Nothing to it tradutor Turco
11,226 parallel translation
I'm sure it had nothing to do with you.
Bunların sizinle bir alakası olmadığına eminim.
It is, of course, possible, but there is nothing to confirm it.
Böyle bir şeyin olması olası ama bunu kanıtlayacak bir şey yok.
- So Dover has nothing to do with it?
- Dover'ın bu olayla bir ilgisi yok mu yani?
Nothing must happen to the child, and she's not thinking about it.
Bebeğe herhangi bir şey olması riskini göze alamam, o da istemiyor.
He said that he had nothing to do with it.
Cinayetlerle hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
I have nothing to do with it.
Benim hiçbir ilgim yok.
You have such a driving desire to unearth some vast conspiracy, that you impose it on nothing.
Doğruluğunu kanıtlayamadığın koca bir komployu gün yüzüne çıkarmanın peşindesin.
This trip has nothing to do with The Telegraph, does it?
Bu yolculuğun Telegraph ile ilgisi yok, değil mi?
You got it wrong, it's nothing to be ashamed of.
Olayları yanlış anladın. Bunda utanılacak bir şey yok.
Because if they just close their eyes tightly, it's like nothing happened to them at all.
Eğer gözlerini kapatırlarsa onlara hiçbir şey olmaz.
It has nothing to do with me.
Benimle bir alakası yok.
Look, there's nothing to talk about, because it isn't gonna last.
Konuşacak bir şey yok, çünkü uzun sürmeyecek.
If he had nothing to do with it.
Şayet bununla bir ilgili bir şeyi olmadıysa.
It was cruel to go on the air and spout such vitriol, to say nothing of the outright lies.
Canlı yayına çıkıp böyle kin kusması düpedüz yalanlar sıralaması çok acımasızcaydı.
Nothing happens the way it's supposed to happen when it comes to Bobby Durst, and I've become accustomed to expecting things not to make sense.
Konu Bobby Durst olunca, hiçbir şey olması gerektiği gibi gerçekleşmedi. Ben de kendimi mantıklı olmayan şeyleri duymaya alıştırdım.
We can do nothing until we know who it is who seeks to attack us.
Bize kimin saldırmak istediğini öğrenene kadar bir şey yapamayız.
I'm nothing, a worm, not worthy of the effort it'd take to kill me.
Ben hiç birşeyim, bir solucanım. beni öldürmeye değmez.
It had nothing to do with you.
Seninle alakası yoktu.
I've thought it over seriously, and I promise this has nothing to do with my feelings toward him.
Ciddi bir şekilde düşündüm, ve yemin ederim ki bu kararımın ona karşı olan hislerimle bir alakası yok.
Don't listen to him. It's nothing.
- Onu dinlemeyin, bir şey yok.
I had nothing to do with it.
Olanlarla hiçbir ilgim yok.
Jack, I had nothing to do with it.
Jack, ben bir şey yapmadım.
♪ It's better to know it'cause now I know it and... ♪ ♪ You ain't nothing but a snitch, bitch ♪
Bilmek daha iyi çünkü artık biliyorum ve sen ispiyoncudan başka birşey değilsin.
Love has nothing to do with it. Fix it.
Aşk bununla ilgili bir şey yapamaz Düzelt olayı.
That's amazing- - the amount of useless trivia that you've managed to obtain over the years just really blows my mind. Hey, when it comes to the King, nothing's trivial.
Bak, konu kral olunca gereksiz bilgi yoktur.
I saw it jump to phase 6 overnight, and I saw the government do nothing.
Bir gecede 6. safhaya geçtiğine ve hükümetin bir şey yapmadığına şahit oldum.
There's even a theory that because he and Virginia Hill had a very difficult relationship, that her brother was avenging that, and it had nothing to do with the mob.
Hatta şöyle bir söylenti bile vardı Virginia Hill'le zor bir ilişki yaşıyorlarmış ve abisi ondan intikam almak için öldürmüş. Ve tüm bunların mafyayla ilgisi yokmuş.
I mean, maybe it has nothing to do with Marla at all.
Demek istediğim belki bunun Marla ile hiçbir alakası olmayabilir.
'And it kind of makes you realise'that you've got nothing to say to each other.
'Ve bir nevi birbirinizle konuşacak şeyiniz olmadığını fark etmeni sağlıyor.
