My stars tradutor Turco
675 parallel translation
You've been very kind to my girls and my stars.
Kızlarıma ve yıldızlarıma çok nazik davrandınız.
Look at my stars.
Yıldızlarıma bak.
[Chuckles] Well, I lost my stars, but I still have all my buttons.
Yıldızlarımı kaybettim, fakat hala düğmelerim var.
I thank my stars I come from a country where the air is clean, where the wind is fresh...
Çok şükür ki, havası temiz, rüzgarı taze olan bir memleketten geliyorum...
Rest well, my stars.
İyi dinlenin, yıldızlarım.
Well, bless my stars.
Tanrım.
- Thank you. Torrey, these were my stars before I picked up this heavy hardware.
Torrey, bu ağır üniformadan önce, bunlar benim yıldızlarımdı.
My stars, am I hungry!
Aç mıyım?
Everyone should remember my mom as one of the greatest movie stars, but instead of becoming an actress, she wanted to become a singer just like me.
Zamanında annemin beyaz perdeye hükmeden bir yıldız olduğunu herkes hatırlıyor, ama aslında o bir şarkıcı olmak istemiştir.
Because fallen flowers, my dear, are like fallen stars.
Çünkü düşen çiçekler, düşen yıldızlar gibidir.
And speaking of stars there's a young lady here tonight who, in my opinion is destined to reach the top of her profession.
Konu yıldızlardan açılmışken bu akşam aramızda genç bir bayan var. Kanımca mesleğinin zirvesine ulaşacak.
I'll have all my old stars together in one great show.
Eski yıldızlarımın hepsini büyük bir şovda bir araya getireceğim.
- confiding my luck to the stars.
Talihimi yıldızlara ifşa ediyordum.
I hitched my wagon to 38 stars and 13 stripes.
Bebek arabama 38 yıldız ve 13 çubuk iliştirmişlerdi.
I looked at those great glowing stars. I felt the warm wind on my cheek.
Ilık rüzgârı yanağımda hissederken, parıldayan yıldızları izliyordum.
Stars, hide your fires, let not light see my black and deep desires :
Yıldızlar, kapayın gözlerinizi... Hiçbir ışık sızmasın içimdeki derin, karanlık isteklere.
And tonight when I enter before God, my salute shall sweep away the stars from the blue threshold.
Ve bu akşam çıkınca Tanrının huzuruna selamım mavi eşikten bütün yıldızları süpürüp attığında, yanımda olacak o.
Praise be my Lord, for sister Moon and for the stars.
Sana şükrediyorum tanrım, ay ve tüm yıldızlar için.
You'll be the stars of my new show
Yeni gösterimin yıldızları olacaksınız.
Together again, my two little stars, Don and Lina.
Benim iki küçük yıldızım, Don ve Lina gene birlikteler.
Have you ever noticed, my dear lady, that the stars are never late?
Yıldızların asla gecikmediğini hiç fark ettiniz mi, sevgili bayan?
Cancer, the crab... containing a large, loose cluster of stars, called Praesepe or the Beehive.
Yengeç takımyıldızı... Praesepe ya da Arı Kovanı denen büyük, dağınık bir yıldız kümesini içerir.
The stars that shine in the night Fell into my hands
Geceleyin parlayan yıldızlar ellerimin içine düştü.
Father, my film stars!
Baba! Film yıldızlarım!
At this moment, my own land seems as distant as the stars.
Şu anda ülkem bana yıldızlar kadar uzak görünüyor.
Take care of the stars, Surgeon, and leave these matters in my hands.
Sen yıldızlarına dön Sanoy, diğer meseleleri bana bırak.
Oh, my gracious stars.
- Aman Tanrım!
When I was a boy, I always wanted to reach the stars with my spear.
Çocukken mızrağımla yıldızlara ulaşmak isterdim.
When the jury hears my summation - two people in the gutter, reaching for the stars - they'll cry, they'll cheer they'll carry him out of the courtroom on their shoulders.
Jüri, bataklıktan yıldızlara..... ulaşmaya çalışan iki insanla ilgili yaptığım konuşmayı dinlediğinde..... ağlayacaklar, alkışlayacaklar..... ve onu ellerinin üzerinde mahkeme salonundan çıkaracaklar.
