Mondays tradutor Turco
414 parallel translation
We're at home on Mondays.
Pazartesi günleri evdeyiz.
Years passed, with Sundays as bleak as Mondays
Yıllar akıp giderken, pazarlar da pazartesiler kadar kasvetli olur...
The Louve is closed on Mondays for maintenance.
Louve Müzesi Pazartesi günleri bakım için kapatılıyor.
You used to go to the dog-racing, Mondays and Thursdays.
Pazartesi ve perşembe günleri köpek yarışına gidiyordun.
I always go out with my boyfriend on Mondays.
Ben pazartesileri genellikle erkek arkadaşımla buluşurum.
Everything's less crowded on Mondays, you know.
Bilirsiniz pazartesileri her yer daha az kalabalık olur.
Eggs Mondays, Wednesdays, and Fridays.
Pazartesi, Çarşamba ve Cuma yumurta.
She's off on Mondays.
Pazartesi günleri izinli.
- On Mondays and Wednesdays,
- Pazartesi ve Çarşamba,
So, on Mondays and Thursdays, I keep myself busy.
Böylece Pazartesi ve Çarşambaları, kendimi meşgul ediyorum.
We're closed on Mondays, so we wanted to go on a picnic.
Pazartesi günü kapalıyız da, Bu yüzden pikniğe gitmek istiyorduk.
I had it off with Mondays and Wednesdays when her young man was at his body-building classes.
Pazartesi ve Çarşamba günleri kocası spor yaparken yatardık.
- I don't work on Mondays.
Çalışmıyorum. İyi.
But I'm off on Mondays.
Pazartesi de izin günüm.
Mondays and Thursdays.
Pazartesi ve Perşembeleri geliyor.
I hate Mondays.
Pazartesilerden nefret ediyorum.
Mondays are always different from Tuesdays.
Pazartesiler salılardan farklıdır.
But I heard that you're looking for a musician on Mondays and Tuesday nights.
Ama bir müzisyen aradığınızı duydum. Pazartesi ve Salı geceleri.
Mondays, Wednesdays and Thursdays, he works at the Beamis Mill till six.
Haftanın üç günü Beamis Değirmeninde çalışıyor.
I never drink with strangers'cept on Mondays.
Yabancılarla asla pazartesi günleri içmem.
No, no, I don't operate on Mondays.
Hayır, hayır. Pazartesi günleri ameliyata girmiyorum.
I ought to close up on Mondays.
Pazarları kapatmalıyım.
Although at present Clive appears to regard his Fridays to Mondays entirely sacrosanct... I'm sure that he, too, could be enticed down.
Gerçi bu aralar Clive'ın yüzünü gören cennetlik ama bundan onun da çok hoşlanacağına eminim.
Mondays, Wednesdays, and Fridays.
Pazartesileri, çarşambaları, ve cumaları.
- Mondays. - How is Jack?
- Jack nasıl?
They're only open on Mondays, Tuesdays, Wednesdays, Thursdays, and Fridays.
Sadece hafta içi açıklar.
Mondays. Monday's ALF.
Pazartesi, Alf var.
But then, after that, it was all blue Mondays for a while, I'm afraid.
Ama sonra, bundan sonra korkarım ki, bir süre hep efkâr vardı.
Tell me why I don't like Mondays!
# Neden Pazartesileri sevmediğimi söyle bana!
Well, I turned all my Christmases into a week full of Mondays.
Her bir Noel'i, Pazartesi gününden oluşan haftaya dönüştürdüm.
Are you always closed on Mondays?
Pazartesileri hep kapalı mısınız?
- I'm closed Mondays.
- Pazartesileri dükkanı açmam.
As you know, bring them on Mondays from Ostend to Marchiennes.
Pazartesileri Ostendes'a yeni mal gelir.
Um, I read something about sessions on Mondays?
Pazartesileri yapılan seanslar hakkında bir şeyler okudum
( # The Happy Mondays : "Donovan" )
( # The Happy Mondays : "Donovan" )
He has Shop 5th period, Mondays and Wednesdays and he never cuts Shop.
Alışveriş dönemi geldi, Pazartesi ve Çarşambaları, hiç aksatmaz.
Maybe... maybe it was two Mondays ago.
Belki... belki bir önceki Pazartesiydi.
Mondays, Wednesdays, and Fridays at 3.
Pazartesi, çarşamba ve cuma saat üçte.
She's not here on Mondays.
Pazartesileri gelmiyor.
Mondays, maybe.
Belki Pazartesileri.
Mondays and Fridays.
Pazartesi ve Cumaları.
He comes in Mondays after school.
Pazartesi'leri okuldan sonra gidiyormuş.
Anyhow, Mondays are still OK, all right?
Neyse, Pazartesileri hala uygunsun, değil mi?
So there were 5 mondays in the month. So you came in here 5...
Bu yüzden, o ay 5 tane pazar günü oldu o yüzden buraya 5 kere geldiniz.
No, sir, I'm telling you there were 5 Mondays.
Hayır efendim, 5 pazar olduğunu söylüyorum.
We could start by saying Mondays, Wednesdays and Fridays. - For what?
- Pazartesileri, çarşambaları ve cumaları geliriz, tamam mı?
And then... And then on Mondays, um, uh, I get... I get to clean out the tubas.
Ve, ve pazartesi günü, tubaları ben temizliyorum.
On Mondays, I go to Central Park and watch rollerbladers fall down.
Pazartesileri, Central Park'a gider patenlilerin düşmelerini seyrederim.
I have nursing classes Mondays and Fridays.
Pazartesi ve cumaları dersim var.
We're at home on Mondays.
- Tabii. Pazartesileri hep evdeyiz.
Gustave on Mondays, Wednesdays and Fridays.
Gustave pazartesi Salı, Çarşamba Perşembe günleri, ben de...