One last chance tradutor Turco
489 parallel translation
I'II give you one last chance.
Sana son bir şans vereceğim.
I give you one last chance to tell the truth.
Gerçeği söylemen için sana son bir şans veriyorum.
I give you one last chance to save yourself.
Kendinizi kurtarmanız için size son bir şans veriyorum.
It doesn't matter to me if you don't believe me, but I'd like to give you one last chance.
Bana inanmasan da, benim için fark etmez, lakin, sana son bir şans tanımak istedim.
Now one last chance.
Sana son bir şans.
When three people come to you with their lives spread out on a table for you to cut to pieces the only honest thing you can do is give them one last chance to come out alive.
Eğer üç insan paramparça hayatlarını kurtarmak için evinizde bulunuyorsa onlar son bir şans vermeniz dürüst bir davranış olur.
I thought I was giving you one last chance to be a man but I might've known better!
Erkek olman için sana son bir şans verdiğimi sanmıştım ama görüyorum ki yanılmışım!
The good Lord give me this one last chance just to watch a game of cards.
Ulu Tanrı bana son bir kez bu kart oyununu seyretmem için bir şans verdi.
I take no pleasure in seeing you die. I shall give you one last chance.
- Öldüğünü görmekten zevk alacağım sana son bir şans vereceğim.
Listen, chaps. There's one last chance.
Dinleyin arkadaşlar, son bir şansımız var.
NOW, OLD LADY, YOU HAVE ONE LAST CHANCE.
- Şimdi, kocakarı son bir şansın var.
My son wants to give you one last chance
Oğlum sana son bir şans vermek istiyor.
I'll give you one last chance.
Son bir şans veriyorum.
"I'd like one last chance to say good-bye... to all those beautiful actors and musicians and..."
"bütün o güzel aktörlere, müzisyenlere ve.. hoşça kalın demek için son bir fırsatım olsun istiyorum."
I'll give you one last chance.
Size son bir şans veriyorum.
Pai Yu Ching, I'll give you one last chance.
Pai Yu Ching, sana son bir şans veriyorum.
Frog. One last chance.
Son bir şans veriyorum.
I'm giving you one last chance... to disperse!
Buradan hemen gitmeniz için size son bir şans veriyorum!
I already gave you one last chance But you're doing it again
Sana zaten bir şans vermiştim ama yine yaptın ha.
I'm giving you one last chance to come.
Gelmen için sana bir şans tanıyorum.
One last chance.
Son şans.
I give you one last chance, because you are my only son with a driver's license.
Sana son fırsatım çünkü sürücü ehliyeti olan tek oğlum sensin.
Emperor Shaddam the Fourth, you have one last chance to take matters into your own hands... and bring the situation under control on Arrakis.
İmparator 4'üncü Shaddam, meseleleri kendi elinize almanız ve... Arrakis'te durumu kontrol etmeniz için son fırsatınız. - Son demekle ne demek istiyorsunuz...
I'll give you all one last chance!
Hepinize son bir şans veriyorum!
One last chance for a quickie.
Şipşak için son şans.
I'M GIVING YOU ONE LAST CHANCE TO FORGET ABOUT THIS.
Hey adamım, sana bunu unutman için son şans veriyorum.
There's still one last chance!
Sana son bir şansımız daha olduğunu söyleyecektim.
But because I'm a nice guy, I'm going to give you one last chance.
Ama iyi bir herif olduğumdan, sana son bir şans daha veriyorum.
So I wanna give you one last chance, Harry to save your wife and beautiful son.
Bu yüzden karını ve güzel oğlunu kurtarman için sana son bir şans veriyorum, Harry.
Jonathan, I wanna give you one last chance.
Sana son bir şans vermek istiyorum.
We have to give this girl one last chance
Son bir fırsat daha tanıyalım.
I'm giving you one last chance.
Size son bir şans tanıyorum.
No, my love. We'll give Josie one last chance to sell.
Hayır aşkım, Josie'ye satması için yarın son bir şans vereceğiz.
Okay, one last chance, Leo.
" - Bu son şansın Leo.
One last chance, Leo.
Son bir şans Leo.
No, my love, we'll give Josie one last chance to sell.
Hayır aşkım, Josie'ye satması için yarın son bir şans vereceğiz.
I'm prepared to offer you one last chance to change your mind.
Sana fikrini değiştirmen için son bir şans sunmaya hazırım.
Give me one last chance.
Bana son bir şans ver.
- I said, "Give him one last chance."
- İyi ama O'na son bir şans ver diyen de benim..
I will give you one last chance.
Size son bir şans veriyorum.
one last chance here, Thad.
şans vereceğim, Thad.
We have one last chance :
Geriye bir tek şansımız kaldı :
I give you one last chance to accept our way of life.
Bizim yaşam tarzımızı kabul etmen için sana son bir şans veriyorum.
Now I'm gonna give you one last chance.
Şimdi Sana son bir şans daha vereceğim.
Than Give Up The Chance To See My Husband One Last Time. We'll Walk You In.
Kocamı son bir kez görme fırsatını tepmektense bütün hayatımı hapiste geçirmeyi yeğlerim.
Just this one last chance.
Son bir şans ver bana.
golden women, a chance for one last fling? Maybe to some men, but not Roger. He...
ışıltılı kadınlar, son bir eğlence fırsatı mı?
Keep in mind this is LA Maison Rouge not the Last Chance Saloon and this will be a memorable night for Galveston and a profitable one for us.
Unutmayın ki burası "La Maison Rouge", "Son Şans Salonu" değil... ve bu gece Galveston için unutulmaz bir akşam ve de... bizim için kazançlı bir gece olacak.
All right, Clanton. One more chance, your last.
- Bir şans daha veriyorum.
I hope I get a chance... to kick every one of'em right in the head... just as they gasp for their last breath.
Umarım herbirini sokakta yatmış... son nefeslerini verirlerken... kafalarından tekmeleme şansım olur.
This is your last chance to leave here in one piece.
Sağ salim buradan ayrılmak için bu son fırsatınız.
one last thing 219
one last time 155
one last question 77
last chance 330
chance 308
chances 21
chancellor 172
chances are 105
one love 23
one life 18
one last time 155
one last question 77
last chance 330
chance 308
chances 21
chancellor 172
chances are 105
one love 23
one life 18