Operation tradutor Turco
13,081 parallel translation
The World's biggest rescue operation.
'Dünyanın en büyük kurtarma operasyonu.'
The world has never witnessed nor will probably ever witness... a rescue operation of this scale :
'Böyle bir kurtarma operasyonuna dünya hiç şahit olmadı belki de hiç şahit olmayacak da.'
Talent show fund raiser no, no, the talent show that the kids organized for my operation.
YETENEK GÖSTERİSİ BAĞIŞ GECESİ Hayır, çocukların ameliyatım için düzenledikleri gece.
I'm extending the meeting so we can fully explore the reasons why the operation went ahead with such poor and corrupted intelligence, and what lessons can be learnt to ensure this never happens again.
Toplantıyı uzatmamın sebebi bu kadar kötü ve bozuk bir istihbaratla operasyonun sürdürülmesinin nedenlerini tam olarak soruşturup bir daha asla olmamasını sağlamak için ne ders çıkarabileceğimizi keşfedebilmemiz.
I want to put you inside his operation.
Operasyonuna seni koymak istiyorum.
It's an operation called Limpet.
Limpet adı verilen bir operasyon var.
It's got to be a church mouse operation.
- Bu çok sessiz bir operasyon olmalı.
Well, Limpet's an ongoing anti-arms operation based in Washington. Standard tracer op. It's been running about a year.
Limpet yaklaşık bir seneden beri süregelen Washington merkezli silahlanma karşıtı standart bir gizli operasyon.
I suspect that he always will be, but I hope you understand that I can't spend the nation's intelligence budget on an operation whose current status appears... to be somewhat catatonic.
Sanırım her zaman böyle olacak. Ancak millî istihbarat bütçesini son durumu oldukça katatonik görünen bir operasyona harcayamayacağımı umarım anlarsın.
When my father was serving in Belfast... a sergeant in his platoon got drunk one night, told a local girl what the next day's operation was.
Babam Belfast'ta görev yaparken müfrezesindeki çavuş bir gece sarhoş oluyor ve bölgenin yerlisi bir kıza ertesi günkü operasyonu anlatıyor.
The Joel Steadman enforcement operation, with Angela Burr on side-saddle.
Joel Steadman'ın Angela Burr ile gerçekleştirdiği operasyon.
Currently, we have a joint operation on foreign soil between two extremely fringe outfits.
Şu anda yabancı bir ülkede son derece farklı iki ekip arasında müşterek bir harekat gerçekleştiriyoruz.
There's an enforcement operation called Limpet. We have to keep our eyes on it.
Limpet adında gözlerimizi ayırmamamız gereken bir operasyon var.
It's a straw man operation.
Bu bir korkuluk operasyonu ve sen de korkuluksun.
Angela Burr is closer than anyone's ever been to cracking Richard Roper's off-shore operation.
- Angela Burr Richard Roper'ın açık deniz faaliyetlerini çökertmeye daha önce hiç kimsenin olmadığı kadar yakın.
If it looks like Apo was the only mole in the operation, we might just be OK.
Ayrıca Pine'ı kurtarmak için operasyondaki tek köstebeğin Apo olduğu sanılırsa bizim için sorun çıkmayabilir.
I will have you not screwing up my operation, that's what I'll have.
Operasyonumu mahvetmeyeceksin ya daha ne olsun?
Without me you don't have an operation.
Ben olmadan operasyon falan olmaz.
That is a coded account summary of the entire operation.
Bu operasyonun tümünün şifrelenmiş hesap özeti.
I was sent in by British Intelligence to track Roper's arms operation.
Roper'ın silah faaliyetlerinin izini sürmek için İngiliz İstihbaratı tarafından yollandım.
It's just an appendix operation, routine, one night is easily enough.
Apandis ameliyatı altı üstü, sıradan yani. Bir gece kalması fazlasıyla yeterli.
Harry's operation has been compromised.
Harry'nin operasyonu ifşâ edildi.
Her entire operation is Godless.
Tüm operasyonu tanrısız kaldı.
Yeah. Yeah. You know the secret of a really good intelligence operation?
Çok başarılı gizli operasyonların sırrı nedir biliyor musun?
