English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Let's have lunch

Let's have lunch tradutor Turco

168 parallel translation
Let's stop someplace along the road and have our lunch.
Yol boyunda bir yerde durup, yemek yiyelim.
- Let's have lunch there.
Orada yemek yiyelim.
I just said, let's have some lunch.
Yemek yiyelim dedim ya.
- Let's have lunch.
- Haydi yemeğe çıkalım.
Charlie, let's see the town and have some lunch.
- Charlie, hadi kasabayı görelim.
Look, Bullets, from now on in Payne Air, let's have it breakfast, lunch and dinner, shall we?
Bullets, Payne Havayollarında, kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini aynı anda yiyelim, tamam mı?
Let's have lunch together and talk about the film.
Haydi beraber yemek yiyelim hem sizin şu film işini de konuşuruz.
Now, just let's have lunch first...
Önce yemek yiyelim...
Let's have our lunch. it's all ready.
Yemeğimizi yiyelim. Her şey hazır.
Let's have lunch.
Yemek yiyelim.
Let's have lunch tomorrow, okay?
Yarın öğleyin birlikte yeriz, olur mu?
Let's have some lunch. Miss Page...
Hadi biraz yemek yiyelim.Bayan Page.
I find that the most successful jobs of this kind are planned when everyone is relaxed. So let's meet and have a nice, long, cozy lunch.
Bu tip büyük işlerin planlanması iyi bir dinlenmeyle mümkün olur onun için hoş, uzun ve rahat bir öğle yemeği için buluşalım.
- Let's have lunch this week.
- Bu hafta yemeğe çıkalım.
- Let's have lunch, mom.
- Öğle yemeğine gidiyoruz.
- Let's have lunch.
- Bizimle yemek yer misin?
Let`s have lunch tomorrow.
Haydi, yarın öğle yemeği yiyelim.
Let's go have lunch.
Gidip yemek yiyelim.
- Let's have lunch.
- Birlikte ( öğle ) yemeğ ( in ) e gidelim.
- Let's have lunch.
- Öğle yemeği yesek?
Let's all have our lunch and then we can thank Bronco Billy for his Wild West Show.
Şimdi yemeğimizi yiyelim ve Vahşi Batı Gösterisi için Bronco Billy'ye teşekkür edelim.
Let's have lunch.
Hadi yemek yiyelim.
- Let's have lunch.
- Yemege çikalim. - Güzel.
Everybody get up and let's have a little lunch here.
Herkes kalksın ve küçük yemeğini alsın.
Let's have lunch, shall we?
Şimdi yemeğe geçelim, ne dersiniz?
Come on, let's have another go before lunch.
Hadi, yemekten önce biraz daha devam edelim.
LET'S HAVE LUNCH.
Önümüzdeki hafta yemek yiyelim.
LET'S HAVE LUNCH TOGETHER, OKAY?
Bak ne diyeceğim ; gel birlikte yemek yiyelim, tamam mı?
Let's have lunch, call my service.
Bir gün yemeğe çıkalım, beni arayın.
Let's have lunch.
Hadi yiyelim.
Come on, honey, let's hurry and have lunch.
Seninle bir tur atmak için sabırsızlanıyorum.
Let's have lunch.
Beraber yemek yiyelim.
- Your High- - - Let's have lunch.
- Bir ara yemek yiyelim.
First of all, look me in the eye and tell me you're not thinking, even in your wildest dreams, Mr Briefcase "Let's have lunch" there is gonna take you away from all of this.
Öncelikle yüzüme bak ve en vahşi rüyalarında bile Bay Evrak Çantası'nın seni bütün bunlardan kurtaracağını düşünmediğini söyle.
Let's have lunch.
Yemek yeriz.
- Let's have lunch.
- Hadi yemek yiyelim! - Güzel fikir.
Come on let's have lunch.
Hadi, yemeğe gidelim.
Let's go out and have some lunch now, shall we?
- Hadi gidip bir şeyler yiyelim. - İyi fikir.
Let's have lunch and some of those conch fritters you like.
Öğlen yemeğinde sevdiğin salyangoz kızartmasından yiyelim.
Let's all have lunch!
Yemek mi?
Let's have lunch. I'll pay for it.
Parasını öderim, vaktin değerli biliyorum.
Come on, let's go have lunch.
Tatlım iyi misin?
See you, let's have lunch some time.
Görüşürüz, bir ara birlikte yemek yiyelim.
The vest says, "Let's have lunch," but the culottes say, "You're paying."
Yelek hadi yemek yiyelim diyor, ama pantolon eteğin sen ödüyorsun diyor.
Let's have lunch together!
Yemek yiyelim.
Let's have lunch now.
Hadi yemek yiyelim.
- Let's have lunch.
- Yemek yiyelim mi?
Well, um- - Let's have lunch!
Yemek yiyelim!
Hey, let's all have lunch on the terrace.
Hey, vaktiniz varsa neden yemeği terasta yemiyoruz?
Let's have lunch there next Saturday.
Önümüzdeki cumartesi günü orada öğle yemeği yiyebiliriz.
It was nice meeting you. Hey, let's have lunch.
Hey, bir ara öğle yemeğine çıkalım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]