Of mine tradutor Turco
14,537 parallel translation
Going to see an informant of mine.
- Bir muhbirimi görmeye.
A good friend of mine once told me that seafood is best served with...
Yakın bir dostum bana vaktinde demişti ki, deniz mahsulünün yanında en iyi...
Well, his cousin, Rebecca, is an old friend of mine.
Kuzeni Rebecca eski bir dostumdur.
Lady Luck is a friend of mine.
Şans Hanım arkadaşım olur.
" He wandered into the mess hall gleam in his eyes, rolled the dice, and said,'Lady luck is a friend of mine.
" Gözlerinde parıltıyla yemekhanede dolaşıyordu, zarları yuvarladı ve dedi ki :
Oh, I got rid of mine.
- Ben benimkini kovdum.
A friend of mine, her name's Sigourney, once told me that all it takes is 3 simple steps.
Adı Sigourney olan bir arkadaşım bana bir keresinde tüm gerekenin üç basit adım olduğunu söylemişti.
This is Brennan Loomis, friend of mine.
Bu Brennan Loomis, bir arkadaşım.
Adrian Lux, meet Jessica and DJ phantom, good friends of mine.
Adrian Lux seni arkadaşlarım Jessica ve DJ Phantom ile tanıştırayım.
I was talking to a friend of mine. Ex-military.
Asker emeklisi bir arkadaşıma... gösterdim.
This gentleman is a friend of mine and he has an idea he'd like to share with you.
Bu beyefendi benim bir arkadaşım ve seninle paylaşmak istediği bir fikri var.
He's a great friend of mine. recently he's convinced that his long deceased family is still alive.
Çok yakın ahbabımdır ve son zamanlarda uzun süre evvel ölen ailesinin hala hayatta olduğunu düşünüyor.
Friend of mine has an adventure-guide service thing.
Macera rehberliği yapan bir arkadaşım var.
Yeah, it's a... it's a hobby of mine.
Evet, hobim.
Your private affairs are no concern of mine.
Senin özel hayatın beni hiç ilgilendirmiyor.
I didn't know to keep up his strength, I had to give up little pieces of mine.
Güçlü kalsın diye kendimi parça parça yok etmem gerektiğini bilmiyordum.
No brother-in-law of mine would do that to me.
Bana bunu yaptıktan sonra artık bacanaklar yok.
All right, look, y'all, so a buddy of mine told me that last year, one of his professors in them scientific classes told him that there's no historical proof
Tamam beyler, 2 dakika bir dinleyin, bir arkadaşım söyledi, bilimsel derslerin birinde, hocası İsa'nın gerçekten yaşamış olduğuna dair hiç bir tarihsel kanıtın olmadığını söylemiş.
A case of mine was transferred, and I need the name of the facility for the report.
Benim dosyam transfer edildi rapor için kurumun ismine ihtiyacım var.
Gnarlak, he was an informant of mine when I was an Auror!
Gnarlak, ben seherbazken benim casusumdu!
You know I spoke to an old buddy of mine, and he kinda put things in perspective for me.
Eski bir dostumla konuştum ve o da olayları benim için perspektife yerleştirdi.
Well, stay out of mine.
Benimkinden uzak dur.
First boy of mine to go to college is gonna look respectable.
Üniversiteye giden ilk evladım saygın görünmeli.
The ocean is a friend of mine.
Okyanus benim arkadaşım.
Uh, Captain, hey, uh, this is, uh, Monk. Very good friend of mine.
Hey Kaptan bu Monk çok yakın arkadaşım.
She's a friend of mine.
Bir arkadaşım.
You look after that brother of mine. He's gonna be lost without me.
Bensiz ne yapacağını bilemez.
Davy Coppens. - He's a good buddy of mine.
- Yakın arkadaşımdır.
- He's a good buddy of mine.
- Yakın arkadaşımdır diyorum.
A buddy of mine gave me a special birthday present last month, and, let's just say, you can sneak anything on a plane with just a little bit of peanut butter.
Bir arkadaşım bana özel verdi Geçen ayın doğum günü hediyesi ve diyelim ki, Uçakta bir şey gizlendirebilirsin
Okay, you take care of yours, I take care of mine.
Tamam, seninkine bakarsan benimle ilgilenirim.
This buddy of mine, he's rich, he's got connections and he owes me.
Bu dostum, zengin, bağlantıları var ve bana borçlu.
This is Grady, a good friend of mine.
- Bu Grady, iyi bir arkadaşım.
I know you're out of your mind with grief, but believe me, your pain will pass, just like mine did!
Biliyorum, kederden aklın başından gitti. Ama inan bana, acın geçecek! Tıpkı benimkinin geçtiği gibi.
Well, the fella you warned is kind of important up at the gold mine.
O uyardım dediğin herif, altın madeninin önemli adamlarından.
Have you come to smash all of our houses or just mine?
Eğer şut geldin Bizim evlerin tamamını veya sadece benimki?
At least you knew him, mine could've been any one of the ten guys
En azından sen babanı tanıyorsun.
I picked up my shovel and I went to the mine, Loaded 16 tons of number nine coal,
Kürekimi aldım ve madene gittim, 16 ton dokuz kömür yüklü,
I guess over the course of our relationship, her sense of humor slowly mirrored mine.
Sanırım ilişkimiz, mizah duygusu boyunca Yavaş yavaş Aynalı mayın.
And in time, you will find the source of your power as I found mine.
Zamanla tıpkı benim gibi, sen de gücünün kaynağını bulacaksın.
Least of all mine.
En azından benimkine.
I don't wish to know your identity and I'm not ready to give you mine, but I have some questions about my health and I wondered if you could tell me a little bit about anything I should be aware of on
Ki ben değilim. Ben de ona "Bu adamın gözlerinde katarakt var benimkilerde ise umut." dedim.
It's a celebration of your faith, not mine.
Senin inancının kutlaması, benimkinin değil.
You got your way of dealing with the world, I got mine.
Senin dünyadaki mücadelen ayrı, benimki ayrı.
Your dad needed a job, mine needed a head of maintenance.
Babanın işe ihtiyacı vardı, babamın da bakım şefine.
That sense of disappointment and longing can get in the way of a mission like mine.
Böyle bir hayal kırıklığı ve hasret benimki gibi bir görevde de ortaya çıkabilir.
I put a little splash of bourbon in mine.
Benimkine bir kaç damla viski katmıştım.
That Alicia is mine will, I hope, help you think better of me.
Beni de Alicia, umarım, benim hakkımda daha iyi düşünmene yardımcı olur.
A gentleman, entrusted with correspondence marked "private," reads it regardless and then, because of a few confidential remarks, the obloquy is mine?
Özel olduğunu söylediğin bir yazışmayı teslim ettiğin beyefendi, hiç aldırmadan bunu okuyor, sonra da bir kaç gizli söz yüzünden, ayıplanan ben oluyorum öyle mi?
Well, to start with, the man you stole from last year, turns out I had invested quite a lot of money in some of his companies, so a lot of what you stole was, in fact, mine.
Öncelikle, geçen yıl soyduğunuz adamın bazı şirketlerine büyük yatırımlar yapmıştım. Yani çaldıklarınızın çoğu aslında benimdi.
And mine have been exhausted by the many years of wandering.
And mine have been exhausted by the many years of wandering.