Lots of things tradutor Turco
900 parallel translation
- Lots of things.
- Bir sürü şey.
I have lots of things to attend to today, Leon.
Bugün yapmam gereken çok iş var.
You'll find lots of things missing.
Birçok şeyin kaybolduğunu göreceksin.
Lots of things can happen before you get there.
Sen oraya varana dek herşey olabilir.
There's lots of things... There's lots of things I ain't figured out yet. Lots of things still a-going on in my mind.
Henüz düşünemediğim pek çok şey var zihnimde dönüp dolanan pek çok şey tıpkı Papaz Pile'ın bana anlattığı gibi.
Lots of things.
Birçok şey.
Gold's been used for lots of things.
Altın birçok şey için kullanıldı.
Yes, they will bring lots of things.
Evet, yanlarında bir sürü şey getiriyorlar.
Lots of things.
Pek çok şey.
And we'll do lots of things together.
Birlikte bir çok şey yaparız.
No, they get lots of things from outside.
Hayır, çoğu şeyi dışarıdan getiriyorlar.
There are lots of things to remember... lefts and rights and bobbing and weaving.
Bir çok şey var. Sollar, sağlar, hafif vuruş, dokunma.
Lots of things like that.
Böyle çok şey var.
Well, there are lots of things.
Bilmem, pek çok şeyi.
Lots of things are pretty rough, Kathy.
Pek çok şey oldukça zorludur, Kathy.
I think of lots of things.
Pek çok şey düşünüyorum.
As you grow older, you'll learn to believe in lots of things you can't see.
Yaşlandıkça, göremeyeceğin pek çok şeye inanmayı öğreneceksin.
All I'm saying is there are lots of things that a man can do... and in society's eyes it's all hunky-dory.
Demek istediğim, bir erkeğin yapabileceği çok şey var... ve toplumda bu gayet normal.
There's lots of things shouldn't be.
Olmaması gereken bir sürü şey var.
Lots of things I meant to say, should've said them last night.
Söylemeye niyetlendiğim bir çok şey, dün gece hepsini söylemem gerekirdi.
-... and has lots of things going on.
-... birçok şeyin geçtiği bir film.
There are lots of things I didn't even mention.
Sözünü bile etmediğim daha bir sürü şey var.
You could do lots of things.
Bir sürü şey yapabilirsin.
There are four people and lots of things.
Büyük bir araç olsun. 4 kişi var. Yük de çok.
Lots of things.
- Bir sürü şey.
There were lots of things he didn't tell me.
Bana anlatmadığı çok şey vardı.
Oh, we can do lots of things by then.
O zamana kadar bir sürü şey yapabiliriz.
Lots of things have changed.
Çok değişiklik oldu.
Willingness to believe there are lots of things that we don't know anything about.
Haklarında hiçbir şey bilmediğimiz bir sürü şey olduğuna inanma isteği.
She'll need lots of things.
Bolca ihtiyacı olacak.
Now there's lots of things you gotta know
Bilmeniz gereken bir sürü şey var
There are lots of things we can do. We'll work something out.
Bir şeyler uydururuz.
Well, after that, lots of things happened, and... well, that's just the way it was until... just now, backstage when The Five Donahues got together again.
Sonra bir sürü şey oldu. Ve şu ana kadar öyle devam ediyordu Donahue Beşlisi birleşene kadar.
I know lots of things.
Bildiğim çok şey var.
Lots of things you don't know, Cody.
Bilmediğin çok şey var Cody.
Well, there's lots of things I could do with this shop.
Bu dükkanla yapabileceğim çok şey var.
He told me lots and lots of things.
Bana daha pek çok şey anlattı.
Lots of horrible things in this world.
Bu dünyada bir sürü korkunç şey oluyor.
oh, and lots of things.
- Filmin canı cehenneme!
Oh, I've lots of amusing things to tell you.
Sana anlatacağım o kadar eğlenceli şeyler var ki.
We dream lots of silly things when we -
Bazen çok aptalca rüyalar görürüz.
There are lots of things I don't know.
Bilmediğim çok şey var.
Miss Robey has told me lots of nice things about you.
Bayan Robey hakkınızda pek çok güzel şey söyledi bana.
There are lots of nice things to do in the dark but let's not go rowing in Central Park.
Karanlıkta yapacak hoş şeyler çok oluyor ama Central Park'ta kürek çekmekle olmuyor.
I've got lots of other nice things too.
Daha başka bir sürü güzel şey var.
No, it's for lots of other things, too.
Hayır, bir çok başka şeyde de kullanılır.
There'll be lots of parties and dances and things like that.
Bir sürü partiler, danslar ve benzeri şeyler olacak.
I've seen you do lots of crazy things but this is the first time I've seen you make a fool of yourself.
Bir sürü çılgınlık yaptığını gördüm... ama ilk defa bu kadar aptalca hareket ettiğini görüyorum.
They have lots of good things here.
Bir sürü güzel şeyleri var.
Eat lots of hot things. Chilli, peppers, hot sauces.
Kırmızı biber, acı sos.
I have lots of other things.
Başka bir sürü şeyim var ama.
lots of love 47
lots of people 60
lots of money 54
lots of 23
lots of them 98
lots of times 48
lots of stuff 21
lots of reasons 16
lots of it 103
lots of blood 19
lots of people 60
lots of money 54
lots of 23
lots of them 98
lots of times 48
lots of stuff 21
lots of reasons 16
lots of it 103
lots of blood 19
lots of' em 19
lots of luck 17
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things have changed 201
lots of luck 17
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things like 24
things will change 18
things have changed 201