English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / Honest to god

Honest to god tradutor Turco

400 parallel translation
Honest to God, I don't have any addresses.
Sana yemin ederim, hiçbir adresi bilmiyorum.
- Honest to God, Edie....
- Edie, Tanrı şahidim olsun...
... an honest to God palace.
... Sahici bir saray.
Look, it's all very well us talking like this, you know, like it was a game, but I wish you'd tell me what it's all about, because, honest to God, I just got out of bed,
Bak, bu şekil konuşmamız pek hoştu,.. ... yani, oyun oynuyormuş gibi, ama bana olan biteni anlatmanı isterdim,.. ... çünkü Tanrı şahidim olsun, daha yataktan henüz kalktım,..
She was an honest to God good person.
Melek gibi bir insandı.
Honest to God.
Vallahi öyle.
Honest to God, you're hopeless.
Yemin ederim ümitsiz vakasın.
Honest to God, I didn't mean it.
Yemin ederim, isteyerek söylemedim.
Honest to God, I mean that.
Gerçekten ciddiyim.
I think you better ask Alice, honest to God.
Bence Alice'e sorsan iyi olur, gerçekten.
Really, honest to God.
Gerçekten, doğru söylüyorum.
It looked as if someone were pushing you, honest to God.
Sanki biri sizi bana doğru itmişti.
What? ... honest to God, it is a real live goat...
.. Honus, canlı bir keçi...
Honest to God, ah... I get sort of choked up inside... ( chortles )
- dürüstçe söylemem gerekirse şoktayım
Honest to God, I don't know.
Yemin ederim bilmiyorum.
It's the honest to God truth.
Gerçekten güzel.
I had the name, honest to God.
Adını biliyordum, Tanrı şahidimdir.
Honest to God, I can't.
Tanrı şahidimdir, yapamıyorum.
Honest to God? You swear?
Tanrı adına yemin eder misin?
Honest to God.
Yemin ederim.
- Honest to God, Sonny, I don't know! - Bullshit!
- Tanrı şahidimdir, Sonny, bilmiyorum!
- Honest to God!
- Allah için!
- Honest to God, look!
Yemin ederim. Bakın!
We're peaceful, honest to god.
Tanrı şahidimizdir ki silahsızız.
- Honest to God, it wasn't my faultl I stoppedl
Bu benim hatam değildi. Ben durmuştum.
Honest to God...
Tanrı...
Myrtle, honest to God, he's not gonna hurt you.
Myrtle, söz veriyorum, canını acıtmayacak.
Honest to God, this is the best idea.
Gerçekten, en iyi fikir bu.
I always believe you. Honest to God, I know it's crap.
Tanrı aşkına, bir pisIik var.
I just wanted to talk, honest to God.
Sadece konuşmak istemiştim, yemin ederim.
'Honest to God, I stood up.' Yes?
'Allah'ım, Ben ayağa kalktım.'evet?
Hey, I like you people, honest to God.
Hey, Tanrıya karşı dürüst insanları severim. Gerçekten severim.
Honest to God, please don't follow us.
Allaha yemin et, bizi takip etme.
Honest to God, I ´ m sorry about it, Lou.
Tanrı şahidimdir ki, çok üzgünüm Lou.
It was Brady's idea. Honest to God.
Brady'nin fikriydi, yemin ederim.
Honest to God, he would have killed me.
Yemin ederim beni öldürecekti.
Oh, Thank God, Because To Be Honest With You,
Tanrı'ya şükür.
Now that you are free once more and going into the world again... see that you endeavor to lead honest, sober, God-fearing lives.
Bir kez daha, hayata atılmak için özgürsünüz dürüstlük için çaba göstermeye, kendinize hakim olmaya, Tanrı korkusu ile yaşamaya.
I think it's a honest-to-God American art form.
Bunun gerçek bir Amerikan sanatı olduğunu düşünüyorum.
- Ruth, the Murchisons are honest-to-God, real live, rich colored folk.
- Ruth, Murchisonlar gerçekten çok zengin, Afro-Amerikalı bir aile.
Where is the honest-to-God bottom so he can't go any farther?
Gerçekten daha ne kadar düşüp artık dibe vuracağız?
To tell you the God's honest truth, Jerry, I didn't take one free breath since that haemorrhage.
Doğrusunu istersen, Jerry o mide kanamasından beri tek bir rahat nefes almadım.
Are you honest-to-God serious?
Tanrı aşkına, ciddi misiniz?
O'Flaherty. We're just honest workmen, your lordship, exercising our God-given right to refuse to work.
Bizler namuslu işçileriz, lordum ve Tanrının bize verdiği çalışmayı reddetme hakkını kullanıyoruz.
You really the honest-to-God law?
Gerçekten samimi olarak ilahi adaleti mi temsil ediyorsun?
A real, honest-to-God bed.
Gerçek, sıcacık bir yatak.
I wouldn't tell anybody this, of course, but... when Valencia brought you home and wanted to marry you, to tell you the honest-to-God truth,
Ama, tabii ki, bundan kimseye bahsetmeyeceksin. Valencia seni tanıştırmaya getirip, içtenlikle seninle evlenmek istediğini söylediğinde senin birinci sınıf bir ahmak olduğunu düşünmüştüm.
I mean, one honest-to-God man with a full set of balls!
Yani, tüm takımları yerinde duran gerçek bir adam!
It means you don't need honest-to-God pilots.
Yani, hakiki pilotlara ihtiyacınız yok demek.
- That's the honest-to-God truth, Phil.
- Hayır orası gerçek bir çöplük değil.
She got an honest-to-god dick... to get off on, huh?
Ona giren bir sik var... Girip çıkıyor, ha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]