Nothing too serious tradutor Turco
62 parallel translation
Nothing too serious.
Önemli bir şey değildi.
A little. Nothing too serious.
- Biraz, geçti gibi.
- Nothing too serious today.
- Bugün fazla önemli bir şey yok.
It's nothing too serious.
Ciddi bir sorunu yok.
Normal birth. Some respiratory problems during childhood but nothing too serious.
Çocukluğumda solunum problemlerim oldu..... ama o kadar ciddi bir şey değildi.
Nothing too serious in there.
Ciddi bir şey çıkmadı.
Nothing too serious... yet.
Fazla ciddi bir şey olmadan.
Nothing too serious.
Ciddi birşey değil.
Cinderella's prince, the robots from Star Wars, nothing too serious, a heart up for grabs!
Cinderella'nın prensi, Yıldız Savaşları'ndaki robotlar, herkese açık bir kalp.
Heh. Mrs. Bell, your EKG showed a slight irregularity, but nothing too serious
Bayan Bell, EKG'niz küçük bir düzensizlik gösteriyor ama ciddi bir şey yok.
There is structural damage, nothing too serious.
Yapısal bir hasar var, çok ciddi bir şey değil.
Nothing too serious.
Çok ciddi bir şey değil.
Nothing too serious.
Çok ciddi bir şey değildi.
Nothing too serious.
Ciddi bir şey yok.
We had a few breakages. Nothing too serious.
Bir kaç kırık dökük var ama o kadar önemli birşey değil.
Nothing too serious.
Çok ciddi değil.
I mean, I've had a few nibbles, but nothing too serious.
Gerçi bir iki kişiyle takıldım ama ciddi değildi. Bazen yalnızlık da çekiyorum aslında.
Some of these artefacts are potentially dangerous, nothing too serious, just enough to get him into trouble.
Bazı cisimler potansiyel tehlike içermekte. Çok ciddi değil, başını derde sokmaya yetecek kadar.
And a cracked skull, but nothing too serious.
Kafatasında çatlama var gibi.
It's nothing too serious, but it could end up in a couple of deaths.
Çok ciddi bir şey değil ama bir kaç ölümle sonuçlanabilir.
Nothing too serious.
Ciddi değilmiş de.
Nothing too serious but it's taking on such proportions...
Çok önemli bir şey değil. Ama giderek ciddileşiyor.
We are a little late, but nothing too serious
Biraz geç kaldık ama önemli değil.
- No, nothing too serious.
- Hazır, ciddi birşey yok.
No, no, no, nothing too serious.
Yok, hayır, hayır, çok ciddi bir suç değil.
Nothing too serious.
Çok önemli bir şey değil.
- That's... Well, at least it's nothing too serious.
En azından çok ciddi değil.
Nothing too serious.
Durumu ciddi değil.
Um, hopefully nothing too serious.
İnşallah ciddi bir şey değildir.
Just a busted control panel, Mrs. Tennison. Nothing too serious.
Kumanda paneli bozulmuş, Bayan Tennison.
Nothing too serious, just a couple of machine guns.
Ciddi bir şey yok, sadece birkaç makineli tüfek.
Nothing too serious I hope. No.
Umarım ciddi bir şey yoktur.
A drop in blood pressure. Nothing too serious.
Tansiyonu düşmüş sadece, ciddi bir şey değil.
Nothing too serious.
Çok ciddi bişey değil.
You know, nothing too serious, just some good food, fine wine, and... hot butt-naked sex.
Ciddi bir beklentim yok. Biraz yemek biraz şarap biraz da seks!
Hmm, nothing too serious.
Çok ciddi olmasın.
Nothing too serious.
Çok ciddi bir durum yok.
What about the bus? Ah, kids on their way to the prom, banged up, but nothing too serious.
Baloya giden çocuklar, haşat olmuşlar ama öyle ciddi bir şey yok.
He had some misdemeanors, but nothing too serious.
Bazı suçları var ama hiçbiri o kadar ciddi değil.
- Umm... - I hope it's nothing too serious, is it?
- Umarım önemli bir şeyi yoktur.
Nothing too serious, I hope.
Eric oldukça rahatsız. - Umarım ciddi değildir.
It's nothing too serious.
Ciddi bir şey yok.
Nothing too serious yet.
Şimdilik fazla önemli bir şey yapmadım.
Oh, well, please thank the princess... and tell her that there's nothing to be concerned about. It's really not too serious.
Lütfen, merak edecek bir şey olmadığını ve teşekkürlerimi iletin.
Nothing serious, this client is not feeling too well. Are you okay?
Önemli değil, Sanırım baygınlık geçiriyor.
Ain't nothing too good for the Lady. I am serious about that.
Bu hanımefendi her şeye layıktır.
It's nothing too serious.
- Tuhaf geldi ama
Nothing too serious.
Ciddi bir şey değil.
Tell me it's nothing serious, or you're gonna have me as a patient, too.
Ciddi bir şey olmadığını söyle yoksa ben de senin hastan olacağım.
I'm sure it's nothing too serious.
- Eminim ciddi bir şey değildir.
Nothing serious... he just enjoyed a bit too much... yeah.. cancel my meetings.
Ciddi bir şey yok. Biraz fazla eğlenmiş. Evet, toplantıyı iptal et.
seriously 12537
serious 357
seriously though 52
nothing 25771
nothin 482
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
serious 357
seriously though 52
nothing 25771
nothin 482
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing so far 85
nothing has changed 127
nothing fancy 88