Old enough tradutor Turco
2,765 parallel translation
Who's old enough to have that number?
Bu numarayı bilebilecek kadar yaşlı olan kim var?
And old enough that she would go to jail for doing what you're thinking.
- Ayrıca aklından geçeni yaparsa...
She's old enough to understand and get attached.
O birilerine bağlanacak ve bunu anlayacak yaşta.
I had to keep it a secret till they was old enough to look after themselves.
Kendilerine bakabilecek olgunluğa gelene kadar bir sır gibi sakladım.
It's like your marriage is finally old enough to vote and have sex.
Sanki evliliğiniz oy verip seks yapacak yaşa gelmiş gibi.
I'm old enough to supervise.
Bunu idare edebilecek yaştayım.
We were just talking about whether Daphne was old enough to be in charge tomorrow night.
Biz de Daphne yarın gece tek başına idare etmek için yeterince büyüdü mü ondan bahsediyorduk.
Eugh. Must be weird going out with someone old enough to remember when colour telly was invented.
Renkli televizyonun icat edildiği zamanı hatırlayan birisiyle çıkıyor olmak iğrenç bir şey olmalı.
If you're old enough to ask for it, then you're too old to receive it.
İsteyecek kadar büyüdüysen, alamayacak kadar büyümüşsün demektir.
I'm old enough to know the life
Hayatı bilecek kadar büyüğüm.
The cubs are now old enough For their first trip.
Yavrular ilk yolculukları için yeterince büyüdüler.
You know, I wish I'd been old enough to be part of the force when you were solving those crimes. Why's that?
Keşke o cinayetleri çözdüğün yıllarda emniyette çalışacak yaşta olsaydım.
He's old enough to be retired.
- Emekli olacak kadar yaşlıymış.
Is he old enough to become a mother?
O senin eşin olabilir..
Um, I'm not really old enough to drink.
Güzel. İçmek için yaşım tutmuyor.
- That's old enough to know better.
- Yeterince büyükmüşsün doğru yolu anlamak için.
I'm old enough to be your sugar daddy.
Ben o genç sevgililerine benzemem.
Kid, you're not old enough to be in here.
- Evlat, buraya girecek yaşta değilsin.
We're old enough to take care of him.
Ona bakacak kadar olgun insalarız.
You will not be seeing this thing again until you are old enough to vote.
Oy verecek yaşa gelene kadar kamerayı göremeyeceksin.
I lived on the streets until I was old enough to lie my way into joining the army.
Sokaklarda yaşadım. Orduya girene kadar kendi yalanlarımla yeteri kadar büyüdüm.
- Don't listen to her. Ah, I'm old enough to be your father.
Senin de baban olabilirim...
Are you old enough to drink Wine?
Şarap içecek kadar büyük müsün?
That's old enough to know your own mind.
Ne yaptığını bilecek kadar büyüdü.
Most of them are old enough to be my father.
Çoğu babam olacak yaşta.
In a few years, when we're both old enough, I'm going to marry you.
Birkaç yıl içinde, ikimiz de yeterince büyüyünce, seninle evleneceğim.
Finally, when I'm old enough,
Sonunda, yeterince büyüdüğümde
He's old enough to be your fucking dad.
O herif senin baban olacak yaşta be.
You could tell him he's not old enough to know.
Bilecek yaşta olmadığını söylemeliydin.
You're old enough to make your own decision.
Kendi kararınızı verecek yaştasınız.
"We're old enough to make our own decisions."
"Kendi kararlarımızı verebilecek yaştayız."
He meant we were old enough to choose a film!
Film seçecek yaşta olduğumuzu kastetti!
It's'cause I'm old enough to know what I like and what I don't like.
Neyi sevip sevmediğimi bilecek kadar yaşlı olduğumdandır.
I would, but I'm old enough to know that I don't like opening aspirin bottles.
Açardım ama aspirin şişesini açmayı sevmediğimi bilecek yaştayım.
Everybody can't get enough of the jolly old man.
Neşeli ihtiyara herkes bayılır.
Stop! Enough with that old talk!
Yalvarırım şu yaş meselesini konuşup durma!
They know you're saying they're too old or not pretty enough.
Aslında senin onlara çok yaşlı olduklarını ya da yeterince çekici olmadıklarını söylediğini anlarlar.
I love hearing their stories, I love hearing about the old days, and if you spend enough time with old people, you eventually get used to the smell.
Onların hikayelerini dinlemeyi seviyorum. Onların eski günlerini dinlemeyi ve eğer yaşlı insanlarla yeteri kadar zaman harcarsanız,... bir süre sonra o kokuya da alışıyorsunuz.
That's enough, old man
Bu kadar yeter, ihtiyar.
How is it that someone sentenced to the galleys for life is now wealthy enough to buy back his old home?
Nasıl oluyor da ömür boyu kürek cezasına çarptırılmış biri zengin olup kendi evini satın alabiliyor?
If you're brave enough to leave behind everything familiar and comforting which can be anything from your house to bitter, old resentments and set out on a truth-seeking journey either externally or internally and if you are truly willing to regard everything that happens to you on that journey as a clue and if you accept everyone you meet along the way as a teacher...
Tanıdık ve komforlu olan her şeyi arkanızda bırakabilecek kadar cesursanız,..... ki bunlar evinizden, eskiden içinizde kalan gücenmeye kadar her şey olabilir gerçeği aramak için bir yolculuğa çıkarsanız, ki bu yolculuk içinizde ya da dışarıda olabilir, bu yolculuk boyunca başınıza gelecek her türlü olaya ipucu olarak bakmaya niyetliyseniz, ve yol boyunca tanıştığınız herkesi bir öğretmen olarak kabul edebilecekseniz,..
- Enough of your old tricks, Balthazar.
- Eski numaralarından gına geldi, Balthazar.
Well, I guess I know enough to turn you inside out, old gal, you sockdologizing old man-trap- -
İçini dışına çıkaracak kadar biliyorumdur herhalde kartaloş karı çıkarcı, kart madrabaz seni!
Yeah, well, I know enough to know that Okie retard had ample enough time in that bathroom with little old me before your ass showed up.
- Düşünüyor musun? - O Oklahoma'lı geri zekâlının sen gelmeden önce o tuvalette yeteri kadar uzun süre kaldığını biliyorum.
My old man will make mincemeat of me soon enough!
Benim ihtiyar beni yakında paramparça edecek!
You know, I was lucky enough to work with your old man, and there was something he told me that made a lot of sense.
Biliyorsun, senin patronunla çalışacak kadar şanslıydım, ve bana öğrettiği şey, biraz akıllı hareket etmekti.
Put enough old people in the same place, it won't be too long before one of them goes.
Bir sürü yaşlı insanı biraraya toplarsanız... er ya da geç biri aralarından ayrılır.
You know? Probably you won't figure it out until you're an old, pathetic man who lives in a flophouse downtown trying to steal enough food from the garbage can to keep your incontinent body from shutting down from pity and boredom
Büyük ihtimalle ucuz bir pansiyonda yaşayan, iradesiz vücudunu acınma ve can sıkıntısından kurtarmak için çöp kutularından yemek çalan ;
He manages to kill 5 people but is dumb enough to return to his old job?
Beş kişiyi öldürdü ama eski iş yerine dönecek kadar salak öyle mi?
I was strong enough to deal with an old drunk.
Yaşlı bir sarhoşla mücadele edebilirdim.
A celibate bachelor, though over 70 years old, he's powerful enough to beat 100 men with one hand,
Hiç evlenmedi, 70 yaşlarında. O kadar güçlüdür ki, tek eliyle 100 kişiyi dövdüğü görülmüştür.