English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / No i won't

No i won't tradutor Turco

3,566 parallel translation
- I won't have a have a choice, will I? - No, you won't.
- Hiçbir seçeneğim olmayacak, değil mi?
- No. I won't leave you.
- Hayır, seni bırakmıyorum.
I won't, no.
Tabii ki hayır.
- No, I won't.
- Bırakmayacağım.
Oh, no, I won't be able to sleep.
Oh, hayır, Uyumak mümkün olmayacaktır.
- No, I promise I won't cry.
- Hayır, söz veriyorum ağlamayacağım.
- No, no, I won't.
- Tabii, unutmam.
Oh, no, I won't...
# Hayır, yapmayacağım. #
No, I didn't. He won.
- Hayır ben değil, o kazandı.
No, I won't. - Tell me.
- Yok bir şey.
- No, I won't.
- Anlat.
- No, we won't go. I won't put Carol through that shame.
Carol'a bu utancı yaşatmayacağım.
No, I won't stop!
Hayır, durmayacağım!
No, I won't.
Hayır, koymayacağım.
No, I won't cry.
Hayır, ağlamıyorum.
No, I won't do it.
Hayır, bunu yapmayacağım.
No, I mean you won't be working for me.
Yok, yani bana çalışmayacaksın.
- No, I won't.
- Hayır.
No, no, I won't.
Gülmeyeceğim.
It's as if no matter what I do, it won't ever reach him.
Ne kadar çabalarsam çabalayım, ona ulaşamıyorum.
You get up here too, Nona. No. I can't and I won't.
- Hayır, yapamam, olmaz.
# No, I won't back down
Pes etmeyeceğim.
# No, I won't back down
Pes etme.
- No, I won't.
- Yok, davranmam.
No, I won't be...
Gecikmem.
No, I don't want you to lie, Catherine and I certainly won't let Ari.
Yalan söylemeni istemiyorumki Catherine... Hele Ari nin bunu yapmasına asla izin vermem.
No, I won't re... I won't create a history that didn't happen.
Yaşanmamış bir şeyi yaşamış gibi yapmak istemiyorum.
No, I won't, actually.
Aslında hayır, öğrenmem.
No one can quit. and say, "I won't play anymore."
Kimse istifa edemez. Buna rağmen derler ki : "Artık oynamak istemiyorum."
He won't stop giggling no matter how much I scream at him!
Ne kadar bağırırsam bağırayım kıkırdamayı kesmiyor!
Actually, no, I won't say that.
Aslında, hayır, ben öyle demezdim.
I hope you won't say no.
Umarım hayır demezsin.
No, I won't.
Hayır, vermedim.
I won't take no for an answer.
Hayır cevabını kabul etmem.
Prime Minister, if I could just take... No, you damn well won't!
Kesinlikle alamazsın!
No, we're still haggling. She won't accept a first offer, that's okay, I wouldn't either- -
Hayır, bu pazarlığın bir parçası, eğer bunu istemiyorsa başka bir şey kabul edecektir..
If I sell that piece, he won't have to give me money no more.
Eğer o araziyi satarsam artık bana para vermek zorunda kalmaz.
No, I-I didn't... Okay, and I won't do that to a child. I won't.
Ben bunları çocuğuma yaşatmayacağım, asla!
I don't know what it's called when you hire someone's nephew, but there's no job, and there won't be another one for about three months for a junior editor.
Birinin yeğenini işe alınca adına ne denir bilmiyorum ama iş yok ve önümüzdeki üç ay süresince de yardımcı editöre ihtiyaç olmayacak.
♪ No, I won't give up ♪
* Hayır, vazgeçmeyeceğim asla *
♪ No, I won't ♪ ♪ On us ♪ ♪ Give it up ♪
* Hayır, vazgeçmeyeceğim bizden * * Vazgeçmeyeceğim *
I won't take no for an answer.
Hayırı cevap olarak kabul etmiyorum.
Well, then you won't mind if I remove them from the plastic cover they... no! Oh, really?
Gerçekten mi?
You don't want me, you want Jeff, and no matter how much I love you, it won't matter because I'm not him.
Beni istemiyorsun, Jeff'i istiyorsun. ve seni ne kadar sevdiğim önemli değil. Önemli değil çünkü ben o değilim.
No, I won't talk to her!
Onunla konuşmam!
And, no, I won't get you any chocolate.
Hayır, sana çikolata almayacağım.
No, I won't.
Tamam, gitmem.
No, no, I tell you what, why don't you give us the names of everyone you know that had dealings with Johnny, and we won't arrest you?
Hayır, hayır, bak ne diyeceğim neden bize Johnny'nin alışveriş yaptığı kişileri söylemiyorsun biz de seni tutuklamayalım.
I know, and even though I'm doing better, there's no guarantee that my symptoms... Won't come back, so I...
Biliyorum ve daha iyiye gidiyor olsam bile semptomlarımın geri gelmeyeceğinin garantisi yok, o yüzden...
No, I won't listen to you for one second.
Hayır, bir saniye falan dinlemeyeceğim.
Somewhere where no-one'll know me and I won't know no-one?
Kimsenin beni tanımadığı, benim kimseyi tanımadığım başka bir yere mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]