Most of it tradutor Turco
6,650 parallel translation
But, it's only Tuesday now and we've done most of it apart from the stuff we can't do before the day.
Ama daha Salı günündeyiz ve düğün gününden önce yapamayacağımız işler dışında her şey bitti.
I ate most of it, and I'm just... I'm late.
- Bir şeyler atıştırdım, geç kalıyorum.
Meds keep most of it in check, but it's hard enough waking up some days not quite knowing who I am.
İlaçlar büyük oranda dengeliyor ama bazı günler kim olduğumu bilmeyerek uyanmak zaten çok zor.
Most of it's packed. - Just some odds and ends left.
- Ufak tefek birkaç tane şey kaldı.
Oh, well, then I take most of it back.
Peki o zaman sözlerimin büyük bir kısmını geri alıyorum.
If you've got to go to anger therapy, here's something I've learned to make the most of it... show up a little bit drunk.
Eğer öfke terapisine gitmek zorundaysan en iyi şekilde faydalanman için sana kendi tecrübelerimden bir tavsiye. Hafif çakırkeyifken git.
I might as well make the most of it.
Çoğunu yapabilirim.
It was an ugly divorce, and Brian spent most of it hiding out in his room playing on his computer.
Ailem kötü şekilde boşandılar ve Brian zamanının çoğunu odasında bilgisayar başında geçirirdi.
Make the most of it, we've got an hour.
Bir saatimiz var, tadını çıkarın.
We have to make the most of it.
Zamanımızı iyi değerlendirmeliyiz.
It bachar soon became a specialist in the simplest and most dangerous form of escalation
Bachar hızla, tırmanışın en basit buna karşın en tehlikeli türünün uzmanı olarak tanındı.
It is the most famous and historic climbing the world and seemed the culmination of all my skills as a climber
Dünyanın, en tarihi ve ünlü büyük duvar tırmanışı. Bir tırmanışçı olarak kariyerimin zirvesini oluşturacak diye düşündüm.
It looks like we can hit up most of them before we get to Ba Sing Se.
Sanırım, Ba Sing Se'ye varmadan önce bir çoğuna uğrayabileceğiz.
Well, it's an interesting theorem, but... It fails the most basic tenet of rational thinking.
Aslında, hayli ilginç bir varsayım, lâkin... rasyonel düşüncenin çoğu temel akaitlerine ters düşüyor.
I do not lie when I say it's the most precious of all gems... and sought by the imperial court.
Yalan söylemiyorum, tüm mücevherler içinde en değerlisi ve imparatorluk sarayı bunu arıyor.
Gravity, unfortunately, is one of our most complicated theories in the way it interacts. And what happens is as you do these calculations, very quickly you start encountering expressions which no computer in the world, or all the world's computer - - they couldn't possibly do those calculations.
Yerçekimi ne yazık ki açıklaması en imkansız teoridir ve bu hesaplamalara başladığınızda dünyadaki hiç bir bilgisayarın yapamayacağı yada tüm bilgisayarlar bir araya gelse yapamayacağı rakamlarla karşılaşırsınız.
Most people truly need their independence, or the illusion of it, to thrive.
Çoğu insan gerçekten bağımsızlığına ihtiyaç duyar. - Ya da gelişmek için onun hayalini kurar.
What most of the public doesn't know is that it's legal to pay experts for their testimony.
Halkın çoğu uzmanlara tanıklıkları için para verilmesinin yasal olduğunu bilmez.
Yes, but it's the lack of resources themselves that I'm most worried about.
Evet ama kaynaklarımızın yetersizliği söz konusu ki ben de bundan endişe duyuyorum.
Oh, yeah, I'd have to say it's the most exiting time in the history of the field. Oh.
Bu alanın tarihindeki en heyecanlı zamanı geçirdiğimi itiraf etmeliyim.
Most of the time, It's not hot or violent enough here to create plasma.
Zamanın çoğu burada plazma oluşturacak kadar sıcak ve vahşi değildir.
I denied it, like most of us do, but lt let me dream up 12 novels, where people were murdered, ln cold blood, so... that didn't come from nowhere.
Çoğumuz gibi onu inkar ettim. Ama bana insanların soğukkanlılıkla öldürüldüğü 12 roman yazdırdı. Demek ki içimde bir yerdeymiş.
Uh, it's been a while now, and I sort of, uh, donated most of my memory when I was in my 20s.
Bir süre geçti, bağışlayın eskisi gibi değilim, 20 li yaşlardaki hafızam yok.
Is that I thought it would help me get rid of Larry, who I have learned is the most annoying person on planet earth.
Larry'den kurtulmama yardımcı olması için öğrendiğim dünyadaki en sinir bozucu insan.
Most people kind of know, it's just hard to get traction on the concept.
Çoğu insanın öyle, konsepti anlamaları zor oluyor.
Of course, it's the most fundamental fear in the universe.
Elbette, evrendeki en temel şeydir.
It's at the top of the list. Most of the filling stations around here have been bled dry.
Yakıt istasyonlarının çoğu kurudu.
