklayarak,... soru sormasına neden olma riskini göze almayacaktır. Rahatla.
'Cause if the dude's stepping out on his wife, then- - he's not inviting them home.
Dostumuz karısına gittiğinden onları evine davet edemiyor.
We're inviting you in.
- Sorun değil. Seni içeri davet ediyoruz.
We're not inviting you to the championship.
Şampiyonaya sizi çağırmayacağız.
Inviting him to come join us.
Bize katılmaya davet edeceğim.
I don't recall inviting you to the party.
Sizi partiye çağırdığımı hatırlamıyorum.
And the mayor's inviting you to join him the minister's press conference.
Ve Belediye Başkanı, kendi basın toplantısı için ona katılmanızı istiyor.
I don't recall inviting you.
Seni davet ettiğimi hatırlamıyorum.
And I'm thinking of inviting Hope's other grandparents over.
Umut'un anne tarafını çağırmayı düşünüyorum.
But, let me make this clear that, in supporting me, you are inviting danger for yourselves..
01 : 05 : 36,726 - - 01 : 05 : 41,595 Ama ben, Daşaratha Kralı'nın oğlu Rama sizlere şunu garanti ederim ki zafer bizim olacaktır ve tüm Rakshasalar yok edilecektir. Ama, şunu belirtmeliyim ki bana yardım ederek kendinizi tehlikeye atıyorsunuz.
Very inviting.
Çok davetkâr.
If those punks are inviting themselves to the pony show, we're going to give them a real ride.
Eğer bu serseriler kendilerini sirke davet ettirmek istiyorlarsa onlara gerçek bir gösteri hazırlayacağız.
When their voices were soft and their words inviting
Narindi sesleri Davetkardı sözleri
- Thanks again for inviting me over.
Beni davet ettiğin için teşekkürler.
Just sailing that 5,000-pound boat on the course was inviting disaster.
Pistte şu 5000 pound ( 2265kg )'lık tekne ile gezinmek felakete davetiye çıkarıyordu.
I'm inviting yourpartners, important customers...
Ortaklarını ve önemli misafirleri, davet ediyorum...
Whoa, Jake! You're inviting Rainicorn?
Rainicorn'u da mı çağıracaksın?
You're all talk after inviting guests.
Misafir davet ediyorsun ama onlara iyi davranmıyorsun.
Unni, thanks for inviting us to lunch.
Unni, yemek için teşekkür ederiz.
Thanks for inviting me to eat ribs.
Kaburga eti çok lezzetliydi.
But it was the only way they could be inviting us all to the party.
Ama, hepimizi partiye davet edebilmelerinin tek yolu buydu.
- Actually I'm inviting you to a live concert.
Aslında seni bir konsere davet etmek istiyorum!
You know? Thanks for inviting me, ladies.
Davetiniz için sağolun hanımlar.
George W. Buckman here, inviting you to come to the Pleasant Valley Traveling Jamboree!
Sizi Mutluluk diyarına davet ediyoruz
You know, he's inviting us to this incredible forest, that's just, like, 1 20 kilometers away.
Bizi 120 kilometre uzaktaki olağanüstü bir ormana çağırıyor.
He was almost inviting someone to challenge her for leadership of the party.
Sanki birisini parti liderliğinde Thatcher'a karşı yarışmaya davet eder nitelikteydi.
Inviting.
Cazip.
And to show the world what his new super fuel can do he's created a racing competition like no other, inviting the greatest champions to battle in the first ever World Grand Prix.
Dünyaya bu yeni süper gücün neler yapabildiğini göstermek için muhteşem bir yarış etkinliği düzenliyor, dünyanın dört bir yanından gelen şampiyonlar ilk dünya kupası yarışı için yarışacaklar.
Safe, warm and inviting.
Güvenli, sıcak ve davetkâr.
You're inviting me?
Beni davet ediyor musun?
- Thanks for inviting us!
- Sağol davet için
Doesn't sound very inviting.
- Pek cazip gelmedi.
Let me begin by inviting you on a journey and inviting you to take that journey with an open mind to your first, or a fresh, confrontation with collections of texts... collections which are variously in the Jewish and Christian traditions called "the Bible."
- Derse sizi bir yolculuğa davet ederek başlayalım. - ve ilk kez metinler yığınıyla. yüzleşeceğiniz. bu yolculuğa. açık bir fikirle çıkmanızı istiyorum. - Yahudi ve Hristiyan geleneklerinde çeşitli olan..
Naturally, I'm here completely unofficially and I thank you for inviting me in.
Aslında, gayrı resmi şekilde geldim buraya, o yüzden beni içeri aldığınız için teşekkür ederim.
Thank you for inviting me tomorrow.
Yarın beni de davet ettiğiniz için teşekkürler.
Thanks so much for inviting me.
Davet ettiğin için teşekkürler.
He is inviting them home.
- Onları eve davet ediyor.
♪ Blow the whistle Blow the whistle ♪ Thanks for inviting me to this shit.
Beni davet ettiğin için sağ ol.
Mmm... Thanks for inviting me to lunch.
Yemeğe çağırdığın için teşekkürler.