Late again tradutor Turco
851 parallel translation
Lora's late again.
Lora yine gecikti.
Someone to make you late again?
Senin geç kalmana neden olacak başka birisi mi?
- Why were you late again?
Neden yine geç kaldın?
If you're late again, you'll be fired, too.
Geç kalırsanız, siz de kovulursunuz.
If I was late again tonight, it would have cost me my job.
Bu akşam da geç kalsaydım, işimden olacaktım.
Dr. Hill is late again.
Dr. Hill yine gecikti.
Too late again.
Çok geç. tekrar dene.
Now, when it's a question of your reform, late again by about five minutes.
Şimdi de reformunu gerçekleştirirken beş dakika geciktin yine.
As usual, Benji's late again.
Her zamanki gibi Benji yine geç kaldı.
Mr. James, you're late again.
Bay James, yine geç kaldın.
We can't afford to be late again.
Yine geç kalamayız.
Late again, huh?
Yine gecikti.
Late again.
Yine geç kaldım.
You're late again.
Yine geç kaldın.
Here you are working late again.
Yine geç saatlere kadar çalışmışsınız.
- Yeah. The Limited's late again.
Ekspres yine gecikti.
Oh, she's late again.
Yine geç kaldı.
If we're late again, Grumpy won't be as precious as usual.
Tekrar gecikirsek, Bay Aksi her zamanki gibi iyi davranmaz.
What's with you, late again?
Yine ne oldu da geç kaldın?
Isabella's late again.
Isabella yine geç kaldı.
Late again.
Yine geç kaldı.
And if Johnny is late again, I hope he can dance with a broken leg.
Jonny yine gecikirse, umarım kırık bacakla dans edebilir.
- Morning. Hell, I'm late again!
Hay aksi, yine geç kaldım.
I'm gonna be late again.
Yine geç kalacağım.
You were late again?
Yine geç mi kaldın?
WOMAN : Oh, the 69's late again.
Aa, 69 yine geç kalmış.
You going out late again tonight?
Bu gece de geç mi geleceksin?
You're all late again.
Yine geç kaldınız.
He said late Cha Hee Joo's co-conspirator may try to approach you again.
- Cha Hee Joo'yla alakalı birinin sizinle iletişime geçeceğini söyledi.
" Again ten minutes late.
" Yine 10 dakika geç kaldın.
If you're ever late in this office again...
Ofise bir daha geç gelirsen eğer...
But again too late, huh?
Yine mi kaçırdınız? Evet.
I guess it's too late now, but don't let it happen again!
Sanırım artık çok geç. Ama bir daha olmasın!
And it was late that night in, of all places, a gambling casino when I saw Maria again
O gece geç bir saatte, hiç ummadığım bir yerde, bir kumarhanede, Maria'yı yine gördüm.
Because you see, Sarah, it's too late to begin again.
Çünkü Sarah, hayata tekrar başlamak için çok geç.
Like it was in my mind to ask you, if I hadn't been so late, would you play for me again?
Eğer bu kadar geç gelmeseydim, sana bir şey soracaktım, benim için tekrar çalar mısın, diyecektim?
It's never too late to start again.
Yeniden başlamak için asla geç değildir.
Not until late, but if you could come again tomorrow...
- Geç gelir.
If any of your lodgers are taken ill like that again... get them to the hospital before it's too late.
Eğer müşterilerinden birisi daha böyle hasta olursa çok geç olmadan hastaneye kaldırın.
We had a dinner date one night, and I was a few minutes late... and she didn't want it to happen again.
Bir gece, yemeğe çıkacaktık ve ben birkaç dakika gecikmiştim.
I wonder if the boat'll be late again.
Bu gemi yine mi gecikecek?
- Don's say that again. - Sorry, I am late.
Öyle demeyin!
You / they came this morning once again two hours too late.
Bu sabah işe geç kalmışsınız.
I hesitated several seconds... and again it was too late.
Bir kaç defa tereddüt ettim... ve gene geç kaldım.
I shall be late again.
Yine geç kalacağım.
♪ I'll start at 8 : 00, finish late At normal rate, and all, but wait! ♪ I think I'd better think it out ♪ I think I'd better think it out again
sabah sekizde işe başlayıp geç çıkarım azıcık paraya talim ederim... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... yetmişime geldiğimde ne olacak?
Now, Tybalt, take the villain back again that late thou gavest me.
Şimdi. Tybalt. Bana "alçak" demiştin ya.
Sorry to disturb you again. At such a Late hour.
Hanımefendi, bu saatte tekrar rahatsız ettiğimiz için üzgünüm.
I think we could probably do this again in the late spring.
Bu baharın sonuna doğru düşünüyorum.
It's too late to start again.
Yeniden başlamak için artık çok geç.
I thought maybe we could take a ride around the island... and stop for a late lunch somewhere. I'm starved again.
Yine açlıktan ölüyorum.