English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Not drunk

Not drunk tradutor Turco

1,444 parallel translation
- He's not drunk.
- Değil.
- You're not drunk.
- Değilsin.
You're not drunk!
Değilsin!
Hey, man, you're not drunk.
Bekle bir dakika. Sen sarhoş değilsin.
You're not drunk.
Sen sarhoş değilsin.
His blood alcohol level was.07. Not drunk.
Kanındaki alkol seviyesi 0,7'ydi. Sarhoş değilmiş.
I'm not drunk, I... just... I knew your shift was tonight and...
Ben sarhoş değilim, Sadece vardiyanın bu gece sende olduğunu biliyordum...
I'm not drunk.
Sarhoş değilim.
Chief, you think you have not drunk enough?
Şerif, yeterince içmedin mi?
I'm not drunk.
- Gitmiyorum. Sarhoş değilim.
Seriously, you're not drunk man?
Sarhoş değilsin ya?
- I'm not drunk enough for this. - Neither is Finlay.
- Bunun için yeterince içmedim.
So if I can tango, then I'm not drunk. And I get to show your pictures to Finlay.
Tango yapabilirsem sarhoş değilimdir ve fotoğraflarını Finlay'e gösteririm.
You know, I'm not drunk yet.
Daha sarhoş olmadım.
And make sure that he is not drunk, because I-Who the hell is this?
Ve dikkat et, sarhoş gelmesin. Çünkü... Bu adam kim?
I'm not drunk.
Ben sarhoş değilim.
Damn it, I'm not drunk.
Lanet olsun. Sarhoş değilim.
No, I'm not drunk ;
Sarhoş falan değilim.
- I'mm not drunk.
- Sarhoş değilim. - Anne.
I do not have a hangover, andrew, because I was not drunk.
İçki sersemi değilim, Andrew. Çünkü sarhoş değildim.
Detective, I am not drunk, and I am not stupid.
Dedektif, ben sarhoş değilim. Aptal da değilim.
I think it's best if we talk about this when you're not drunk.
Bence bunu sen sarhoş değilken konuşmak en iyisi olur.
Yeah, well, it means more when it's coming... from someone who's not drunk.
Evet. Bu, sarhoş olmayan birinden geldiğinde daha fazla anlam ifade ediyor.
I am not drunk.
Sarhoş falan değilim.
Drunk ladies do not turn down dessert! - What do you want from me?
Sarhoş hatunlar tatlıyı geri çevirmezler!
You do not get drunk on hotel property.
Otel arazinde sarhoş olamazsın.
You wanna ride on that death trap of yours without a helmet, I'm not gonna help your cause by getting you drunk.
O ölüm tuzağında kasksız gezmek istiyorsan seni sarhoş ederek buna yardımcı olmayacağım.
No, I did not intentionally get you drunk.
Hayır, seni bilerek sarhoş etmedim.
Carla, I'm not as think as you drunk I am.
Carla, senin sarhoş kadar düşündüğün değilim.
It feels really good to have a mission... not just out answering drunk and disorderlies.
Yalnızca sarhoşlarla ve başıbozuklarla uğraşmak dışında bir görevimin olması gerçekten güzel bir duygu.
lift drunk combative bail jumpers with you legs, not your back.
Olay arayan sarhoş kavgacıları bacaklarınla durdurmaya çalış, sırtınla değil.
You've never done anything, Colins, so you're not going to get drunk.
Senin yapmış olduğun bir şey yok, Colins, yani sarhoş olmayacaksın.
You're here to liberate us, not get drunk and shoot each other.
Bizi özgürlüğümüze kavuşturacağınıza, sarhoş olup birbirinizi vurmaya kalkıyorsunuz.
We are not so drunk.. not to remember your home.
Nerede oturduğunu unutacak kadar sarhoş değiliz, Aslam.
Drunk, needs a shower, not all there.
Sarhoş, banyo gerektiren, yoksul bir adam değil mi?
Well, I'm not her, so I can assure you you won't find me drunk, passed out in some greaseball's fuckpad with my panties around my ankles...
Yani, ben o değilim. O yüzden seni temin ederim ki... beni asla sarhoş, rezilin birinin yatağında kendinden geçmiş... ve kilotu bileklerine dolanmış vaziyette bulmayacaksın. Tabi ben aksini istemedikçe.
I'm queen, not a pawn, and I will not lower my dignity or shame my reign by wearing the royal crown before your drunk and thinly veiled war council.
Ben kraliçeyim, kukla değil, ve itibarımı zedeleyemem ya da saltanatımı utandıramam kraliyet tacımı sarhoşların önünde ve gizli savaş konseyi önünde giyerek.
Turns out she's not a drunk, the dad's a pervert, they're fighting over a kid, and I have to solve it.
Aslında boşanma hikayesi. Kadın alkolik değil, baba Rus ve oğlancı. Birbirini yiyorlar.
Look, I know you're drunk, so I'm not going to pay too much attention to this, but what the Hell are you feelin'weird about?
Biliyorum çok içtin. Ama neden tuhaf hissediyorsun? Söyler misin bana?
I'm not the only one that's drunk.
Sarhoş olan tek ben değilim.
- Not that drunk.
- O kadar da değildim.
He's not even drunk yet.
Daha içkisini içmedi bile.
One, we're not babies, and two- - We're not that drunk.
Birincisi, biz bebek değiliz, ve ikincisi ise, o kadar da sarhoş değiliz.
They're not that drunk.
Sarhoş değillermiş.
They're not that drunk!
Sarhoş değillermiş!
I'm drunk, not deaf.
- Sadece sarhoşum. Sağır değilim.
I told you not to get drunk.
Sarhoş olma demiştim ben sana.
I wasn't too drunk not to know I should hide it, but I was too drunk to keep track of where.
Onu saklamam gerektiğini unutacak kadar sarhoş değildim. Ama yerini aklımda tutamayacak kadar sarhoştum.
Maybe not so drunk as he seemed, huh?
Belki göründüğü kadar sarhoş değildi.
Peter, I know you're humiliated, but getting drunk is not the answer.
Peter, biliyorum aşağılandın, ama sarhoş olmak çözüm değil.
I've been drunk and not remembered whole days.
Sarhoştum ve birkaç günüm kayıp.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]