Let me try something tradutor Turco
122 parallel translation
Say, I wonder if you'll let me try something else?
Acaba bir başka şey denememe izin verir misin?
What are you thinking about? Let me try something.
- Bir şey deneyeceğim.
Let me try something on you.
Bak, sana ne diyeceğim.
Dad, let me try something out on you.
Baba, izninle birşeyler deneyeyim.
Let me try something.
Bir şey deneyeyim.
As long as I got you here, let me try something out on you.
Madem sizi oraya ben götürüyorum üzerinizde bir şey deneyeceğim.
Let me try something, see if it sticks.
Birşeyler deneyelim, bakalım halledecek miyiz.
- You are incompetent. - Let me try something else.
Başka bir şey denememe izin ver.
Let me try something else.
Farklı bir şey denememe izin verin.
Let me try something here.
Şunu bir deneyeyim.
I've got an idea. Let me try something.
Bir şey denememe izin ver.
Let me try something.
Bir şey deneyeyim dur.
This isn't working. Let me try something else.
Böyle olmayacak, başka bir şey deneyelim.
- Let me try something.
- Müsaade et başka bir şey deneyeyim.
Let me try something else.
Başka bir şey deneyeyim.
Let me try something, Myrl, my way.
Bir şey denememe izin ver, Myrl. Kendi yöntemimle.
Let me try something.
Aklıma birşey geldi.
- Let me try something.
- Bir şey denememe izin ver.
- Let me try something, Take the wheel, Lisa,
- Bir şey deneyeceğim. Direksiyona geç Lisa.
Let me try something.
Bir şey deneyelim.
Let me try something here.
- Birlikteler mi? Bir şey deneyeceğim.
Let me try something else with it.
Başka bir şey deneyelim.
Got it. Let me try something.
Başka bir şey deneyeyim.
Let me try something else.
Başka bir şeyi deneyelim.
Let me try something.
Bir şey deneyeceğim.
You know what? Let me... let me try something.
Başka bir şey denememe izin ver.
Uh... let me try something.
Bir şey denememe izin ver.
Let me try something.
Denememe izin ver.
Let me try something.
Bir şey denemem izin ver.
Let me try something.
- Bir şey deneyeyim.
Yeah... let me try something.
- Evet. Birşeyler deneyelim.
- Let me try something else.
Başka bir şey deneyeyim.
Enriched in its own way. All right. Let me try something else here.
- Pekâlâ, başka şey deneyelim.
- Let me try something.
- Bir şey deneyeceğim.
Let me try to do something.
Birşeyler yapmaya çalışayım.
If I said, even though we can't believe in love anymore, you and I, if I said let's try to create something for each other, I need you, you can help me, would you refuse?
İkimizin bir daha asla aşka inanmayacağını, birbirimiz için bir şey yaratmaya çalışmamızı, sana ihtiyacım olduğunu ve bana yardım edebileceğini söyleseydim, beni reddeder miydin?
Let me try to explain something that people do not understand.
Kimsenin anlamadığı bir şeyi açıklamak istiyorum.
Let me try to make something absolutely crystal clear for you.
İzin verirsen birşeyi senin için kesinlikle açık hale getireyim.
Mr. Garfield, let me try to explain something.
Bay Garfield izin verin size birşey açıklayayım.
Uh, let me try to teach you a little something about form.
Sana formla ilgili birkaç şey öğretmeye çalışayım.
Let me try to explain something to you.
Sana önemli bir şey açıklayacağım.
So let me try to understand something here.
Burada bir şeyi anlamaya çalışıyorum.
Sy, let me try and explain something to you one more time.
Sy, sana bir şeyi son kez açıklamaya çalışayım.
it's boring the arse off me. Now, let's just try something... a lot simpler, OK?
Çok sıkıcı, daha basit bir şey deneyelim... çok daha basit tamam mı?
Bill, please, let me at least try to do something noble, all right?
Bill, izin ver de asil bir şey yapmayı hiç olmazsa deneyeyim.
Let me try to explain something to you.
Sana bir şeyi açıklamaya çalışayım.
Let's try a little experiment. I'll pretend I'm Mom, you tell me something good.
Ben annemiz olayım, sen de bana iyi bir şey söyle.
All right, let me just see if I can, uh... try and get A... is something wrong?
Pekala, bakalım kalp atışı... Yolunda olmayan bir şey mi var? Tamam.
I think that you should let me know what you know and then we'll try and work something out.
Önce bildiklerini anlatsan da sonra neler yapabiliriz ona baksak daha iyi olur derim.
Okay, well, let me talk to Shelly and we'll try and schedule something.
Tamam. İzninizle Shelly'yle bir konuşayım. Bir program yapalım.
So let me try to understand something.
Anlamama izin ver.
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain 567
let me in 830
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me 1529
let me handle this 219
let me tell you 619
let me tell you something 1022
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me 1529
let me handle this 219
let me tell you 619
let me tell you something 1022