Has the Operation finished?
Bitti mi?
It's all part of an undercover operation you were running - into an immigration scam.
Göçmenlik dolandırıcılığıyla ilgili söz konusu gizli bir operasyonla alakalı.
And his name pops up a lot in relation to Operation Condor.
Akbaba Operasyonu'nda sık sık adı geçiyor.
Ever hear of a game called... Operation?
"Operasyon" diye bir oyun duydun mu hiç?
We're a unique little operation.
Benzersiz küçük bir işletmeyiz.
My guardian, a slave belonging to my father, Ran the operation in his stead.
Muhafızım, babama ait bir köle, yerine işi yürütüyordu.
There were a number of parties to whom I had to make promises in exchange for their support of this operation, schedules that had to be met.
Bu operasyonu desteklemeleri karşılığında sözler vermem gereken yerler vardı her şey zamanında olmalı.
I understand that there are a great many elements to this operation, of which Charles is just one.
Bu operasyona bağlı bir çok büyük şey olduğunu anlıyorum ki Charles bunlardan sadece biri.
I was approached by a man who introduced himself as John and said his employers wished to monitor your operation to retake Nassau, said they had a vested interest.
John adında bir adam kendini tanıttı ve işverenlerinin menfaatleri olduğunu, sizin Nassau'yu geri alma girişimlerinizi takip etmek istediklerini söylediler.
You want to use Max's girls to inform on the governor's operation without telling Max?
Max'in kızlarını kullanarak, haberi olmadan valinin yaptıklarından, haberdar olmak mı istiyorsun?
What kind of operation are you running here?
Ne tür bir operasyon yönetiyorsun sen burda?
You're really gonna blow your whole operation?
Cidden bütün operasyonu bitirecek misin?
If I didn't think you had a strong lead in what could be a significant public corruption case, I wouldn't have authorized the operation.
Sağlam bir ip ucun olduğunu düşünmesem apaçık bir yozlaşma davası olmasaydı bu operasyona izin vermezdim.
I followed the protocol. Four months putting this operation together.
Bu operasyon için 4 ay bekledim.
You want me to help ramp up the Texas operation?
Teksas operasyonunu hızlandırmaya yardım etmemi mi istiyorsunuz?
I built my entire operation from the ground up.
Tüm organizasyonumu sıfırdan kurdum.
I am Assistant Chief Constable Jim Burns and I have information relating to the Operation Music Man Task Force and the serial murder investigations.
Ben Emniyet Müdür Yardımcısı Jim Burns seri cinayet soruşturmasıyla ve konuyla ilgili yürüttüğümüz operasyonla ilgili haberlerim var.
Can the Chief Constable please provide us with an update on the progress of the Operation Music Man Task Force?
Müzisyen Operasyonu Özel Biriminin güncel durumu hakkında emniyet müdürü bizi bilgilendirebilir mi acaba?
Now, as I understand it, you were in charge of the police operation?
Anladığım kadarıyla operasyonun sorumlusu sizmişsiniz.
I asked Custody Sergeant Boyd to do a risk assessment of the operation while I briefed Detective Sergeant Anderson.
Ben Detektif Çavuş Anderson'a bilgi verirken Gözaltı Çavuşu Boyd'dan risk değerlendirmesi yapmasını istemiştim.
Do you think the operation was negligent in any way?
Sizce operasyonda herhangi bir ihmal var mıydı?
You've had an operation but you're doing really well.
Bir ameliyat geçirdin ama durumun gayet iyi.
An operation?
Ameliyat mı?
My operation's been growing exponentially since we last talked.
Son konuştuğumuzdan bu yana işlerim katlanarak büyüyor.
He was leading a tactical operation.
Bir taktik harekatın başındaydı.
Rebecca, the Brotherhood will be managing this operation.
Rebecca, bu işi Kardeşlik yönetecek.
I did what I had to do to keep the operation alive.
Operasyonu canlı tutmak için yapmam gerekeni yaptım.
operations 34
operational 22
operation bite mark 18
opera 56
operator 419
operative 38
operate 76
operating 25
operated 23
operational 22
operation bite mark 18
opera 56
operator 419
operative 38
operate 76
operating 25
operated 23