Yeah, well, not nothing, er, but it is important not to get too involved.
Evet, hiç değil. Önemli bir şey olması dışında pek karışma.
Nothing to do with it.
Hem de hiç.
But with no response to his quest for parole, it seems it's all been for nothing.
Fakat şartlı tahliyesi için hiçbir geri dönüş yoktu. Görünüşe göre tüm yaptıkları boşunaydı.
Nothing left to burn- - it'll be out in seconds.
Yanacak bir şey kalmadı. Bir kaç saniyede söner.
Lots of people think they have nothing to lose, but in my professional experience, they just haven't thought it through.
Çoğu insan kaybedecek hiçbir şeylerinin olmadığını düşünür ama benim mesleki tecrübeme göre düşündükleri tam olarak bu değil.
Because this has nothing to do with defending anything and you know it.
Çünkü bunun ne savunmayla ne başka bir şeyle alakası var!
I'd like to hear it from her lips, otherwise I'll feel I've done nothing, except make things worse.
Bunu bizzat ondan duymak isterim yoksa işi bozmak dışında hiçbir şey yapmamış gibi hissedeceğim.
- there's nothing more I can do. - I just can't bear it, for our William's dad to be thrown out of his farm when ifs all my fault.
- William'ımızın babasının benim hatamla çiftlikten bu şekilde çıkarılmasına katlanamıyorum.
She says it's nothing to worry about.
Parti komiteleri doğrudan tv ve endişelenecek bir şey olduğunu söylüyor.
We can strip it away, but once it's gone, we have nothing to put back in its place.
Verdiklerini çıkartabiliriz, ama o şey bir kez gittiğinde, yerine koyacak hiç bir şeyimiz yok.
I wanted you to have it so you could see there's nothing to be scared of.
Almanı istedim, çünkü korkacak bir şey olmadığını bilmen gerekir.
We can strip it away, but once it's gone, we have nothing to put back in its place.
Onları çıkarabiliriz ama bir kere çıkarırsak yerine koyacağımız bir şeyimiz yok.
- Well, she has done nothing to deserve it.
- Bunu hak edecek bir şey yapmadı. - Elbette yapmamıştır.
It's probably nothing, but I need to get a hold of Jacob.
Muhtemelen bir şey yoktur ama Jacob'a ulaşmam gerekiyor.
I believe this palace is a symbol of our king, of his power, of his country, and our enemies have stopped at nothing to destroy it.
Bu sarayın Kralı'mızın, onun gücünün, ülkesinin bir sembolü olduğuna inanıyorum. Ve düşmanlarımızın onu yok edene kadar durmayacağına.
What I want has nothing to do with it.
Bunun benim istediğimle hiçbir ilgisi yok.
That had nothing to do with it.
Bunun onunla bir ilgisi yok.
Yeah. I'm beginning to realize That being ready really has nothing to do with it.
Bunu yapmak için gerçekten bir şey olmadığına hazır olmayı fark etmeye başlıyorum.
It's nothing to be ashamed of.
Utanılacak bir şey değil ki bu.
Even if it's not, there's nothing they can do to hurt Clark Computers'cause they don't have the most valuable asset, right?
Değilse bile Clark Bilgisayarları'na zarar veremezler... Çünkü en değerli hazineye sahip değiller, haksız mıyım?
I never had anything to do with it and I had nothing to do with this.
Yaptıklarıyla bir ilgim yok. Bu konuyla da bir ilgim yok.
It may be nothing, but it seems Ensign Wilt gained remote access from this laptop to a home computer in Annandale two nights ago.
Aslında bir şey bulamadım ama Teğmen Wilt iki gece önce bu bilgisayardan Annandale'deki bir ev bilgisayarına girmiş.
nothing to see here 87
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to hide 21
nothing to worry about 339
nothing to talk about 29
nothing to report 41
nothing to be afraid of 32
nothing to do with you 28
nothing to do with me 44
nothing to say 82
nothing to be done 17
nothing to be scared of 17
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
to it 19
it's fine 7136
it is 11007
nothing to see 35
nothing to lose 17
nothing too serious 20
nothing to be ashamed of 35
nothing to tell 25
nothing to do 29
to it 19
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it's ok 4874
it's okay 22028
it is good 116
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's just 7387