English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Just be honest

Just be honest tradutor Turco

884 parallel translation
But I wish you could just be honest about it once.
Ama keşke bir kerecik olsun dürüst olsaydın.
Just be honest and tell me if the madam is here.
Dürüst ol ve hanımefendi burada mı değil mi söyle.
You're too shrewd for me, so I'll just be honest.
Benim için fazla kurnazsınız. Ben sadece dürüst olmayı başarabilirim.
Just be honest and tell me who it is.
Dürüst ol ve kim olduğunu söyle yeter.
Why don't you just be honest and say it? Say what you mean.
Neden dürüstçe bunları söylemiyorsun, demek istediklerini söylesene!
Just be honest.
Doğruyu söyle.
- "Just be honest with me."
- Önüne gelenle yatan ben değilim.
I think you ought to just be honest.
Bence sadece dürüst olmalısın.
Let down your guard and don't try to be cool, just be honest and take a risk.
Bütün silahlarını bırak... ve etkileyici olmaya çalışma, sadece samimi ol ve riske girmeyi göze al.
Just be honest with me about what you're trying to do.
Ne yapmak istediğiniz konusunda bana açık olmanızı istiyorum.
To be honest, I didn't give much thought to whether you liked it or not all this time. I pushed myself on you just so that I can survive.
Şu ana kadar senin hoşlanıp hoşlanmadığını dikkate almadan sadece kendimi düşündüm.
But, Alice, I'm just trying to be honest about this thing.
Ama Alice, bu konuda dürüst olmaya çalışıyorum.
It can be forgiven because you're so innocent and you think that everyone is as innocent and honest as you ... just because you are the successor
Bu kadar masum olduğum ve herkesi böyle sandığın için ve babanın vârisi olduğunun için bu yaptığın affedilebilir.
Why don't you be honest with yourself just once?
Niye bir an için bile dürüst olmuyorsun?
I'll be honest with you, miss, I just can't stand no more of this. I just ain't used to it, that's all.
Dürüst davranacağım, ben buna daha fazla dayanamayacağım çünkü bu tür şeylere alışık değilim.
He just wants to be honest, that's all.
Sadece dürüstçe konuşuyor, hepsi bu.
There's times when a man just has to be honest.
Erkek dediğin bu gibi durumlarda dürüst olur.
But just be more honest.
Ama biraz daha dürüst ol.
I just had to be honest.
Ben sadece dürüst olmak istemiştim.
- I just want you to be honest. - Oh.
Sadece içten olmanı istiyorum.
Can't we just settle this and... I might as well be perfectly honest with you, ma'am.
Bu işi bitiremez miyiz? Size karşı dürüst olacağım.
So if I may suggest, just be yourself : Honest and sincere.
Ben kendin, olmanı öneriyorum.
To be honest with you, this is just a small place
Dürüst olmam gerekirse, bu sadece küçük bir hediye
Well, to be honest, I haven't really had a chance to examine it yet, but just be patient, Mr Benton.
Dürüst olmak gerekirse, henüz denetleme şansım olmadı fakat sabırlı olun, Bay Benton.
If I had slept with 50, I'd just be an honest professional.
50 kişiyle yatmış olsam, en basit tabiriyle profesyonel olurdum.
Well, to be honest, I've been shot just a little.
Doğrusunu söylemek gerekirse, vuruldum. Ama biraz.
To be honest it was just an excuse to see you again.
Dürüst olmak gerekirse sizi tekrar görmek için bir bahaneydi sadece.
Mr. Locke, we can have a conversation but only if it's not just what you think is sincere but also what I believe to be honest.
Bay Locke, konuşabiliriz ama senin düşündüklerinin samimi olduğu kadar inandıklarımın da dürüst olduğunu düşünürsen.
- I'm just trying to be honest.
- Sadece dürüst olmaya çalışıyorum.
I was just trying to be honest.
Dürüst olmaya çalışıyordum sadece.
- Just be as honest with me as you can.
- Bana karşı dürüst olabilirsin.
You just want me to be honest when you take me down the nick.
Sen sadece beni hırsızlıktan yakaladığında dürüst olmamı istiyorsun.
Just be honest with me.
Bana karsi dürüst ol.
I just want to be honest.
Ben sadece dürüst olmak istiyorum.
I just want you to be honest with me.
Bana karşı dürüst olmanı istiyorum.
And to be honest, it was just nice being here.
Açıkçası burada olmak çok güzeldi.
Thanks, man, but I gotta be honest, this is just a part-time gig for me.
Sağ ol, dostum ama, dürüst olmalıyım. Bu benim için geçici bir iş.
Just a few more minutes, Mr. D, and she'll be in, honest.
Birkaç dakika sonra geliyor inanın Bay D.
Just this once... be honest.
Sadece bu kez... dürüst ol.
I'm just gonna be honest, that's all.
Ona karşı dürüst olacağım, o kadar.
Well, to be honest it just didn't make it for me.
Dürüst olmak gerekirse.. .. pek hoşuma gitmedi.
Well, to be honest, we're not quite certain just how it works.
Dürüst olmak gerekirse bunun nasıl olduğunu tam olarak bilemiyoruz.
- I just thinkyou should be honest.
- Bence dürüst olmalısın.
To be quite honest... just the same.
- Dürüst olmak gerekirse hep aynı. Çok tuhaf birisi.
To be honest, it looks like you just made friends with a Mack truck.
- Daha iyi oldum. Bir kamyonla arkadaş olmuşa benziyorsun.
It's just that you don't really attract me sexually, to be honest.
Sadece sen, cinsel açıdan beni heyecanlandırmıyorsun. Dürüst olmak gerekirse.
You know, the honest thing to do would be just throw this away and pretend like it never happened.
Biliyor musun yapılacak en şerefli şey bunu çöpe atman sanki hiç olmamış gibi davranmak.
Well, to be honest it just didn't make it for me.
Açıkçası benim tarzım değildi.
Well, it's not that I don't like you but, well, to be perfectly honest I'm just having some trouble getting past the face-painting.
Senden hoşlanmadığımdan değil ama açıkçası yüzünü boyadığını aklımdan çıkartamıyorum.
But- - and, just like Cheryl, this is a big "but" - - you could at least be honest with me. No, August, wait.
Ama, ( ki Cheryl'inkinden daha büyük bir "ama" ) en azından bana karşı dürüst olabilirdin.
I just wanted to be honest with you.
Sadece sana karşı dürüst olmak istedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]