My sword tradutor Turco
1,468 parallel translation
That my sword upon thee shall approve and plead my passions for Lavinia's love.
Dilersen bunu kılıcımla kanıtlayabilirim. Lavinia için nasıl yanıp tutuştuğumu görüyorsun.
My sword shall soon dispatch it!
Kılıcım onun icabına bakar.
My sword is missing.
Kılıcım kayıp.
My sword--in the parlor, above the fire.
Salonda, ateşin üstündeki kılıcım.
O how fit a word is that vile name to perish on my sword!
Kılıcımın bir darbesiyle ortadan ikiye ayırmak isterdim- -
My sword.
Kılıcımı.
Really... I had left to pawn my sword... but the pawnshop-owner was absent...
Aslında... kıIıcıma karşıIık borç almaya gidiyordum...
I asked myself... at what moment I would throw down my sword and declare myself defeated...
Kendi kendime, ne zaman | kıIıcımı atıp... yenildiğimi kabul ettiğimi
That's why I lowered my sword.
İşte bu nedenle kıIıcımı indirdim.
I vowed to never use my sword to kill anyone ever again.
Kılıcımla bir daha asla hiç kimseyi öldürmemek için yemin ettim.
Do you know why I use my sword despite being called Hitokiri?
Ben Hitokiri olarak niye kılıcımı kullandığımı biliyor musun?
Should I just fall on my sword now or wait until the battle's over?
Derhal kılıcımı atayım mı yoksa savaş bitene kadar bekleyeyim mi? Umurumda değil.
I'll go to Anspaugh, throw myself on my sword and see if he'll open the clinic.
Anspaugh ile konuşacağım. Kendimi ateşe atacağım... ... kliniği tekrar açmasını isteyeceğim.
I threw myself on my sword.
Kendimi ateşe attım.
I dropped my sword.
Sonra kılıcımı bıraktım.
My sword for you!
Kılıcım sizin için!
My sword for you, Devi!
Devi!
My sword for you, Devi.
- Kılıcım sizin için, Devi.
I will ram her through with my sword!
- Ona kılıcımla çok kuvvetlice vuracağım!
You'll be the first to feel my sword today.
Bugün kılıcımı tadacak ilk kişi sensin.
Once I pull out my sword, it will shed blood
Kılıcıma bir kere davrandım mı, kan akacak demektir
That's why I spend my whole life practicing my sword
O nedenle hayatımı, dövüş sanatlarına adadım
But some day it will be my sword, which protects you.
Ama birgün seni koruyan, benim kılıcım olacak.
Po Tan, can you sharpen my sword?
Po Tan, kılıcımı bileyebilir misin?
I'm offering you my sword... and the body that wields it. That's...
Sana kılıcımı teklif ediyorum... ve o kılıcı kullanan bedeni.
I'll get my sword.
Kılıcımı alıp geleceğim.
I am getting my sword just like I told you.
Sana söylediğim gibi kılıcımı alıyorum.
I'll go get my armor and delouse my sword and...
Zırhımı alıp geleceğim ve kılıcımı temizleyeceğim...
I follow my sword.
Kılıcımın peşinden giderim.
You have my sword.
KıIıcım Emrinde.
Should I bring my dueling pistols or my sword?
Düello tabancalarımı mı yoksa kılıcımı mı getireyim?
Give me a sword. I'll chop off my hands, too, for they have fought for Rome, and all in vain.
Bana bir kılıç verin ki Roma için savaşmış ellerimi keseyim.
When I raise my flashing sword... and my hand takes hold on judgment... I will take vengeance upon mine enemies.
Parlayan kılıcımı kaldırdığımda ve elim adaletin eli olduğunda düşmanlarımın hepsinden intikamımı alacağım.
He saw the Horseman come towards me with his sword unsheathed, but it is I who govern the Horseman, my dear.
Baban, süvarinin üzerime geldiğini ve kılıcını kınından çıkardığını görmüştü. Ama süvariyi yöneten bendim, şekerim ve Baltus da kalıp seyretmedi.
I would lower my wooden sword, throw myself to the floor and I would proclaim that I was defeated.
Önünde kapanarak, yenildiğimi | kabullendiğimi söyledim.
I fear nobody, child, with a sword in my hand.
Elimde kılıcım varken kimseden korkmam, çocuğum.
An Indian sword? Yes. My father's.
- Bir Hint kılıcı mı?
My father's sword may have been used as the weapon.
- Ne? Cinayet aleti olarak da babamın kılıcı kullanılmış.
I was thinkin'about what you said, Xena. About not finding my answers at the end of a sword. And it seemed to make sense.
Söylediğin şeyle ilgili düşünüyordum, Zeyna... cevapları bir kılıcın ucunda bulmamakla ilgili olanı... ve mantıklıymış gibi gözüküyor.
Blessed Father, watch over my wife and son with a ready sword
Kutsal Babamız, keskin kılıcınla karımı ve oğlumu koru.
I never realized my name looks like "sword."
İsmimin "kılıç" gibi gözüktüğünü hiç farketmemiştim.
You can blame me for losing the sword... But please trust that I'll get it back soon... Using my own methods.
Kılıcı kaybettiğim için beni suçlayabilirsin... ama lütfen güven, onu yakında geri alacağım... kendi yöntemlerimle.
My job was to get the sword back, without embarrassing anyone.
Benim işim kılıcı geri almak, kimseye sıkıntı vermeden.
Thank you, Sir Galahad, for putting your sword in my scabbard. ( Dom grunting )
Teşşekür ederim, Şövalye, kılıcını kınıma yerleştirdiğin için.
Oh, Cool-Son Yeh, you are God, God of Sword Oh my god!
Ah, Cool-Son Yeh, Sen tanrısın, kılıç tanrısı hay tanrım!
If you raised a seven - foot sword, and cut off my head like a horse, it's no use!
Git bak bakalım, güneşin batmasına daha çok var mı? Daha batmamış efendim. Bugün neden bu kadar yavaş?
I suggest posing me with a soldering wand over my head like a sword.
Ben lehim yaparken bir poz öneriyorum. Bir kılıç gibi başımın üstünde.
He would come into my room wearing a mask... and we would play "Zorro and Consuelo"... and he would make a "Z" on my tummy with a feather... and then later, with his sword.
Yüzünde bir maskeyle odama gelirdi... ve "Zorro ve Consuelo" oynardık... ve göbeğime tüyle "Z" çizerdi... sonra da, kılıcıyla.
O fate most cruel, would that my acting skills... ... might avail me a sword to slay this wretched curse.
Zalim kader, neden bu laneti yoketmekte rol yeteneğim bana bir kılıç gibi yarar sağlamaz.
My old sword! Sting.
Eski KıIıcım!
I raise high my ceremonial wedding sword and welcome my loyal subjects to join with us in celebration....
Düğün merasimi kılıcımı kaldırıyorum ve törende bize katılan sadık tebaamı selamlıyorum.