Reed, in a few months, this won't be about burn rates and shock waves and supercompression. It'll be about advising the Army and the White House on how to use the most powerful weapon in the history of mankind.
Reed, birkaç aya konumuz yanma hızı, şok dalgaları, süperkompresyon değil Orduya ve Beyaz Saray'a insanlık tarihinin en güçlü silahını nasıl kullanacaklarını anlatmak olacak.
Most popular headline, some version of "It's A Girl! Madam Secretary Welcomes a Newborn Adult Daughter."
En popüler manşet, Dışişleri bakanının yetişkin kızı oldu " türü şeyler.
WHAT WE'VE LEARNED IS THAT MOST OF THE MATTER IN THE UNIVERSE IS NOT ORDINARY STUFF. IT'S NOT ATOMS.
Öğrendiğimize göre evrendeki madde sıradan bir madde değil.
It was the most perfect, erotic moment of my life.
Hayatımın en müthiş en erotik anıydı.
Maybe it was my caffeine levels normalizing, but I was feeling calm, confident, and most of all, focused.
Belki kafein seviyem normale döndüğü içindi ama sakin, özgüvenli ve hepsinden çok odaklanmış hissediyordum.
It's just, Jax... he doesn't have an outer crust like most of us.
Çogumuzda olan dis kabuk Jax'de yok.
Now, I know this sounds hippy dippy and all, but I swear if you just ask the universe for something, most of the time, it will just land right in your lap.
Çok batıl falan olacak ama yemin ederim, evrenden bir şey isteyince çoğu zaman kucağına düşüveriyor istediğin.
Why is it that the two most eligible bachelors in this hellhole can only sport wood for a bag of bones?
Bu cehennem çukurundaki en uygun iki bekar neden bir kemik torbası için bu kadar gösteriş yapıyor?
But how was this new economic elite created and moreover why was it ready to cooperate with one of the most bloodthirsty dictatorships of post-war Europe?
Fakat bu ekonomik elitler nasıl yaratılmıştı ve dahası neden, savaş sonrası Avrupasının en kana susamış diktatörlüklerinden biriyle işbirliği yapmaya hazırdılar?
With blind corners and long straights, it's one of the most challenging and scary racetracks on earth.
Kör köşeler ve uzun düzlükleriyle dünyanın en tehlikeli ve en korkunç yarış pistlerinden biri burası.
It will be tens of thousand at most, right?
En azından 10 bin, değil mi?
I spent most of the time that I am in my wheelchair at home because it is a secret.
Evde çoğu zaman vaktimi tekerlekli sandalyemle harcarım. Çünkü bu bir sır.
That's how I saw it for most of my life, but I think that's because I was around bad ones.
Hayatımın çoğu zamanında öyle düşündüm ama sanırım etrafımda hep kötü örnekler vardı.
The big bad thing, the thing I was most afraid of... it happened.
Büyük kötü şey, olmasından en çok korktuğum şey oldu.
Yeah. It's the most important Will-O-Ween of my life, and I can't handle it without him.
Hayatımın en önemli Will-O-Ween'i.
IT IS ONE OF THE MOST DANGEROUS THINGS
Evrende en tehlikeli şeylerden biri.
AND THAT'S THE WAY MOST OF THEM LIKE IT.
Çoğunun sevdiği şekildeydi.
Nash gets wind of it, knows that he's Babakov's most valuable bargaining chip, decides that he, Nash, will get to Babakov before his cover's blown.
Nash bunu haber alır, Babakov'un en değerli pazarlık kozunun kendisi olduğunu bildiğinden Nash bizzat kendisi ifşa olmadan önce Babakov'a ulaşmaya karar verir.
Yeah, well, most of my lines are, "True dat," but I guess it never hurts to practice.
Repliklerimin çoğu "doğru diyorsun" dan ibaret ama pratik yapmanın zararı olmaz.
Most people changed it generations ago, out of embarrassment.
Birçok insan nesiller önce utançlarından dolayı değiştirmiş bunu.
It's the most physically complicated component of an airplane.
Bir uçağın fiziksel olarak en karışık kısmı.
If humanity's what can save us, then overcoming the damage and weakness in my nature, it may be the part of this battle that I dread most.
Bizi kurtarabilecek olan şey insanlıksa doğamdaki zararın ve zaafın üstesinden gelme güdüsü beni en çok korkutan savaşın bir parçası olabilir.
Not about most things, but, uh... afraid it's less a case of runny nose, more a case of nasty hunger demon.
Çoğu şeyde sayılmaz ama maalesef daha az acemi işi daha çok iğrenç bir açlık iblisinin işi.
Most people know them only from museums or as dusty antiques - - But in reality it was a hell of a weapon.
Birçok insan kılıçları müzelerde veya tozlu antikalar arasında görür fakat onlar gerçek birer silahtır!
most of them 115
most of all 127
most of us 33
most of the time 326
most of my life 16
most of' em 17
of it 49
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
most of all 127
most of us 33
most of the time 326
most of my life 16
most of' em 17
of it 49
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's a girl 287
it's only fair 72
it's just 7387