The stars float above me And I ask them my fortune
# Yıldızlar kayıp gider üzerimden # # ve ben sorarım kaderimi onlara #
The stars float above me And I ask them my fortune
# Yıldızlar kayıp gider üzerimden ve ben sorarım kaderimi onlara #
We call that group of stars Orion.
Biz onlara "Orion Takımyıldızı" diyoruz.
You butchered my family and then ran for the stars, am I right?
Ailemi katlettin ve sonra yıldızlara koştun. Haksız mıyım?
And dreams for my pillow And stars for my eyes
Ve yastığım için rüyalar Ve gözlerim için yıldızlar
We'll get the Seven Stars Stone sooner or later, in order to heal my brother's wound.
Nasılsa yedi yıldızların taşı kardeşimin yaralarını iyileştirmek için elimize geçecek.
I must have slept, because when I opened my eyes the stars were shining on my face.
Uyumuş olmalıyım, çünkü gözlerimi açtığımda yüzümde yıldızlar parlıyordu.
My college roommate used to follow the stars.
Üniversitedeki oda arkadaşım devamlı yıldızları takip ederdi.
"Well, I thank my lucky stars I never had one moment's worry with either one of my daughters."
"Talihime şükürler olsun ki kızlarımdan birinin beni üzdüğü tek bir an bile olmadı."
I fear too early, for my mind misgives, some consequence, yet hanging in the stars, shall bitterly begin his fearful date with this night's revels and expire the term of a despised life closed in my breast
Korkarım çok erken. Yıldızlara asılı bir olayın habercisi içimdeki bir önsezi. bu gecenin cümbüşüyle. korkulu buluşmasına başlayacak sanki.
But for the actors, I shall use the two greatest stars of my country, Vitol Enzor and Anton Usakos.
Fakat oyuncular için ülkemin iki büyük yıldızını oynatmak zorundayım Vitol Enzor ve Anton Usakos.
yes, ah, yes, yes. my wife has just reminded me that on a recent high chaparral kathy kirby was singing glibly about "fly me to the stars"
Eşim şimdi anımsattı, High Chaparral'ın bir bölümünde Kathy Kirby "Beni Yıldızlara Uçur" diye bir şarkı söylüyordu.
I've got more important things on my plate. ... than chasing temperamental film stars.
Sağı solu belli olmayan film yıldızlarının peşinde olmaktan daha önemli işlerim var.
The earth is my body, my head is in the stars.
Yeryüzü bedenimdir, başım yıldızlarda.
My heart is torn between the guilt And the stars unread.
Yıldızlarsa belli belisiz ve kalbim acılar içinde.
My father told me that stars are the dust of good people.
Babam bana demişti ki, yıldızlar iyi insanların tozlarıdır.
And build my throne next to the stars
Ve yıldızların yanına tahtımı inşa etmeliyim.
I wanna tell you all a little secret which you might not know, and that is that last night I thanked my lucky stars... that I could be here at all to sing for ya.
Bilmediğiniz bir küçük sır vermek istiyorum size. Dün gece sizlere şarkı söyleyebilmek... için şanslı yıldızlarıma teşekkür ettim.
And you took away my 2 stars.
Ve sen benim 2 yıldızımı aldın.
The chaos of the stars makes my head ache.
Yıldızların kaosu başımı ağrıtıyor.
They'll get Mecca when we see the stars at noon.... immm... don't underestimate him, I learned that on my cost
- Alacaklar. - Yıldızlar öğle vakti parlarsa, bu dediğin olur. Onları küçümsememek gerek.
Here rest my body, free from the fatal law of the stars.
Burada yıldızların ölümcül yasalarından arınmış bedelim kalacak.
stars 195
starsky 37
my star 16
my stuff 33
my stomach hurts 70
my story 55
my step 17
my staff 16
my stomach 100
my stepfather 20
starsky 37
my star 16
my stuff 33
my stomach hurts 70
my story 55
my step 17
my staff 16
my stomach 100
my stepfather 20