Journaling tradutor Turco
26 parallel translation
You ever thought about some anti-anxiety medication, Sam... or yoga or maybe journaling?
Hiç, anti-gerginlik hapları kullanmayı düşündün mü, Sam, ya da yoga, ya da belki de günlük tutmak? - Yani, bunlar sana- -
The tradition of putting photos and memorabilia Into family keepsake albums, along with relevant journaling.
Fotoğrafların ve andaçların gazete haberleriyle birlikte aile albümünde saklanması işi.
I mean, I'm only saying because this reminded me of something I was journaling, just the other day.
Bu bana geçen gün gazeteye yazdığım bir şeyi hatırlattı da ondan söylüyorum.
He probably had counseling at some point, when journaling was part of his therapy.
Muhtemelen terapi gördü ve günlük tutmak da tedavisinin bir parçasıydı.
That's great journaling.
Harika bir günlük.
Hi, I'm sorry I'm late. I'm here for the journaling class?
Ben günlük toplantısı için gelmiştim ama?
Oh, our journaling class starts at 6 : 00 P.M.
Günlük toplantımız saat altıda başlıyor.
- Oh, you're still journaling?
- Hala yazıyor musun?
Yeah, journaling doesn't count.
Seyahat sayılmaz.
My badass biker is journaling?
Benim kötü motorcum günlükmü tutuyor?
Journaling, reading, shaping his hair.
Günlük tutuyor, okuyor, saçına şekil veriyor.
I started journaling thanks to my exciting relationship with Carol, who is a man. Although we have done nothing that lesbians could not do. Uhhuh.
Carol'la harika ilişkim sayesinde günlük tutmaya başladım, bu arada kendisi erkektir, gerçi onunla daha lezbiyenlerin yapamayacağı hiçbir şeyi yapmadık.
I found this the other day while I was journaling, and... they reminded me of you.
Geçen geziye çıkmışken buldum bunları. Bana seni hatırlatan şeyler...
Self journaling, mostly.
- Kendi kendime daha çok.
So I heard you were journaling in Barcelona?
Barcelona'ya gittiğini duydum.
She's in the greenroom journaling right now.
Yeşil odada günlük yazıyor şu anda.
Let's spend some time journaling and sit in quiet reflection.
Bir süreyi günlük tutarak ve sessizce düşünerek geçirelim.
"There's nothing that can't be solved by journaling."
"Günlükle çözülemeyecek hiçbir şey yoktur."
Each guest has their own private room, and we encourage journaling to log your experiences.
Her ziyaretçinin kendi odası vardır. ve tüm hayallerinizi açığa vurmanızı sağlıyoruz.
I will have you know that I was up all night journaling about the complex feelings I'm having about my mother, and I came to some startling conclusions, which I would love to share with you two.
Size şunu söyleyeyim ben bütün gece annemle ilgili karmaşık hislerimi yazmak için ayaktaydım ve sizlerle paylaşmaktan hoşnut olacağım şaşırtıcı sonuçlara vardım.
So I accessed the journaling system on the server and scanned all the inbound e-mails.
Sunucudaki duyuru sistemine baglanıp tüm gelen e-postalan kontrol ettim.
I guess Everett wasn't big on journaling.
Sanırım Everett yazmayı pek sevmiyormuş.
I pretend to write her emails as a journaling device.
Günlük tutmak yerine ona e-posta yolluyormuş gibi yapıyorum.
Oh, we've been journaling- - fun.
Günlük mü tutuyorsun?
I've been. you know. journaling.
- Günlük tutuyorum.
Journaling,
Günlük tutuyorsun.